15 K🌸Özel Bölüm 2 🌸

306 31 2
                                    


11.07.2022

Bir kişi, eşya ve evrendeki her şeyi sevme meyili insanlara özgüydü. Perilerle en büyük ortak noktaları belki de buydu. Cadılar sevemezken Perilere verilen bu özellik belki de bize verilmiş en büyük lütuftu.

Periler de tıpkı insanlar gibi sever, bağlanır kaybetme korkusu yaşar kaybettiğinde de en büyük korkusuyla yüzleşirdi.

Sevmeyi ilk olarak anne ve babamdan öğrenmiştim. İlk onları sevdim. Sonra Aren'i ve sonra da arkadaşlarımı...
Aren'e duyduğum sevgi hepsinden farklıydı. Özeldi bir kere. Hayatımın her anında yanımda olmasını istediğim kişilerin başında yer alıyordu. O benim ruh eşimdi.

Elimdeki tacım eşya kategorisinden en sevdiğim şeydi. Peri köşkünün bahçesinde oturmuş kırılan tacım için üzülüyordum. Elleri kaldırıp büyü yaptım. Dileğim tacımı eski haline getirmekti. Bu yaptığım kaçıncı büyüydü bilmiyordum ama işe yaramazdı. Bu tacın özelliği buydu. Hayal kırıklığıyla büyü için kaldırdığım ellerimi indirdim.

"Perim, neden üzgünsün?"

Yanıma gelen Aren'i konuşunca farketmemle sıçradım. Merakla bana bakıyordu. Gözleri elimdeki taca kayınca anlamıştı. Oldukça kötü gözüküyordu. Geri dönülmez halde kırılmıştı. Üstelik çok takamamışta.

"baksana Aren, kırıldı tacım. Hayvanları eğitirken biri hırçınlaştı. Büyüyle sakinleştirmeden hemen önce ayağıyla fırlattığı taş tacıma geldi."

Aren tacı elimden aldı. İncelerken tacın kırılmasından çok benim üzülmemi taktığı belli oluyordu. Gülümseyerek bana döndü.

"Senin tacın zaten var Perim. Kalbinde taşıdığın en güzel mücevher, diğerlerini gölgede bırakıyordu zaten. Şunu unutma, insan tacını kalbinde taşır. Sen o tacı hiç çıkarmamak üzere taktın zaten. Fazladan gösterişe gerek yok."

Ellerimi alıp öpücük kondurdu.

"olsun, üzülme düzelemez ama ben yine de bir bakayım belki bir yolu vardır."

"seni seviyorum koca tırtılım."

"seni seviyorum Orman perim."

Anlımı anlıma yaslanmış benim gibi çimlere oturmuştu. Birbirimize büyüsüne kapılmış giderken bu büyüyü bozan tabiki de tanıdık sesten başkası değildi.

"Gel buraya yeter artık!!"

Sırılsıklam bir şekilde bağırarak yanımıza yakşalan Han ile bakışlarımız ona yöneldi. Tan'ı kovalıyordu. Bu sefer gerçekten sinirli görünüyordu. Kim halkı bilmiyordum ama Tan'ın ona nasıl ceza verdiği Han'ın halinden anlaşılıyordu. Onlar bahçede kovalamaca oynarken Han hile yapıp uçarak Tan'ın önüne geçti. Tan böyle bir hamle beklemiyor olacak ki, kalakaldı. Han beklemeden onu bir büyüyle yanımıza gönderdi. Gülerek izliyorduk. Günlük rutin kavgalarını yapıyorlardı. Büyümüş halleri böyleyse çocukluklarını merak etmiştim.

Aren Tan'a elini uzatıp gülerek kaldırdı. Yanımıza gelen Han hala sinirli olsa da biraz yatışmış gibiydi.

"bu sefer ne oldu?" dedim.

Sorumun cevabını yanımıza koşuşturarak gelen Tanya ve Açangül vermişti.

"Tan, üstüne su dökünce sinirlendi. E haliyle güçleri de baskılandı." dedi Tanya.

"bir an öldün sandım Tan. Han'ı ilk defa bu kadar sinirli gördüm." diye ekledi Açangül.

İkisine de bakıyorduk. Suratlarındaki ifade çok komikti. Han sırılsıklamdı. Tan ise düşmenin etkisiyle tozlanmış, saçları dağılmıştı. Dayanamadık ve kahkaha atmaya başladık. Suratlarındaki ifadenin sabitliği daha çok gülmemize sebep olmuştu. Gülmemizi bastırdığımızda Tan sistemle konuşmaya başladı.

ORMAN PERİSİ |TAMAMLANDI|Where stories live. Discover now