17.Bölüm

717 56 5
                                    


Hırçın dalgalarla boğuşurken, sığınacak liman bulamamak gibiydi...

14.12/2021

🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸

Yorgundum. Sanki üzerimde tonlarca yük varmış, bu yükleri günlerce taşımış gibi yorgundum. Bu yorgunluğumun sadece fiziksel olmadığına emindim. Ruhsal olarak da çökmüş durumdaydım. Hep bir umut hayatımın iyi yöne gideceğini düşünerek yaşamıştım. 'Bir gün düzelecek ve çektiğim sıkıntıların mükafatını alacağım.' demiştim. Umudum bana bu noktada çok zarar vermişti. Çünkü hayatım iyi yönde ilerlemedi. Zaman geçtikçe sorumluluklarım arttı ve ben o sorumluluklar altında ezildim. Yapayalnız ve soğuk odalarda yaslandığım tek bir omuz yoktu. Isınmak için ise sadece yorganım vardı.

Şu an bu kokuşmuş pis yatakta ellerim bağlı bir şekilde yatarken, aklıma gelen anılarla gözümden düşen yaşlara mani olamadım.

"korkuyordum. Evet korkuyordum. Bu korku bir hayvan korkusu, karanlık korkusu gibi değildi 'insan korkusuydu'. İnsandan korkuyordum.

Ailemin kaybolduğu günden beri çok fazla içime kapanmıştım. Kendime güvenim yoktu. Lise birinci sınıfa gidiyordum. Ders müzik dersiydi. Hoca yanımdan geçerken "adın ne? " diye sordu.

Çok basit bir soruydu. Adın ne? Bu kadar basitti. Ama otuz dört kişilik bir sınıfta herkesin içinde adımı söylemek benim için çok zordu. Hoca bana bakmaya devam ederken, artık bir cevap vermem gerektiğinin farkındaydım.

"Aden"

O kadar kısık sesle söylemiştim ki anlamadığından emindim.

"anlamadım"

"Aden"

"yüksek sesle söylesene!"

"Aden"

Hoca kısa bir gülüş attı. Bana kınayıcı bir şekilde baktı.

"birde Sağlık meslek lisesinde okuyorsun. İşe başladığında çok dayak yersin sen!"

Ben sessizce önüne dönerken sınıftan gülüşüme sesleri geliyordu. Çok kırıcı ve yaralıyıcıydı. Artık alışmıştım. Takmıyordum. O kadar yalnızdım ki, bir süre sonra yalnızlığa mahkumiyetimden ona da alışmak zorunda kalmıştım. Zil çalınca lavaboya gitmek için ayağa kalktım. Sınıfa dönerken, sınıftaki birkaç kızla karşılaştım. Yanından geçerken gülerek;

"ahahahhah bu kız yürümeyi biliyormuş."

"derste konuştu duydun mu? dilsiz değilmiş."

"ahahhahah evet"

Onlar gülerek uzaklaştılar. Cidden duymadığımı falan mı sanıyorlardı. Ne kadar bu durumdan rahatsız olsam da yapabileceğim bir şey yoktu. İnsanlar kendileri gibi olmayan kişileri kabul etmekte epey zorlanmışlardır. Hem bir söz vardı. 'farklıysan yalnızlığa mahkumsun' kendimi değiştiremezdim. Onları da değiştiremeyeceğime göre sabretmekten başka çarem yoktu.

Sınıfa geldiğimde her zaman yaptığım gibi direk sırama geçip oturdum. Oturmamla sırtıma çanta fırlatılması bir oldu. Arkama baktığımda sınıftaki erkeklerin gülerek bana baktıklarını görmüştüm. Sahi ben ne yapmıştım onlara. Sadece susuyordum. Onlar benim sessizliğimden bile rahatsız oluyorlardı. Canımın acısıyla gözlerimin dolmasına mani olmadım.

Bana kalbim yokmuş gibi davranıldı..

Ve fısıldadım.

Lütfen gelekteki hayatım, geçmişimden çok daha iyi olsun..."

ORMAN PERİSİ |TAMAMLANDI|Where stories live. Discover now