Şekerli

5.2K 347 202
                                    

***Vote ve yorum bırakmayı unutmayın iyi okumalar kuzumlar❤***

Bembeyaz bacaklar yana ayrılmış halde duruyordu.
Ve saklı bir cennet gibi kendini gösteren pembelik...

Pars nefesi ağırlık yaparken oğlanın pembe deliğine yollanan elmalı şekeri izledi yavaşça.
Hazla kendini avuçlarken ve erkekliği sıcak zevk suları damlatırken...

Dide araladığı bacaklarla birlikte çıplak kalan deliğin girişine şekerini sürterken pespembe yanakları ile birlikte dudak dişleyip "Hep seni hayal ediyorum Pars..."diye mırıldandı kedi gibi sesiyle tizleşirken.

"Seni hep burada.. "diye inledi Dide yeniden şeker içinde gezinirken.
Lolipopu tutup içine bastırırken Pars onun pembeliğine  bakınıp dudaklarını yaladı.

Ve istemsizce emreder tonda "Daha fazla inle."diye yanıtladı oğlanı.

Dide kikirti  sunup şekeri biraz daha gezdirip inlerken Pars sabırsızca oğlanın üzerine eğildi.
"Biraz hızlanmaya ne dersin?"dedi Pars soluk almayı unutan ve kalın sesiyle.

Şekeri oğlanın içine kendi elleriyle yollarken şekerli dudakları ışıldayan oğlanın alt dudağını emmeye koyuldu.
Hayallerinden daha lezzetli.

Pars onu düşünerek eline geldiği kaç gece olmuştu sayamıyordu.
Onun girişinde hayal ederek mavilerinin titrediğini izlemek istediği kaç...
Binlerce gece.

Oğlanın şekerli ağzının içinde dilini gezdirirken nefes almasına bile müsade etmeden oğlanın girişine şekerle gel git yapması Dide'yi çığlık gibi bir iniltiyi Pars'ın ağzına yollanmasına neden açacak şekilde titretmişti.
"P-pars..."

Başladı.
Ve duramıyordu.

Pars iştahla oğlanın dilini emerken şekeri kendi ağzında ıslatıp yeniden oğlanın deliğine hızlandırdı.
Dide kırmızıya çalan rengiyle birlikte tiz bir ses koyverdiğinde ise...
Pars durmaksızın oğlanın dudaklarını eziyordu kendi hararetli dudakları arasında.

Aç ve sussuz bir halde.
Nefes almak bu demekmiş gibi.

Nefes Dide gibi...
Nefesi Dide idi.

"Güzelim.."diye fısıldadı Pars.
"Deliğini emmek istiyorum...Aç bana bacaklarını..."

Dide şok olmuş fal taşı gözleriyle anlayıp anlamadığına emin olmadığı fikirle birlikte göz kırpıştırıp duraksadı.

Pars ise oğlanın boynunu dişlemiş ,hararetle oğlanın göğüs uçlarına inmişti.
Pembe minik çıkıntıları iştahla diliyle seri darbelerle daha da sivri hale getirirken onun iniltileri...

Tatlı kesik nefesleri arasından Pars diye çığlık atışları....
Pars sert bir kaya haline gelen erkekliği ile birlikte yutkunup oğlanın minik pembeliğini dilinin ucuyla okşamıştı.

Zevk sularını akıtan kendisi gibi tatlı ve sulu...
Pars gözlerini bir an çekmeden mavilerin dolu dolu iştahlı iniltilerini izlerken pembe minik ağzın öpülmekten şişik haliyle birlikte iç geçirdi.

Şekerden kızarmış deliğine sesli bir öpücük kondurup oğlanın bacaklarını kendine çekerek avuçladı zevkle Pars.
"Seninin  tek babacığın...benim..."

Minik deliğin şeker tadına bulanmış pembe derisine dilini gezdirirken sesli bir öpücük daha kondurdu Pars.
"Senin tek sevgilin benim..."

