5.Bölüm

1.2K 76 11
                                    

Her his, geleceğe dair bir
sinyal miydi?

06.12/2021

<3<3<3<3<3<3<3<3

Odama vuran günışığının, yüzüme yansıması ile gözlerimi araladım. Yattığım yataktaki farklılık hemen hissettirdi kendini. Bulutların düzende gibi hissediyordum kendimi. Hiç kalkmak istemiyordum ama yatağın rahatlığından çok içinde hissettiğim huzursuzluk yüzündendi. İki gündür yaşadıklarım ve yaşayacaklarım beni huzursuz etmişti. Tek tutunduğum şey ise annem ve babamın yanımda olmasıydı. Bu hissettiğim güven duygusunu hissetmeyeli uzun zaman olmuştu. Kısa sürmesinden oldukça korkuyordum.

Birkaç dakika nerede olduğumu sorgulamanın ardından nihayet yataktan çıkabildim. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkamaya başladım. Yüzüme su atıp aynaya baktığımda  yüzümün olduğundan daha canlı durduğunu farkettim. Kenarları mavi ve siyah elmastan oluşan aynadan da kaynaklı olabilirdi. Öyle olsa bile bu görüntüm beni oldukça mutlu etmişti.

Banyodan çıkıp odaya girdim ve pencereye yöneldim. Kaldığım oda oldukça yukarıda olduğu için her yeri görebiliyordum. Gökyüzü çok açık, güneş daha parlaktı, her şey daha renkliydi. Bugün kendimi oldukça huzurlu hissetmeye başlamıştım. Belki de bu yüzden dünya olduğundan daha güzel geliyordu.

Pencereden baktığımda okulun bahçesinde bazı öğrenciler gördüm. Ellerindeki uzun çubukla önlerinde duran çiçeğe doğru garip hareketler yapıyorlardı. Ne yapmaya çalıştıklarını anlamamıştım. Daha dikkatli incelediğimde çiçekte gördüğüm hafif büyüme ile gözlerim açıldı. Acaba yanlış mı gördüm, yoksa o çiçek gözlerimin önünde büyüdü mü?

"derste öğrendiklerini uygulamaya çalışıyorlar."

Duyduğum ses beni gülümsetmişti. Uzun zamandır beklemenin ödülünü evren bana bu şekilde ödüyordu belki de. Arkamdan gelen sesin sahibine dönüp sarıldım. Çok uzun zaman olmuştu bu anı yaşamayalı. Başımı okşamasını çok özlemiştim, en çok da kokusunu özlemiştim. Uzun uzun sarıldık.

Annem elindeki okul kıyafetine benzeyen sarı-siyah elbiseleri verip giymemi söyledi. Okulda ilk günümü bugün geçirecektim. Annem, okulda sağlık bilgisi dersleri veriyormuş ve hastalıkları iyileştirme gücü varmış.  Babam ise savaş perisiymiş, güvenlikten sorumlu perilerdenmiş. Bu yüzden onu çok fazla göremeyecektim. Bu beni üzse de hayatta ve yanımda olduklarını bilmek güzeldi.

Hızlıca üstümü değiştirdim. Kıvırcık sarı saçlarımı salık bırakıp bir kısmını örüp taç şekli verdim. Mavi gözlerimi ortaya çıkartan hafif makyajla artık hazırdım. Boy aynasına geçip üstümü incelediğimde bu kıyafetlerin tam üstüme göre olduğunu fark ettim. Yaka kısmında ismimin yazdığını şimdi fark etmem de ayrı bir ironiydi. Kendimi çok farklı hissediyordum.

Sanırım bu odanın en çok sevdiğim yeri penceresiydi. Yüksekte olması, mavi ve yeşil totunun en güzeline sahip bahçeyi daha ayrıntılı görmemi sağlıyordu. Bahçenin etrafı yemyeşil çim ve rengarenk çiçeklerle kaplıydı. Periler diyarının çıkış kapısına kadar uzuyor kırmızı ormana kadar devam ediyordu. Kapıdan çıkıldığı anda bu çimler daralıyor, en fazla üç kişinin sığacağı bir genişlikte kalıyordu. Bu genişlikteki çimler dışında kalan alan tamamen buz mavisi renginde sularla kaplıydı. Sanırım bu sular periler diyarının güvenlik kalkanıydı.

Daha ileriye baktığımda kırmızı ormanın yansımasını farketmemle şaşırdım. Buraya oldukça uzaktı ve yansıma bile olsa görmem imkansız gibiydi. Bunun şaşkınlığını atamamışken bir diğer şaşırdığım şey ise oraya gitme istediğimdi. Sanki orada bana ait bir şey vardı ve bana ait olan şeyi almam için kırmızı orman, beni çağırıyordu. Başımı olumsuzca iki yana sallayıp silkenlendim, düşüncelerimi dağıttım ve pencereden uzaklaştım.

ORMAN PERİSİ |TAMAMLANDI|Kde žijí příběhy. Začni objevovat