Lise Kabusu

4K 333 105
                                    

--------- VOTE VE YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYIN------

Throwback

Lise korkunç bir yerdi ve Dide o denli korkuyordu ki buradan hiç de Disney Channel filmlerindeki gibi değildi. Hele High School Musical hiç değildi!

Dide liseden nefret etmişti...

Üzerindeki okul üniformasıyla seke seke gezen bir dokuzuncu sınıfken tuvalette omuz atılmıştı durduk yere Dide ise çok ürkmüştü. "P-pardon abi.."diye mırıldanmıştı Dide korkuyla.

"Sen nesin la.."demişti elinde tespih savuran sigara dumanını oğlana üfürürken. "Bu ne ayak Neco, top mu bu.."

"Ben top değilim.."dedi Dide hıçkırırken. "Ben o kadar yuvarlak ve şişik değilim ! Ben Dide..."

Sigara içen oğlanlar alayla gürleyip ittirdiğinde Dide poposu üzerinde pis fayansa düştüğü için ağlamaya başladı. "Bizim mahallenin kızları bile bundan erkek...şuna bak. Çocuk gibi.."

"B-Ben ..."dedi Dide korkuyla.

Keşke şuan var olmayan ülkelerinde olsalardı. O Tinkerbell idi, Pars ise Peter Pan. Neverland onların dünyasıydı ve Kaptan Kanca gibi kötüleri hep yenerlerdi orada. Kaptan Kanca kötü bir adamdı ve Peter Pan'ın düşmanıydı.

Üstelik Tinkerbell'i esir ediyordu peri tozu için!

Dide hep gözlerini kapatıp Peter Pan'ın şimdi süzülerek içeri gireceğini hayal ediyordu lakin alay dolu kahkahalara karışmış hıçkırıkları vardı sadece.

Kreşteki gibiydi lisede. Erkekler "hanım evladı."diyordu. Omuz atıyorlardı. Top fırlatıyorlardı. Ya da daha kötüsü çelme takıp düşüyorlardı. Kızlar ise "Erkek güzeli."diye alay ediyor "Bebiş benden tüysüz.."diyerek kalbini kırıyorlardı.

Tüysüz olması kötü bir şey miydi ?

Oysa babası hep jiletle boynunu ve yüzünü kesiyordu, iyi ki de tüysüzdü Dide. Çünkü kesin o da kestirirdi daha sakardı...

Öğretmenler bile Dide'yi pek sevmiyor gibiydi zira bazı erkek hocalar imalı gülüşlerle o ne zaman tahtaya çıksa süzüyorlardı. Özellikle din hocası ve matematik hocası derste hem tahtayı sildiriyorlardı Dide'nin arkasını izlerken. Bazen odalarına çağırıyorlardı dersler hakkında konuşmak için ve kağıtları okuyalım dediklerinde her seferinde omzuna dokunuyorlardı. Ama sıkıyorlardı omzunu ve Dide'nin beyaz teni çabucak iz oluyordu.

Ama Pars bunu duyunca iki hocayı da dövmüş, arabalarını çizdirmiş ve disipline gitmişti. Şimdi bide bu çocukları söylerse Pars onları da dövecekti.

Zaten disiplin suçunu parayla pulla ailesi zorla ört bas etmişti. Dide yüzünden okuldan olacaklardı.

Zaten Dide okula başladığından beridir Pars kreşten,ilkokuldan,ortaokuldan ve en son liseden sayısız oğlanı dövmüş,sayısız kızı ağlatana kadar bağırmıştı onlara. Çünkü hepsi Dide'yi iteliyordu ve Pars bazen teneffüslerde sevgilileriyle gezmek yerine lavaboda ağlayan çocuğu sakinleştirmeye gidiyordu.

Gamze kötüydü.

Ecrin kötüydü.

Sena cadolozdu!

Kübra tam bir gıcıktı!

Selinay Dide'ye şakayla karışık vurduğu için Pars onu terk etmişti...

Çimen denen kız Dide'nin yazın giydiği fırfırlı bir kot şorta laf ettiği için Pars kızı buluşmaya gitmeden ekmişti.

