sayfa 5-6(into the pit)

258 6 1
                                    

Bununla birlikte pizzaları iyiydi ve daha önemlisi Snack Space'in dondurulmuş yiyecekler bölümünü saymazsanız kasabadaki tek pizzacıydı.Kasabadaki Gino'nun Pizzacısı ve Marco'nun Pizzacısı (Jeff'in yerinden ziyade gerçek pizzacı ismini taşıyanlar.) gibi çok az bulunan iyi restoranlar da değirmen kapandıktan kısa bir süre sonra kapılarını kapattı.

"Yani bana pizza için para mı vereceksin?" diye sordu Oswald. Babası işini kaybettiğinden beri Oswald'ın harçlığı neredeyse yok kadar azalmıştı.

Babası gülümsedi; Oswald'a "Oğlum, durumumuz kötü ama sana soda ve bir dilim pizza için üç beş kuruşu çok görecek kadar da kötü değiliz." tarzında üzgün bir gülümseme gibi gelmişti.

"Tamam." dedi Oswald. Sıcak ve tatlı peynirli bir dilime hayır demek zordu.

Okul gecesi olmadığı ve uzun bir süre bir daha olmayacağı için Oswald, babası yattıktan sonra uyanık kalmıştı ve Jinx kucağında kıvrılıp mırıldanırken eski bir Japon canavar filmi izliyordu. Oswald b sınıfı bir çok Japon korku filmi izlemişti fakat bu seferki, yani Zendrelix ve Mechazendrelix onun için yeniydi. Her zamanki gibi Zendrelix dev dinazorumsu bir canavara benziyordu fakat Mechazendrelix ona tüyleri soyulmuş olarak çizdiği hayvanları anımsatıyordu. Filmin Zendrelix'in yok ettiği trenin net bir şekilde oyuncak olması gibi özel efektlerine ve aktörlerin mimik hareketlerinin İngilizce dublaja uymamasına gülüyordu. Ama yine de bir şekilde kendini Zendrelix'i özenirken buluyordu. Sadece lastikten yapılma giysi giyen biri olmasına rağmen bir şekilde bir çok kişiliğe sahip olmayı başarmıştı.

Yataktayken sahip olduğu nimetleri saymaya çalıştı. Ben onunla değildi ama canavar filmlerine, kütüphaneye ve öğlen yemeğinde pizza yeme şansına sahipti. Hiçbir şey olmamasından iyiydi fakat tüm yazı geçirebilmesi için yeterli değildi. Lütfen, gözlerini sıkıca kapattı ve dilek diledi. Lütfen ilginç bir şeyler olsun.

* * * *

Oswald kahve ve pastırma kokusuna uyandı. Olmasa da dayanabileceği kahveden ziyade domuz pastırması muhteşem kokuyordu. Kahvaltı hafta sonuna kadar annesiyle geçirdiği tek zaman demekti. Biraz durakladıktan sonra aşağıya mutfağa doğru aceleyle indi.

"Hey şuna bak hele! Benim büyüyüp 6. sınıf olmuş oğlum uyanmış." Annesi sarı saçları at kuyruğu olarak arkaya toplanmış bir şekilde ince tüylü pembe bornozuyla fırının önünde duruyordu.

"Merhaba, anne."

Kollarını açtı. "Sabah sarılması talep ediyorum."

Oswald bu durum onun canını sıkıyormuş gibi of çekmişti ama yine de üzerine doğru koştu ve ona sarıldı. Babasıylayken her zaman sarılmak için çok yaşlı olduğunu söylüyordu ancak asla annesinin açık kollarını geri çevirmedi. Belki de babasıyla birlikte bazen birbirlerinin sinirlerine bile dokunacak kadar fazla vakit geçirirken annesiyle hafta boyunca pek zaman geçirememesi yüzündendi.

Annesinin onu özlediğini ve çok fazla çalışmak zorunda kaldığı için kötü hissettiğini biliyordu. Ve ayrıca babası Snack Space'de yarı zamanlı çalışmaya başladığı için annesinin uzun saatler çalışması sayesinde faturaların ödendiğini de biliyordu. Annesi her zaman yetişkinliğin para ile zaman arasında bir savaş olduğunu söylerdi. Ne kadar çok faturalar ve ihtiyaçlar için para kazanırsan ailenle geçirdiğin vakit de o kadar az olurdu. Çok zor bir dengeydi.

Oswald mutfak masasına oturdu ve annesine meyve suyunu doldurduğu için teşekkür etti.

"Yaz tatilinin ilk günü demek he?" Annesi pankekleri spatulayla almak için fırının başına geri döndü.

"Uh-huh." Büyük ihtimalle daha hevesli bir ses çıkarmaya çalışmıştı ama enerjisini toplayamadı.

Pankeki tabağına koydu ve iki dilim pastırma servis etti. "Ben'siz her şey farklı he?"

Kafasını salladı. Ağlamayacaktı.

Annesi saçlarını kırıştırdı. "Biliyorum. Bu çok aylakça. Ama hey belki yeni bir arkadaş bu kasabaya taşınır."

Oswald Annesinin umutlu yüzüne baktı. "Kim buraya taşınır ki?"

"Tamam, değinmek istediğin noktayı anlıyorum." dedi Annesi diğer pankeki koyarken. "Ama asla bilemezsin. Ya da belki havalı biri zaten burada yaşıyordur. Henüz senin bile tanımadığın biri."

"Belki, ama şüpheliyim" dedi Oswald. "Bu pankekler çok güzel olmuş bu arada."

Annesi gülümsedi ve yine saçını kırıştırdı. "Şey, bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum. Biraz daha pastırma ister misin? Eğer istiyorsan baban buraya gelip hepsini sömürmeden alsan iyi olur."

"Tabii ki." Daha fazla pastırmayı asla reddetmemek Oswald'ın kişisel bir hareket tarzıydı.

* * * *

Five Nights At Freddy's: Fazbear Frights - Into The Pit (Türkçe Çeviri)Where stories live. Discover now