Gülüşünde Bir Şey Var

4K 346 167
                                    

---vote ve yorum bırakmayı unutmayın----<3

Dide ne halt ederse edebilirdi.

Pars'ın umrunda da değildi. Madem kendine eğlence arıyordu tehlikeli sularda ve olayların içeriğini kavrayabilecek haldeyken inadına. Pekala, ne hali varsa görebilirdi.

Ama Pars'ın gözleri önünde.

Pars  montunu giyinip yel gibi fırlamıştı taksiye binip uzaklaşan oğlanın peşinden bir başka taksiye atlarken. Sikik bir aksiyon filminde  "öndeki aracı takip edin" repliğini de bu bahaneyle hayatında bir defa olsun kullanmış olmuştu. 

Pars olası bir sinir krizi geçirmemek adına içinden sayı sayarken istemsizce kasılan omuzlarıyla kalbinin küt küt atışıyla birlikte kasılıyordu. Birileri onu incitecekti. Onun güzel göz gözlerini biri sulandıracaktı. Pars'ın dokunmaya kıyamadığı tenine yaralar açacaktı.

Biri onun kalbini kıracaktı. İçi sadece şekerden ve çocuk rüyalarından bir takım hülyalardan ibaret o kalbi...

Ama Pars gözleriyle her an her saniye izleyecekti Dide'yi. 

Belki bir gün doğru bir adam karşısına çıkardı. Onu gözlerinden bile sakınacak kadar kıymet veren, onun çocuk kalbini kırmayacak olan ve onun bu büyümeyen çocuk tavırlarını kendi pis arzularına alet etmeyecek olan bir adam. İşte o zaman Pars rahat bir nefes alırdı da kendi kalbindekini gömer, onun mutluluğuyla mutlu olmaya çabalardı.

O adam olmayı güneşte kalmış bir kuru çiçek kadar acizce diliyordu Pars. Bir çiçeği yaşatan temel unsurdu güneş. Ama Pars'ın yoğun ve kavurucu duyguları sadece kuruturdu bu tazecik çiçeği. Her şeyin fazlası zarardı. Pars ise her şeyin fazlasını hissediyordu Dide için.

Kendi küçük bir çocukken bin yaş büyümüş gibi olmuştu onun adına. Ona ters bakan herkesi döverdi. Ona bir şey diyenin üzerine atlardı. Kendisi erkenden büyümüş onun küçük abisi, babası..Hatta annesi olmuştu.

Ve istemsizce tuvalete bile içine düşerim diye korkan oğlanın elini tutarak tuvaletini yapmasını beklerken başında beklemiş  biri olarak...Bu hislerin onu ne denli hastalıklı bir adama çevireceğini biliyordu.

"Ayda..."diye açtı telefonu Pars biraz bekledikten sonra. Öndeki taksinin ışıklarda beklemesiyle birlikte yutkunup. "Ayda beni görmek ve duymak istemiyor olabilirsin ama.."

"Ben kan düşmanın değilim, eski sevgilinim."dedi Ayda bıkkın bir nefesle. "Ve sana da merhaba canım."

"Ayda."dedi Pars yorgunca. "Ben.."

"Dide mi?"dedi Ayda  bıkkın bir nefesle.

"Çok saçma.."

"Aşık olduğun çocuğu eski sevgiline anlatacak kadar saçma evet.."dedi Ayda arkadan su sesi gelirken. "Kahvemi koydum ve seni bekliyorum.."

"Ayda.."dedi Pars acıyla. "Ben bu hislerle ne yapacağımı bilmiyorum."

Taksici aynadan bir bakış atarken meraklı bakışları Pars'ı bulmuştu adamın. Sanırım kıza aşk acısı itirafında bulunacağı bir drama sahnesi hayaliyle merakla dinliyordu.Sikimi bir oğlana kaldırıyorum dese taksiyi sağa çekip jopla öldürecek olan malum dayı...

NeverlandWhere stories live. Discover now