Bölüm163 Orduya Yetişmek

511 62 1
                                    

Gece ateş yakıp çadıra girdik. Çadır tek kişilik kolay taşınabilir bir çadır.

Çadıra girdiğimizde etraf çok sessizdi.

Uhh çok yakınız. Bir süre sonra Samuel'in nefesleri kısaldı ve eşit hale geldi. Bu da demek ki şuan uyuyor.

Ona doğru döndüm. Hmm şimdi bakınca...hâlâ çok yakışıklı.

Saçı yüzüne düşmüştü. Sadece onu almalıyım. Elimi saç tutamını çekmek iccin yüzüne doğru uzandı ve tam saçını tutacakken.

-Ouch!

Samuel bir anda bileğini tuttu ve sonraki saniye alttaydim.

-Samuel benim Elise.

Kendine geldiğinde rahatlamış görünüyordu.

-Sen ne yapıyordun?

-Sadece saçını yüzünden çekmek istemiştim.

Onu üzerimden atmaya çalıştım ama bedeni beklediğimden güçlü.

Bu adam yüz yıllarca uyumuyor mu!?
Nasıl hala bu kadar güçlü olabilir?

-Şimdi ne yapıyorsun?

-Ne olabilir seni üzerimden atmaya çalışıyorum!

-Pfft.

Komik bir şey var da benim mi haberim yok?

-Neden kalkmalıyım?

-Çünkü yarın erken kalkıp orduya yetişmeliyiz.

-Ya istemiyorsam?

-Ama yarın...

-Elise daha yeni evlendik ama kaç gündür ayrıyız. Şimdilik yalnız kaldık yani izin ver.

Samuel sözünü bitirir bitirmez beni öptü.

Madem izin istiyorsun cevabımı beklemelisin!

Bedenim gittikçe ısındı sanırım bundan sonra hayır diyemem...

Ahem. Duymadınız görmediniz bilmiyorsunuz. Tamam?

Sabah olduğunda...dur ne sabah mı oldu!? Geç kaldık güneş doğmadan çıkmalıydık.

Hep onun yüzünden!

Çabucak Samuel'i uyandırdım.

-Uyan artık geç kaldık!

Yavaşça gözlerini açtı. Hey sen bir tür prenses değilsin. Bir kötü adam böyle olmamalı ahh!

-Neden bağırıyorsun?

-Geç kaldık! Samuel savaşa gidiyoruz çay içmeye değil!

-Mhm.

Mhm...? Derken bu adam beni deli etmek için yaratılmış.

Yakasından çektim ve onu sürükledim.

-Elise böyle mi gitmemi istiyorsun?

-Nasıl?

Ona döndüm. *#@js₺!?₺djj?!

-Hızlı ol ve giyin seni bekliyorum.

Samuel yavaş yavaş hazırlandı. Ahhh! Savaşa geç kalmak ne demek ben bir komutanım! Bu duyulursa ne olur biliyor mu!?

Sonunda giyindiğinde bana dönüp pişkin pişkin sordu.

-Elise çadırı burada mı bırakacağız?

Sonra onları da topladık. Sanırım bu gece de çadırda uyumak zorunda kalacağız.

-Elise ışınlansak olmaz mı?

-Ben o kadar güçlü değilim.

-Bana verdiğin kolye sayesinde biri görmezse kimse gücümü anlayamaz demiştin.

Aslında haklı. El ele tutuştuk ve ordunun olabileceği konumun yakınına ışınlandık.

Kutsal güçle böyle bir büyü kullanmak...

Sırada bir kaç yüz metre ata yürümek kaldı.

Atları ormana saldık çünkü bizle gelemezlerdi.

Böylece ormanın ortasında yürümeye başladık.

_______
Yazar:Villainesssss


Pişman olma sırası artık sizdeWhere stories live. Discover now