Işıklar

3.6K 300 104
                                    

Araba yokuş aşağı rampadan savrulurken arka koltukta gözleri bağlı olan Dide korkuyla dudak dişledi.
Ellerine bağlanmış düğümleri dişleriyle yeniden kavrayıp çıkarmaya çalışırken hüzünle dolan mavileri sulanırdı.

Bugün bu kadar geç saate kalmamalıydı.
Tanımadığı ve Pars haricinde yakını olmadığı bir şehirde tek başına bu saatlere kadar kalmamalıydı.
Ya da en azından Uğur'un eve bırakma teklifini kabul etmeliydi.

Böylece gecenin kör karanlığında gölgelerden uzanan eller onu bir arabaya çekip ellerini sıkıca bağlayarak gözlerini de kapatamazdı.
Dide ağzından zar zor ittiği çaputu diliyle itip ondan tamamen kurtulunca Pars ve nasihatleri doluyordu aklında.

Çocukken ne zaman parka gidecek olsalar sarışın oğlan ufak tefek mavi gözlüye sıkı sıkı tenbih ederdi yanından ayrılmaması gerektiğini.
Şayet oyuna dalıp çok uzaklara giderse ve Pars'ı bulamazsa ,biri onu başka yerlere çağırırsa ve bir yere götürmek isterse ne yapacağını biliyordu.

Pars ve annesi ona avazı çıktığı kadar çığlık atması gerektiğini ve illa ki birilerinin duyup yardıma geleceğini söylemişti.

Tabi Dide yavru bir ördek gibi ya Pars ya da annesinin dibine yapışıp asla uzaklara ayrılmadığı için bunu yapmaya pek de lüzum yoktu.

Şimdi ise rampa ile savrulurken avaz avaz bir çığlık koyverip "Bırakın beni...."diye çırpınıyordu telaşla.
"Polis bulursa fena olur ! Çünkü şikayet ederim sizi..."
Burnunu çeken kızıl burunlu oğlan hıçkırırken sinirle bir daha kükredi "Hepiniz hapse girersiniz ama!"

Kendisini kaçıranlar cevap vermeye dahil tenezzül etmemiş hatta biri kahkaha koyvermişti.
Dide karanlık göz bandıyla birlikte yüzünü arka koltuğa sürtüp bandı çıkarmaya çabaladı.

En azından filmlerdeki gibi resimlerini çizdirip buldururdu polislere !

Lakin sıkıca bağlanmış olan göz bandı yerinden bir milim bile oynamazken yarım saatlik çığlıkların sonucunda araba durmuş,arka kapı açılmıştı.

Ağlamaktan kızarmış olan oğlan yüzüne çalınan ferah ve serin havayla birlikte genzini yakan oksijenle hıçkırdı yeniden.
"Pars hepinizi...mahvedecek..."

"Valla eder..."diye kıkırdadı içlerinden biri zar zor gülmesini bastırırken.

Bir kişi bir koldan diğeri diğer koldan oğlanı yürütürken Dide bütün ağırlığını verip havada bacaklarını çırpıp yine çığlık savurdu "İmdattttt!"

"Ne ses varmış arkadaş..."diye homurdandı biri.
"Eve gidince ağrı kesici içecem.."

"BIRAKIN BENİ! EŞKIYALAR ! BIRAKKKK!"

Dide kendisini sarmaya çalışan birinin elini ısırıp kemirirken diğeri havada kavradı oğlanı belinden.

Dide kuduz bir kedi gibiydi.
Bu sefer de diğerinin elini ısırıyordu!

Havada çırpınan bacakları ile diretse de bir kaç dakikalık yürüyüş ardından serbest bırakılmıştı.
Lakin göz bandı hala gözlerinde olduğu için karanlık harici hiç bir şey göremiyordu mavileri.

Arkasından dolanan biri göz bandını çöztüğünde ise...

Etraf hala zifiri karanlıktı.
Büyük gölgeler olan zifiri karanlıkta oğlanın gözleri uzun süre kapalı kalmaktan sonra açılırken sızladı.
Dide elleriyle gözünü ovuştururken....

Zifiri karanlık aydınlandı.

Neşeli bir şarkı sesi inceden çalınmıştı kulağına.

Tüm ışıklar görkemli bir şölen gibi ayna anda patladığında ışık hüzmesi mavilerini sulandıran oğlan hayretle ve ürperti ile sıçradı yerinden.

Atlı karıncalar rengarenk ışıklarla kendi kendine dönmeye başladığında ve devasa dönme dolap kendi çemberini renkli ışıkları ile birlikte döndürmeye başladığında ıssız lunaparkın uğultulu sesi doldu kulaklarına.
Atlı karıncalar geziyor,dönme dolap dönüyordu.

Sallanan salıncaklar karanlık gecede savruluyor ve müzik sesi etrafta yankılanıyordu.
Kör gece yalnızca rengarenk lunapark ışıkları ile aydınlanırken Dide kocaman gözlerle makineleri izledi.

Renkli ışıklar ,karnavala havasındaki müzik....

Gökyüzünde savrulan yüzlerce balonun bağlı olduğu tek bir ip....

Akla gelecek her çizgi film karakterinin yüzü şeklinde balonlar.
Tom ve Jerry,Tweety,Karlar Kraliçesi Elsa ve kız kardeşi prenses Anna,Peter Pan,Uyuyan Güzel ve Çirkin....
Dide gökyüzündeki kalpli balonların arasındaki tavşan Bugs Bunny ve Duffy Duck ile göz göze gelirken yutkundu heyecanla.

Kaç taneydi !
En az yüz adet balon vardı.
Her biri çizgi film karakterleri ,kalpler...
Ve içi sim dolu ,konfeti dolu savruldukça içinde sallanan balonlar.

Rengarenk lunapark ışıkları ve müziği geceyi aydınlatırken yüzlerce balonu elinde tutan Pars buruk bir tebessümle dikti yeşillerini.
Sarışın oğlan hasretle Dide'ye yürürken dudaklarını ısırıp yutkundu.

"Daha güzel bir çıkma teklifi hak ediyorsun..."dedi Pars özlemle.
"Ama...aklıma gelen en iyisi buydu..."

"Pars!"diye hıçkırdı Dide heyecanla.
"Bu..."

Yüzlerce balonu tutan Pars bir adım atıp oğlana gülümserken atlı karıncalara bakıp "Sanırım burada seni güvenle ve kalbim yerinden çıkmadan bindirebileceğim tek şey..."diye mırıldandı.

Oğlan gecenin köründe kapalı luna parkı yalnızca Dide için açtırmış ve ellerinde yüzlerce balonla ona ilerlerken Dide sımsıkı sarıldı oğlanın boynuna.
"Sen...Sen...Sadece benimle çıkar mısın desen de olurdu..."diye hıçkırdı Dide.
"Bide ballı süt..."

Yüzlerce balonu elinde tutan Dide sevinçle zıplarken Pars onun beline sıkıca sarılıp dudaklarına bir öpücük kondurdu dönme dolabın ışıkları altında.

"Sevgilim olur musun bebeğim?"diye mırıldandı Pars fısıltıyla.

"Sevgilim olur musun bebeğim?"diye mırıldandı Pars fısıltıyla

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
NeverlandWhere stories live. Discover now