Ama son olan kız Dide'yi ağlatacak kadar kusursuzdu.

Ayda çok güzeldi. Ayda çok zekiydi. Ayda çok iyi kalpliydi. Ayda kantinde Dide eziliyor sırada diye onun yemeğini alırdı Pars okulda olmadığı ya da kavga ettiği vakitlerde. Ayda o denli tatlı bir kızdı ki üstelik Dide için ödevlerine yardım etmeyi teklif ederdi.

Ama Dide hiç mi hiç sevmiyordu Ayda'yı.

O kusursuz biçimli burnunu da uzun ince zayıf fiziğini de Pars'a karşı nazik ve sevecen hallerini de kendini sevmesine de tahammül edemiyordu Dide.

"Allah'ım nolur bir günlüğüne ben Ayda olayım! Nolur!"diye yalvarıyordu her gece Dide ve sabah uyandığında yine Dide idi. 

Üstelik liseye başladıklarından beridir Pars öpücük oyunun bahsini bile yasaklamış sadece bazen sarılıp uyumalarına ve yanaktan öpüşmelerine izin vermişti.

Çünkü evcilik oyunun gerçeğini artık o binlerce isim saydığı kızla yaşıyordu...Hepsi cadolozdu! Hepsi gıcıktı.

Ama Ayda'yı dudaklarını ısıra ısıra izliyordu Dide. Onun gibi renkli çoraplar giymek istiyordu onun gibi uzun sarı saçlar istiyordu.

Onun gibi tatlı şekerli parfümler sıkmak istiyordu.

Onun okul çıkışında Pars'ın kucağında duvara çıkıp öpüşmesi gibi öpüşme oyunu oynamak istiyordu. Üstelik öyle ki Pars ona o denli dokunuyordu ki Pars nefessizlikten sesler çıkarıyordu. "Çok güzel.."diye sayıklıyordu kızı her öpüşünde.

Dide ise kalbinde sızı hissediyordu. "Kalbim üzülüyor.."diye ağlamaya başlıyordu ve annesine Pars'ın onu sevmediğini hep kızlarla olduğunu anlatıyordu. Annesi ise zamanı gelince Dide'nin de kızlarla olacağını ve arkadaşlıklarının bozulmayacağını anlatan bir konuşma yapıyordu her seferde.

Kızlara ilgisini kıskanmıyordu ki.

Kızlarla ilgilenmesini kıskanıyordu.

Dide harici biriyle ilgilenmesine katlanamıyordu Dide.

Lise tam bir kabustu ve Ayda, Pars ile Dide'nin hayatında Pars üniversiteye gidene kadar ayrıl-barış da olsa var oldu yıllarca.

Üstelik kızın kırık kalbine rağmen suçu da yoktu. Her seferinde Pars kendini daldan dala savuruyor,ara veriyordu. Başka kızlarla oluyor kedere bulanıyor Ayda'ya dönüyordu.

Dide ise o çadıra ve var olmayan ülke saçmalığına inanmayan Pars'ı orada bekliyordu. "Oynayalım mı ?"diye.

"Koltuğa otur. Kahve veya çay al."diye azarlıyordu Pars. "Büyü artık."

"Ama.."diyordu Dide kırık kalbiyle.

"Bebeğim.."diye ağlamıştı Pars bir defa. "Neden büyümüyorsun hiç ! Neden anlamıyorsun. Neden görmüyorsun!"

Dide onun kucağına oturup sımsıkı sarılırken. "Ağlama bak gözlerin çok üzülmüşşş Parsss."diye fısıldıyordu.

"Yapma.."diye yalvarıyordu Pars her seferinde. "Kendimi savurmaktan korkuyorum."

"N-Nereye?"

"Senin dallarına konamam.."diye fısıldadı Pars.

Her seferinde Dide ile temas etmeden ya bilgisayar oynuyor ya ödev yapıyorlardı.

Neverland'in Peter Pan ve Tinkerbell'i birbirine hiç dokunmuyordu dahi.

NeverlandWhere stories live. Discover now