Bölüm34 Onur Savaşı

2.2K 222 20
                                    

Dün olanları prense anlattım. Açıkçası baya bir güldü ama seyirci toplayacagina söz verdi ve bu olayı tüm aristokratlara yaydırdı.

Cesar bunu duyduğunda izlemeye geleceğini söyledi ve Edmund dır dır edip durdu.

Onur gün geldiğinde kolyemi yanıma almadım. Ve öyle evden çıktım. Burası insan kaynıyor halktan bile insanlar var. Hakemimiz Veliaht prens Kallion söze başladı.

-Bu gün iki kardeş onurları üzerine Düello yapacaklar.

-Hurraaa!

-Dövüş sırasına büyülü eşya veya İksir kullanılamaz ama büyü yapabilir veya kılıcınıza mana akıtabilirsiniz!

Bunu duyunca Abim gülümsemeye başladı. Vay canına olum fermanını kucaklıyor resmen.

-Karşınızda ki kişiye öldürmek dışında istediginiz şeyi yapabilirsiniz.

-Huraaa

Seyirci harbiden heyecanlı.

(seyirci sesi için ne kullanacağını bilemeyen yazarın aklına sadece hurraa geldi)

-O zaman başlamadan önce el sıkışın.

-Elise yolun başındayken geri çekil.

-Ne yazık aynısını ben sana söyleyecektim.

-O zaman hazırsanız başlayın!

Derin bir sessizlik oldu ve abim bana doğru atıldı.

-Sana acıyacağımı düşünüyorsan yanılıyorsun!

-Böyle bir şey mümkün mü?

Kılıçlarımız havada çarpıştı. O gerçekten güçlü ama bende çok çalıştım!

-Fena değilsin şimdi gerçekten başlama zamanı.

Kılıcını mana ile doldurdu. Ama bana karsı hiçbirşey. Manayı manipüle etmeden kılıca akıtıyor büyücüler için bu basit bir hamle.

-Abi sıkıldım. Bunu şimdi bitireceğim.

-!

Ben de kılıcımı mana ile doldurdum ama benimki farklı. Kılıcımı gösteriş yaparcasına sağ tarafa savurdum ve orada bir yarık açıldı.

O sırada seyirci.

-...

Ve abim gözle görülür şekilde titriyordu. Pfft bu kadarı bir büyücü için hiçbirşey birde karşında Edmund olsaydı.

-Sen bir büyücüsün ama nasıl?

-Basit bir şeyle başlayacağım orta seviye büyü buz saçağı.

Keskin buz parçaları ona doğru uçtu.
Daha demin kılıçla yaptığım hamle bir büyücü için basit olsada benim seviyemde çok mana yiyor.

  Ormanda kısılı kalmışken bunu kullanamıyordum. Ama yaptığım antrenmanlar işe yaradı.

O sırada kendime ilk seviye büyüyke buzdan bir taht yaptım. Seyirciler dillerini yutmuş bakıyordu.

-Elise azıcık onurun varsa gelip kendi gücünle savaş.

-Ama bu kurallara aykırı değil. Beni üzdün senle ne yapmalı? Öldürmediğim sürece herşey mübah.

Her elementle büyü yapabilirim ama ben şahsen buz büyülerini tercih ediyorum.

-Düşük  seviye büyü buz hapishanesi.

Buzdan maddeler yapmak kolay. Tabi kırılması kolay ama buna zamanı olmayacak.

-Yüksek seviye büyü rüzgar kementi.

Bu büyüyle o ne olduğunu anlamadan kılıcını aldım. Ve büyüyü serbest bıraktım.

Yine çok mana kullandım. Ama değdi. Abim şok olmuş bir yüzle bana bakıyordu

-İğrenç.

'slash' bir saniye sonra abimin yakışıklı yüzü kan içindeydi.

-Elise sen neden...

Ona bakmadan birkaç darbe vücuduna indirdim.

-Bu size bahsettiğim derslerin kişiye özel olanı. Prens bence kazanan belli Düelloyu bitirin.

Theodore ve dükün sesini duyabiliyordum ahh unutmadan.

-Bu Düello bittiğine göre hazırken Theodore abi seni bir düelloya davet ediyorum.

Theodore ve dük :

-!

Seyirciler:

-Daha yetmedimi?

Edmund ve prens :

-pfffft

______

Yazar:Villainesssss

 

Pişman olma sırası artık sizdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin