sayfa 31-32(into the pit)

102 4 0
                                    

"Yanınıza oturmamın bir sakıncası var mı?" Bu Oswald'ın daha önce hiç görmediği bir kızdı. Kalın bir kitap tutuyordu, kıvırcık saçları ve kahverengi gözleri vardı.

"Tabii, buyrun." dedi Oswald.

Kız bankın diğer ucuna oturdu ve kitabını açtı. Oswald karmakarışık düşüncelerine geri döndü.

Bir kaç dakika sonra kız "Uzun zamandır bu okula mısın?" diye sordu. Konuşurken Oswald'a doğru bakmıyordu; sadece kitabının sayfalarına göz gezdirmeye devam ediyordu. Oswald bunun utangaç biri olduğu anlamına mı geldiğini merak etti.

"Anaokulundan beri." dedi Oswald ve sonra kendisi hakkında söyleyecek başka bir şey düşünemediğinden "Ne okuyorsun?" diye sordu.

"Yunan mitolojisi." dedi. "Kahramanların hikayeleri. Hiç mitoloji okudun mu?"

"Hayır, pek sayılmaz." dedi, hemen sonra kendini aptal hissederek. Hiç kitap okumayan biriymiş hissi vermek istemedi. Umutsuz bir şekilde "Yine de okumayı severim." dedi ve sonra daha da aptal hissetti.

"Ben de öyle." dedi kız. "Bu kitabı büyük ihtimalle yüzlerce kez okudum. Benim için bir teselli kitabı gibi. Cesur olmak istediğim zamanlarda okuyorum."

Cesur kelimesi Oswald'ın ilgisini çekti. Onun da cesur olmaya ihtiyacı vardı. "Neden ki?"

"Şey, Yunan kahramanlar çok cesurlar. Her zaman minotor(yarı insan yarı boğa) ya da hidra(çok başlı yılan) gibi dev canavarlarla savaşıyorlar. Bazı şeyleri perspektife sokuyor, biliyor musun? Problemlerim ne kadar kötü olursa olsun en azından bir canavarla savaşmak zorunda değilim."

Evinde bulunan bir-sarı, uzun kulaklı-canavarla nasıl savaşacağını bulmaya çalışmasına rağmen "Evet." dedi Oswald. Ama yine de kıza bu sarı şeyden bahsedemiyordu. Deli olduğunu düşünebilir ve oturdukları banktan aceleyle ayrılabilirdi. "Yani cesur olmak istediğin zamanlarda bu kitabı okuduğunu söylüyorsun." Zihni dörtnala koşuyorken bu konuşmayı yapıyor olmasına şaşırmıştı. Bir nedenden ötürü kızla konuşmak kolaydı. "Demek istediğim, beni ilgilendirmez ama neden şey olmak istediğini merak ediyordum...cesur."

Çekinerek hafifçe gülümsedi. "Yeni bir kasabada üçüncü yeni bir okuldaysa ilk günüm. Henüz kimseyi tanımıyorum."

"Evet, tanıyorsun." dedi Oswald. Elini uzattı. "Ben Oswald." Sanki bir tür iş adamıymış gibi elini neden uzattığını bilmiyordu ama yapılacak en doğru şey gibi gelmişti.

Kız, Oswald'ın şaşırtıcı bir şekilde elini tuttu ve sıkıca salladı. "Ben Gabrielle." Her nasılsa bu Oswald'ın yapmaya ihtiyaç duyduğu bir etkileşimdi.

* * * *

Eve okul otobüsüyle gelmişti. İçeri girdiğinde sarı yaratık oturma odasını süpürüyordu.

Ona daha fazla soru sormuyordu. Zaten hiç cevap verebilecekmiş gibi görünmüyordu ve üstelik eğer planının işe yaramasını istiyorsa her şey normalmiş gibi davranmalıydı. Ve onu dördüncü sınıf oyununda onu gören herkesin bildiği gibi rol yapmak usta olduğu bir şey değildi.

Bunun yerine hayat normalken gerçek babası oturma odasını süpürdüğünde yapması gereken şeyi yapıyordu. Temizlik dolabından toz alıcıyı çıkardı ve kahve masasını, masa köşelerini ve lambaların tozunu aldı. Çöp sepetini boşalttı ve kanepedeki kırlentleri temizledi. Daha sonra mutfağa gidip çöpü ve geri dönüşüm kutusunu çıkardı. Dışarı çıktığında kaçmak cazip görünüyordu ama kaçmanın çözüm olmadığını biliyordu. Eğer herkes sarı şeyi babası olarak görüyorsa kimse ona yardım etmezdi.

Sarı yaratık onu her defasında yakalardı.

İçeri geri döndü.

Ev işleri bitmişti sarı yaratığın yanından geçti. Her ne kadar dinlenme olasılığı düşünülememesine rağmen "Yemekten önce biraz dinleneceğim." dedi. Odasına gitti ama kapıyı kapatmadı. Bunun yerine ayakkabılarını çıkardı yatağa yayıldı ve eskiz defterine çizim yapmaya başladı. Mekanik hayvanlar çizmek istemiyordu ama yek çizebileceği şey mekanik hayvanlar gibi görünüyordu. Eskiz defterini kapattı ve manga okumaya ya da en azından okuyormuş gibi yapmaya başladı. Normal. Eğer sadece her şey normalmiş gibi davranırsa planı işe yarayabilirdi.

Tavşan kapı aralığında belirdiğinde nefesini tutmayı başardı. Freddy Fazbear'ın yerinde onu cinayet odasına götürürken çağırdığı gibi gelmesi için işaret etti ve Oswald onu mutfağa kadar takip etti. Masada babasının dondurucuda sakladığı hoş bir altın rengine kadar pişirilmiş bakkal pizzalarından biri ve Oswald'ın sevdiği iki bardak meyveli punch vardı.

Five Nights At Freddy's: Fazbear Frights - Into The Pit (Türkçe Çeviri)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora