Neverland

"Bebek Oyuncağı"

Dide kapı eşiğinden içeri girdiğinde sevimli bir tebessüm kondurmuştu yüzüne. Zira uzun zamandır telefondan konuşsa da gerçek hayatta görmeyeli uzun zaman geçmiş bir eski tanıdık buradaydı. Pars muhtemelen duysa çok kızacaktı lakin Dide çenesini tutamamıştı. Araba yolculuğundayken haber vermişti Ayda'ya.Çünkü Ayda ailesini ziyaret etmek için sayılı geçirdiği Türkiye günlerinden birindeydi ve Dide de hamburger bahanesiyle onu görmek istiyordu.

Kendini onunla çok kıyaslamıştı.

Pars'ın en uzun ilişkisiydi. Diğer kızlara hiç benzemiyordu,güzellik konusunda da zeka konusunda da kimseye kıyaslama fırsatı vermeyecek kadar ağır basıyordu terazide. Zaten kendisi de bu tarz kıyaslara hiç bir zaman girmeye tenezzül etmeyecek kadar iyi biriydi. Her ne kadar Dide bunu bilse de onu ölümüne kıskanmaktan ve çocukça savaşlar açmaktan asla gocunmamıştı.Onların buluşmalarını sabote etmişti kimi zaman Ayda ile Pars'ın buluşmalarına zorla kendini de dahil etmişti. Diğer tüm kız arkadaşları Dide'ye ayrılan zamanı Pars'tan sakınsa da Ayda seve seve onu kabul etmiş hatta ta o zamanlarda dahi gereğinden fazla sıcak bir biçimde yaklamıştı.

Ayrıldıkları gece ayrılık sebepleri Pars'ın Dide'ye bağırarak "Büyü artık."demesiydi. Ayda onun davranışlarının gitgide zarar verici yönde olduğuna kanaat getirmişti.

Suratı sirke satan Pars'ı neşelendirmek için aile evine girmeden önce sulu bir öpücük bırakmıştı Dide. Öyle dalgın ve öfkeliydi ki her zamanki öfkeli görüntüsünü bile unutturan bir dalgınlık hali yansıtıyordu.Sanki bedeni burada olsa da kafası burada hiç olmamış gibiydi.

Pars'ın şaşkın bakışlarını bozan görüntü ise Dide'nin anne ve babasıyla kahve içen Ayda'yı görmek olmuştu.

"Bunun burada ne işi var?"dedi Pars her zamanki huysuz sesiyle. "Ayda?"

"Sana da selam."dedi kız at kuyruğunu düzeltirken. "Seni de görmek güzeldi Pars."

"Aydaaaa,bak ne göstercem sana. Bu kız oyuncağı senin olabilir. Biz hamburger yedik ama oyuncaklardan birini sana veririm."diye gürledi Dide kızın beline sarılırken.

"Sağol,Dide."diye yanıtlamıştı kız. Dide kendi anne ve babasıyla uzun bir selamlaşma töreni yapmıştı. Öyle ki hala annesinin neredeyse kucağına tırmanacak kadar coşkuyla atlayabiliyordu üzerine. Babası ve annesini aynı anda sarmak için kollarını kendi deyimiyle "Dünyaaa kadarrr." aralamıştı.

"Senin ne işin var kız burada?"dedi Pars tek kaşını havaya kaldırıp. "Yurtdışında okumuyor muydun sen?"

"Evet."

Kız tersçe Pars'ı süzüp. "Hödüklüğünden hiç bir şey kaybetmeyişin ilginç. Mağara adamı primatlığından bir gün çıkarsın sanıyordum."

"Sana Dide mi haber verdi ?" Pars bıkkın bir nefesle kızın karşısına otururken Dide'nin şen kahkahaları içeriden çınlıyordu.

"Evet."

"Sanane ki Dide'den?"dedi Pars yumruklarını sıkarken. "O benim arkadaşım,senin değil."

"Aşığın."diye düzeltti ve elindeki yüzüğü gösterip derin bir nefes verdi kız. "Benden de kıskanmazsın herhalde,ha? Evleniyorum,korkma. Çalmam kundaktan bebeğini."

"Aydaaa."diye gürledi Dide. Yüzünde güller açan oğlan muz soyup yer gibi çikolata soyup yiyordu,pıtı pıtı adımlarla birlikte koltuklara kurulmuştu. "Söyledik mi Parsss'a?"diye mırıldandı. "Yalan söyledikçe kalbim acıyor."

"Ne söylemesi gerekiyordu ki ?"

Pars gözlerini kısıp usulca kızı süzerken kız umursamaz bir biçimde savurdu ellerini.

 "Hiç,orada olup kudurduğunu görememek acı verdi sadece."

Pars bıkkın bir nefesle süzdü kızı. "Ne ?" 

"Arkadaşlarım neyse ki göz kulak oldu sen agresif duygularını kendine itiraf edene kadar."diye mırıldandı Ayda. Kahvesinden uzun bir yudum "hüplettikten" sonra dudağına bulaşan köpükleri emip,dilini şaklatmıştı.

"Kızım mal mısın sen amına koyayım ? Kafam sik gibi. Ne anlatıyorsun?"

"Benim randevularımı hep Aydaaa ayarladııı biliyor musun!"dedi Dide. Ağzında bakla ıslanmazdı. Sır da tutamazdı zaten. Şak diye söylemek gibi huyları dürüstlük ve erdemlilik husunda önemli olsa da bodoslama olaylara girmesi kafa yakıcıydı.

"Derken?"

"Hani ben sinemaya gittttim,pastaneyeee gitttim yaaaa yakışıklılarla."Dide  kıkırdadı ve kızaran yanaklarını elleriyle kapattı.

"Sen benim sevdiğim çocuğa randevu mu ayarladın ?"diye tısladı Pars. Kız olduğunu bile unutmuş,kızı sarsmak üzere ince bileklerine avuçlarını geçirmişti. Öfkeden gözüne yine perde inmiş,yine keçileri kaçırır halde "deli" bakan gözleri avına kitlenmişti.

"Ha şeyim bende.."diye tısladı Ayda. Pars'ın ellerini kendi bileğinden iterken omuz silkti umursamazca. "Aslında öyle değil,Dide senin yanına üniversite okumaya gelince biraz uğraşmışlar onunla. Saçma salak insanlar falan yani. Sen gururunu alt edip ruh hastası hallerinden kurtulana kadar şehirde yalnız hissetmesin istedim."

"Sen.."dedi Pars hırsla. "Ona randevu mu ayarladın!"

"Randevu değildi,göz kulak olacak güvenilir arkadaşlar."diye yanıtladı Ayda alayla. "Ama senin bebek oyuncu çıktı,napiyim ?"

"Ne?"

"Beni kıskanıp ,benimle ilgilen istedim."diye yanıtladı Dide dudağına bulaşan çikolatayı parmağıyla sıyırırken. "Eğer başka oyun arkadaşım varmış gibi davranırsam,beni kıskanırsın ve yeniden benimle Neverland kurmak istersin dedim...O yüzden randevuya gidiyorum dedim hep. Yoksa ben senden başkasını yakışıklı bulmam ki,akıllımmmm."

"Sen ne?"

Pars öfkeyle bir mavi gözlü oğlana bir de sırıtkan kıza bakarken bir küfür savurdu.

"Bir bebeğin ellerinde bebek oyuncağı olmak nasıl bir his?"diye fısıldadı Ayda. "Büyü artık diye bağırıp,itip kaktığın gibi mi ? Hmm,büyüyünce böyle oyuncaklarla oynuyorlar. Sanırım sende ilkel bir oyuncaksın ha Pars?"

"Senin bu işten çıkarın neydi?"dedi Pars hırsla.

"Mezuniyet gecesinde sivilcemle dalga geçmiştin."diye yanıtladı Ayda. "Alnımın ortasına koloni kurması suçum değildi."

"Bir daha sakın o sikik arkadaşlarını sevgilimin yanına yollama. Ben korurum onu,ben varım. Ben yeterim!"

"Sevgilim diyecek cesareti topladığına göre."dedi Ayda fısıltıyla. "Gerek kalmaz zaten ha?"

"Dide ile kal."dedi Pars sinirle. "Halletmem gereken bir mevzu var."

"Bebek oyuncağı olmaya mı kızdın ? Hadi be o kadar kötü değildi.."

"Ayda."dedi Pars yumruk sıkarken. "Bu gece gelmeyebilirim,anne ve babasının yanında güvende kalmasını sağla."

"Nereye,şaka yaptık diye mi sinirlend.."

Kızın cümlesi havada kaldığında Pars tek bir fısıltıyla kesip atmıştı bakışlarını.

"Kapatmam gereken eski bir hesap var."