13

4 0 0
                                    

Hemşire gelmiş olmasaydı, sonsuza kadar uyuyabileceğini düşünmüştü Ayaz. Ama maalesef ki kadın gelmiş, birtakım şeyler için Can'ı kaldırmıştı. Ve annesinin geldiğini ancak Can gidip geldikten sonra öğrenebilmişti. Ki annesi hâlâ odaya girmemişti, işlemlerle uğraşıyordu.

"Annemi sen mi çağırdın? İstemememe
rağmen?"

"Evet ama isteyerek değildi. Kimliğin ve
ailenden biri gerekliydi. Dün söylemiştim."

"Tamam, hatırladım." İçinden annesi
gelince ne gibi kötü şeyler olabileceğini geçiriyordu. Kapı açılınca oraya döndü.

"Ayaz, nasılsın oğlum?" deyip iki
yanağından öptü annesi oğlunu.

"İyiyim anne, Gitmek istiyorum sadece."

"Tamam oğlum, gideceğiz zaten şimdi.
Hemşire birazdan gelip kolundaki iğneleri
çıkartacak ve gideceğiz."

"Sonra?" Annesinin bildiğini biliyordu ve
sonra ne olacağını öğrenmek istiyordu.

Annesi gözlerini ondan kaçırarak
konuştu.

"Sonra bir bağımlilik tedavi merkezine
gideceksin."

Gitmem diyemedi, istemiyorum diyemedi.
Korktuğunu söyleyemedi, çünkü annesini bu denli üzgün görmesinin üstüne birde böyle bir şey söyleyemezdi.

Can'ın gittiğini yeni fark etmişti. Gitmesini istememişti, ama adam çalışıyordu ve onun için kalamazdı. Kalması için bir neden yoktu. Yine de üzüldüğünü hissetti
Ayaz. Onunla olmayı sevmişti.

.

Annesi tedavi merkezlerini araştırırken
Ayaz mutfakta oturmuş, önündeki
gevrekle oynuyordu. Hastaneden çıkınca
annesiyle konuşmamıştı hiç. "Buldum. Hem güzelmiş, hem çok uzak değil."

Ayaz sessiz kaldı. Giderse yatılı olacağını biliyordu ve bundan şikayetçi değildi açıkçası. Babası ve İlayda'yı görmektense orayı yeğlerdi ama biliyordu ki annesini özleyecekti.

"Okula gidebilecek miyim?"

"Eğitimini orada alacaksın."

"Ne zamana kadar?"

"Senin durumuna bağlı. Ama en az 4 ay
olduğu yazıyor."

"Ya antrenmanlarım?"

"Bilmiyorum. Orada konuşur, öğreniriz."

"Anladım." Birkaç saniye sessiz kaldı. "Anne, özür dilerim." demesiyle beraber gözyaşları akmaya başlamıştı.

"Şş, senin suçun değil. Ağlamana gerek yok." Yanına gelerek sarıldı ve saçlarını okşadi.

"Benim suçum. Ne diye bulaştıysam böyle bir şeye. Sonra durmaya çalıştım, yemin ederim çalıştım. Ama yapamadim. Çok özür dilerim." Ağladığı için sarsılan vücudunu sıkıca sardı annesi. Oğlunun çektiği bütün acıları almak istercesine, sıkıca sarıldı ona.

"Geçecek, merak etme her şey geçecek."

Cafuné   Where stories live. Discover now