5

5 0 0
                                    

Çarşamba,antrenmandan saati

Çok sıcakladığından dolayı üstündeki

tişörtü çıkarıp oturma yerine firlattı Ayaz.Uyuşturucuya başladığından beri

çok zayıflamıştı ve omurgası bile belli

oluyordu fazlasıyla. Bazı arkadaşları onu

fark etmiş, kötü bir şey olduğuyla alakalı

endişelenmişlerdi çünkü hiçbir zaman
böyle görünmemişti Ayaz.

Antrenörün de gözünden kaçmamıştı tabii. Normal halinin böyle olup olmadığını bilmiyordu ama yine de durumunu soracaktı. Neredeyse 1.80'lik bir voleybolcunun bu kadar zayıf olması alışagelindik bir şey değildi.

Sonunda antrenman bittiğinde rahatlıkla
nefes verdi Ayaz. Gerçekten çok fazla yoruluyor olmasından dolayı artık antrenmanlara gelme isteği de kalmamıştı voleybolu çok sevmesine rağmen.

Soyunma odasına doğru ilerlerken
omzunda birinin elini hissetti. "Ne oldu
lan sana?" diyen Berk'ti.

"Yok bir şey?"

"Hayvan gibi zayıflamışsın. Yüzün de
bayağı çökmüştü zaten."

"Fark etmedim." Yalan. Tabii ki de fark
etmişti.

"Bunu fark etmemek için kör olman lazım."

"Bu sıralar iştahım kapalı, o yüzdendir.
Önemli bir şey yok yani."

Berk başını sallayıp çantasının olduğu köşeye geçti. Ayaz da kiyafetlerini değiştirmeye başlamıştı. Can içeri girdi. Çantasını eline alıp Ayaz'a döndü.

"Çıkışta biraz konuşabilir miyiz?"

Başını olumlu anlamda salladı Ayaz.
Ne konuşacağını tahmin ediyordu ve
konuşmak istemiyordu çünkü düzgün
açıklama bulamıyordu.

Herkes çıktığında Ayaz da antrenör
odasına girip Can'ın karşısına oturdu."

"Bir şey mi oldu hocam?" "Konuşmadan önce...abi diyebilirsin."

"Peki."

"Bugün fark ettim, çok zayıfsın. Önceden nasıl olduğunu bilmiyordum ama arkadaşlarına sorunca öyle olmadığını söylediler. Bir voleybolcuya göre çok çok zayıfsın. Sadece vücudun için söylemiyorum, hani sadece vücuttan düşünsek böyle olman imkansız değil tabii
ama, yüzün de çok çökük ve solgun. Bir sorun olup olmadığını merak ettim."

"Bir şeyim yok. İyiyim. Sorduğun için sağ ol." Cidden konuşmak istemiyordu ve ne kadar kısa kesebilse o kadar iyiydi. Can da bunu fark etmiş, çok sıkmak istememişti onu. Yeni antrenör olduğundan dolayı çocuklarla olan bağı yeniydi ve hiçbirinin kendisinden soğumasını istemezdi.

"Başka bir şey yoksa..."

"Bu kadardı. İyi akşamlar."

"İyi akşamlar."

Cafuné   Where stories live. Discover now