sayfa 35-36(into the pit)

102 4 1
                                    

Jeff biraz şaşırmış görünüyordu ama en sonunda "Tamam, ocaktan turtamı alayım sonra senin için bir tane getiririm. Portakallı, değil mi?"

"Evet. Teşekkürler."

Jeff mutfakta gözden kaybolduğu anda Oswald arka köşeye doğru koştu ve top havuzuna daldı. 

Yüzeyin altına batarken tanıdık küf kokusu burnuyla buluştu. Top havuzunun dibine oturdu. 1985'deki Freddy Fazbear'ın yerine gitmek için herhangi bir gerekliliği olduğundan emin olmasa da her zaman yaptığı gibi yüze kadar saydı. Havuzun zemininde kıpırdandı ve sırtına baskı yapan sert bir şey hissetti. 

Bir ayakkabı. Ayakkabı tabanı gibi hissettiriyordu. Etrafta dolandı ve ayakkabıyı tuttu. Babasının değirmende işe giderken giymiş olduğu ve artık Snack Space'deki işine giderken giydiği çelik burunlu iş çizmesine benzeyen bir bottu. Elini yukarı doğru birazcık kıpırdattı. Ayak bileği! Babasının sevdiği bir tür kalın çizme çorabın içinde bir ayak bileği. Havuzun zemininde sürünerek daha ileri gitti. Yüz. Yüzünü hissediyor olmak zorundaydı. Eğer sarı şeyinki gibi dev tüylü bir kafaysa durmadan çığlık atabilirdi. Ancak öğrenmesi gerekiyordu. 

Eli bir omuz buldu. Göğsüne uzandı ve beyaz bir fanilanın ucuz kumaşını hissetti. Daha yükseğe ulaştıkça titriyordu. Kesinlikle bir insan yüzü hissediyordu. Deri ve anız. Bir adamın yüzü. Bu babası mıydı ve babası—

Yaşıyor olmalıydı. Öyle olmak zorundaydı. 

Oswald acil durumlardaki insanların inanılmaz derece güçlendiği ve kendilerini bir arabanın veya traktörün ön ucunu kaldırabilecek durumda bulduğu gösterileri izlemişti. Bu Oswald'ın tam da ihtiyacı olan bir tür güçtü. Babası büyük bir adam değildi ama yine de yetişkin bir bireydi ve oğlunun en az iki katı ağırlığındaydı. Eğer onu kurtaracaksa babasını kıpırdatmak zorundaydı. 

Eğer ya bu babası değilse. Ya bu, sarı yaratık tarafından onu tuzağa düşürmek için kurulmuş zalim bir aldatmacaysa. Oswald eğer yapması gereken şeyi yapacaksa bu düşünceleri aklından geçirmesine izin veremezdi. 

Adamın arkasına geçti koltuk altlarından tuttu ve çekti. Hiçbir şey olmadı. Ölü gibi ağır, diye düşündü Oswald. Hayır, ölü olma, lütfen... ölü olma.

Bu sefer daha güçlü bir şekilde, hırıltı ve kükreme arasında bir ses çıkararak tekrardan çekti. Bu sefer vücut kıpırdadı ve Oswald ayağı kalkıp adamın kafasını ve omuzlarını dışarıya çıkararak tekrardan çekti. Bu babasıydı. Solgun ve bilinçsizdi ama nefes alıyordu, kesinlikle nefes alıyordu ve etrafı 1985'deki Freddy Fazbear'ın yerine günümüzdeki Jeff'in Pizzacısının garipliği vardı.

Oswald onu nasıl dışarı çıkarabildi? Annesini arayabilirdi. Bir hemşire olarak ne yapacağını bilirdi. Ancak ya eğer yalan söylediğini ya da delirdiğini düşünürse? Kendini Yalancı Çoban(Boy Who Cried Wolf) gibi hissetti. Ya da daha doğrusu Yalancı Veteriner(Boy Who Cried Rabbit).

Onu görmeden hissetti. Arkasındaki varlık, kişisel alanındaki bir şeyin farkındalığı. Arkasını dönemeden bir çift tüylü sarı kol korkunç bir kucaklama şeklinde etrafını kilitledi. Sarı yaratığın gövdesini dirseğiyle itmek için sağ kolunu yeterince serbest bıraktı. Kurtulmuştu ama sarı yaratık top havuzundan çıkışı engelliyordu. Havuzdan kendi başına zavallı, baygın babasını yalnız bırakarak çıkamazdı. 

Düşünmekten çok harekete geçen Oswald başı aşağıda tavşana saldırdı. Eğer onun dengesini bozabilir ya da yüzeyin altına indirebilirse belki 1985 Freddy Fazbear'a düşürebilir ve kendisine ve babasına kaçmaları için biraz zaman kazandırabilirdi. 

Sarı tavşana kafa attı ve onu halatlara ve top havuzunu çevreleyen iplerin üzerine devirdi. Biraz tökezledi, doğruldu ve sonra kollarını açarak Oswald'a doğru atıldı. Oswald'ı top havuzunun duvarının karşısına itti. Gözleri her zamanki gibi ölüydü, kılıç kadar keskin iki sıra dişlerini göstermek için çenesini açtı. Ağzı acayip geniş bir şekilde açık olan sarı yaratık Oswald'ın boğazına doğru bir hamle yaptı ama koluyla engelledi. 

Yaratık dişlerini derisine sapladığı anda acı Oswald'ın kolunun ön kısmına işledi.  

Oswald dişler daha derine delip geçmeden tavşanın yüzüne sert bir yumruk atmak için diğer kolunu kullandı. Dişler. Ne tür manyak bir tavşanın sivri dişleri olur ki? 

Sarı yaratığın çenesi tutuşlarını serbest bıraktı ancak hasarı incelemek için zaman yoktu çünkü çeneleri avını yutmak üzere olan bir sinek gibi geniş bir şekilde açık olan yaratık Oswald'ın babasına doğru sendeliyordu.

Dişleri Oswald'ın kanına bulanmıştı. 

Oswald sarı yaratığı kenara itikledi ve bilinçsiz babasıyla arasına geçti. "Babamı...yalnız...BIRAK!" diye bağırdı ve sıçrayıp sarı yaratığın sırtına tırmanmak için ağları kullandı. Yumruklarıyla kafasına vuruyor yaşayan bir canlıya aitmiş gibi hissettirmeyen gözlerini tırmalıyordu. Tavşan ağlara ve halatlara doğru tökezledi sonra Oswald'ın kollarından tuttu ve onu omuzlarından sert bir şekilde bırakarak top havuzuna attı. 

Five Nights At Freddy's: Fazbear Frights - Into The Pit (Türkçe Çeviri)Where stories live. Discover now