Dide nefes nefese inleyip utançla daha da kızarırken titrek bir nefesle birlikte deliğine yollanan dil darbesiyle çığırdı.
"PARSSSS!"
Yutkundu.
"Ç-çok utandım..."

Pars kontrolden çıkmış halde oğlanın deliğini emmeye devam ederken Dide kalçalarını onun yüzüne sürtüp dudak dişledi.

Pars'ın sesli öpücükleri ve şeker tadına bulanmış dil darbeleri ile birlikte titreyerek kendi karnına geldiğinde...
Pars eğilip diliyle karnını temizlemişti oğlanın...

Yorgunca kapanan maviler,nefes nefese ela yeşil tonlara tutunduğunda  Pars eşofmanı sıyırıp oğlanın ağzına kendi iriliğini sürttü hafifçe.
Kızarık yanaklı.
Sulu mavili.
Ve dağınık kuzgun karası saçları elindeyken.

"Tekrar et güzelim..."dedi Pars aç bir ifadeyle oğlanın ağzına girerken.
"Senin tek aşkın kim..."

Dide kelimeler kullanmak yerine daha da hızla ağzına alırken mavileri kapanıyordu.

"Benim bebeğim..."diye fısıldadı Pars zevkle oğlanın diline bastırırken kendini.
"Benim Dide'm..."

Sıcak diline akıttığı oğlan kendi sıvısını yutkunurken Pars onun adını bininci defa inmeyip yutkundu.

"Sana ben aşığım..."dedi Pars.
"Ben ölüyorum  sana...."

Dide ise muzip gülüşünü saklayıp mavilerini dikti yavaşça.
"Şey akşam beni...Sinemaya bırakır mısın ?"

"Ne ?"diye tısladı Pars eşofmanı çekerken üzerine.

"Bir randevum var."dedi Dide meydan okur bir bakışla.

"Sen ne diyo..."

Dide bilmiş bir tavırla süzdü Pars'ı.
Bunun sadece yakınlaşma etkisinden olduğunu biliyordu.

Pars hala teklif etmemişti Dide'ye.

"Ama arayıp sevgilimin rahatsız olacağını söylerimmmmmm."dedi Dide beklentiyle.

Pars ise "randevu" lafıyla bir sinir krizi eşiği daha geçirip çıkmıştı çadırdan.

Dide hüzünle yutkundu.
"Senin aşkın olduğunu ben zaten biliyorum...Ama hala teklif etmedin..."

Pars içeride öfkeden patlayacak halde tabak çanak indirirken Dide hüzünle sildi gözlerini.
Pars hala öfkesini bir şeyler çıkarıyordu.

"Ne demek randevu ! Çocuk, oyuncak mıyım ben amına koyayım !"diye haykıran Pars kendi elini yaran cam kırığını avucunda tuzla buz ederken Dide yutkundu ve burnunu çekti.

"Bana ne zaman çıkma teklifi edeceksin?"dedi Dide odada hıçkırırken.
"Ayda'ya renkli zarflarla balonlarla...Etmiştin...Bana ?"

Pars,ona âşıktı.
Dide bunu biliyordu.

Ama Pars ona ilk günden beri âşıktı.
Tıpkı Dide ufacık bir çocukken bile sevginin oyun arkadaşına duyulacak bir sevgiden kat ve kat yoğun olduğunu bildiği gibi.

Dide,Pars kendine itiraf edene kadar durmayacaktı.
Çünkü Dide büyüdükten sonra rafa kaldırılan bir çocukluk anısı oyuncak gibi kalmak istemiyordu.

Pars ona deli gibi âşıktı.
Biliyordu.

Ama Pars onu kaybetme korkusu olmadan rafta unutacaktı.
Biliyordu.

Tıpkı yıllarca saklayıp unutulan bir çocukluk oyuncağının...
Başka birine verildiğinde ,gelip anneye kızarak "niye verdin onu başkasına !"diye hesap sorulması gibi.

Dide yutkundu.

Pars onu incitmemek için yine kendini kanatıyordu.

Neverland ise belki de sadece çocukluk masalıydı.

NeverlandWhere stories live. Discover now