15.Bölüm

853 61 1
                                    

Her sorunun çözümü, her yolun bir çıkışı olmalıydı..

🌸🌸🌸🌸🌸

Yürüyordum. Ne kadar yürüdüm bilmiyordum. Hiçbir yorgunluk hissetmiyordum. Etrafımda rengarenk çiçekler, yemyeşil ağaçlar, akan ırmak ve yüzümde eksik olmayan gülücükler...

Bir yandan yürüyor, bir yandan da her yanından geçtiğim çiçeğe parmak uçlarımla dokunuyordum. İleride ki  ırmağın kenarına geldiğimde annem ve babamı gördüm. Arkaları dönüktü. Yüzümdeki gülümsemeyi daha da büyütüp onlara doğru ilerledim.

"anne, baba burası çok güzel neredeyiz biz."

Sorumun cevapsız kalması üzerine bakışlarımı onların sırtına çevirdim.

"anne... Baba..."

Ne kadar sorarsam sorayım onlardan tepki alamıyordum. Beni görmediklerini farzederek omuzlarından tutup kendime çevirdim. Yüzlerini görmemle çığlık atmam bir oldu. Her yerleri siyahtı, gözyaşları bile siyah bir sıvı şeklinde akıyordu. Bu nasıl olurdu? Annemin mavi gözleri nasıl olurda siyah olurdu? Peki yüzlerindeki siyah duman izleri? 

"ne oldu size böyle?" diye haykırdım.

Annem bana yaklaştı. Yüzleri gülmüyordu. Nehirden çıkıp, yanıma doğru gelirken bastığı çimenler birden solmaya, siyaha dönmeye başladı. Babam da aynı şekilde yaklaştığında; çimenler, çiçekler solmaya devam ediyordu. Onlar bana her yaklaştığında adeta doğa ölüyordu. Benim geçerken nefes verdiğim ormanın, annem ve babam bana yaklaştıkça ruhu çekiliyordu. Şaşkınlıktan konuşamıyordum.
Birden siyah bir hortum çıktı. Yönü annem ile babamın olduğu tarafaydı. Farkettiğim an, onları kurtarmak adına öne doğru atıldım. Ama beni engelleyen bir şey vardı. Onlara yaklaşamayacağımı anlayınca bağırmaya başladım.

"anne, kaçınnn! Baba! Hortum baba!"

Onların tepkisizliğine karşı, çığlık çığlığa bağırıyor. Çaresizce onları yutmakta olan siyah hortumdan kurtarmaya çalışıyordum.

"Aden, gel orman perim. Tut elimi."

Bu ses... Bana çölde su bulmuş gibi hayat vermişti

"Arenn! Aren, annem ve babam yardım et Aren. Onları kurtarmamız lazım!!"

"gel orman perim benimle gel."

Elimi uzatmış tutmamı bekliyordu. Yüzü gülüyordu. Ben ise hala yardım bekleyen gözlerle ona bakıyordum. Hortumun sesi ise tüm evrende yankılanıyordu.

"gel perim. Senin tek çıkmazın benim! Tut elimi."

Niye bana yardım etmiyordu. Ailem bu durumdayken kendimi düşünemezdim. Delirmiş gibiydim. Ağa takılan kuş gibi çırpınıyordum. Aren'in bana yardım etmeyeceğini anlayınca başımı gökyüzüne kaldırdım. Ellerimi açtım. Tüm avazım çıktığınca bağırdım.

"GÖKYÜZÜ ORMAN PERİSİ OLARAK SANA EMREDİYORUM!!! HORTUMUNU GERİ ÇEK, GÜNEŞİNİ GÖSTER."

Bunu söylememle gökyüzü kırmızıya döndü ve kırmızı yağmur yağmaya başladı. Kafımı çevirdiğimde kimseyi göremedim.

"neredesiniz! Nereye gittiniz."

"gel orman perim gitmeliyiz!!"

"Aren onlar yok! Neredeler?"

Gözlerimin önü tamamen siyahla kaplandı. Aren de yoktu artık.

Bir sesler duyuyordum. Biri adımı söylüyordu sanki Tan'ın sesine benzettim.

ORMAN PERİSİ |TAMAMLANDI|Where stories live. Discover now