Karanlık

3.7K 311 96
                                    

Sinema çıkışında gece yarısına denk gelen vakitte Dide titremişti.
Sıcak bir sinema salonunda saatlerce oturup mayıştıktan sonra dışarıda bastıran puslu ve bol sağanak yağmurlu hava fazlasıyla serinleticiydi onun için.

"Eve bırakayım seni."demişti Uğur lakin Dide olumsuz anlamda sallamıştı başını kirazlı dudaklarını dişlerken.

Pars iki gözünü bu saate tek başına bırakmazdı.
Sadece çok öfkelenmişti ve kıskanmıştı.
Bir gün içerisinde Dide'yi adamla randevulaşırken izlemek zaten bozuk sinirlerini daha da ayarsızlaştırmış olmalıydı kati suretle.

Dide biliyordu ki Pars her ne olursa olsun bırakmayacaktı onu.

Kreşte herkes yemek yerken o sofradan en geç kalkan ve yavaş yediği için azar yiyen Pars olurdu.
Çünkü ne kadar aç olursa olsun ufak tefek mavişi doymadan ağzına lokma sokmazdı.

O kadar popülerdi de okulda bir defa olsun Dide'nin alınmadığı hiç bir oyuna dahil bile olmamıştı.
Elini tutar,oynarsa oynarım derdi.

Okul çıkışında yaşıtlarımdan daha ufak tefek okula başlamış olan Dide yoruluyor diye çantasını taşırdı.
Suluk kapaklarını tek tek kontrol ederdi beslenme çantasını ıslatmaması için.

Yani Pars onu iki gözünün bebeği yerine koyardı ne kadar da sınırlı ve fevri olarak kendiyle çelişse dahi.
Dide ile vaktinden çalan kızları,onu küçümseyen kızları beş dakika yanında tutmazdı.
Öncelik hep Dide idi.

Şimdi yine yağmurlu bir gecede Dide'yi alacaktı.
Muhtemelen söylene söylene gidecekti eve kadar.
Muhtemelen Dide de çok üzülecekti.
Pars yine delirecekti onu ağlatıp sürekli üzdüğü için.

Pars sigara dumanına dudaklarını dost diye sararken yatakta derin hülyalara boğulan Dide ise aşkla kalbinin telafi edilmesini bekleyecekti.

Ve hiç şaşmayacak Pars gelip Dide'yi ince belinden sarıp güzel bebek kokusunu sevecekti saçlarından öpe öpe.
Ve kırdığından bile daha çok kırılacaktı Pars ve her zerresi.

Dide ,Uğur denilen arkadaşına iyi geceler dileklerinde bulunup uğurladı uzak semtte oturan oğlanı.
Ve Pars'ın kendisini daha çabuk bulabilmesi için durdu alışveriş merkezinin kapısının önünde.

Karabulutlar birbirine çarptı ve şimşekler geceyi aydınlattı.
Eş zamanlı olarak alışveriş merkezinin ışıkları yarına değin açılmamak üzere kapandı.
İçerideki gece vardiyası başlayan güveninlikler içeriden kilitlerken kapıyı o sessiz sedasız yollarda bir tek Dide vardı.

Kuzgun karası saçlar yağmur taneleri ile ıslandı.
Önemi yoktu.
Pars kuruturdu seve seve.

Minik hokka burun ve lokma ağız üşürken mora doğru çaldı.
Önemi yoktu.
Pars ve dudakları ısıtırdı.

Dide bastıran şiddetli yağmurda titrerken taksiye seslenmek üzere minik ellerini havalandırmaya kalmadan gözlerinin kapandığını hissetmişti.
Ağzı sıkıca iri eller tarafından kapatılırken ve bilekleri bağlanırken....

Zorla bir arabaya doğru bindirildiğini görürken de gök mavileri umutla bekliyordu Pars'ın gelişini.
Karanlık yollara sapan bir arabada gözleri ve ağzı bağlıyken bile umuyordu Pars'ın geleceğini.

Dide zifiri karanlıkta bir arabaya zorla bindirilirken hala çocukluk kahramanı Peter Pan'ın kötüler Kaptan Kanca ve tayfasına karşı onu kurtarabileceğine inanıyordu.

Çünkü Peter asla geç kalmaz,tam vaktinde günü kurtarırdı...

Neverlandحيث تعيش القصص. اكتشف الآن