8

2 0 0
                                    

Pazartesi,antrenman saati

"Evet, iki gün sonra maçınız olduğu için şimdi maç yapacağız sadece. Sarp sen karşıya geç, Berk sen buraya. Ayaz sen de karşıya." diğerlerinin de geçeceği yeri söyleyince herkes yerini aldı ve maça başladılar.

Topa dikkatimi veremediğimden dolayı kurtaramıyordum da ve libero olarak ben bile kurtaramıyorsam kimse kurtaramazdı. Kendime sinirleniyordum top çıkaramadıkça. Çocuklar bana "önemli değil" deseler bile sinir olduklarını anlayabiliyordum. Bok gibi oynuyordum sahiden.

Ayaz'a çok uzun gelen bir antrenmandan sonra tekrardan soyunma odasına ilerlediler. Can Sarp'ı odasına çağırmıştı, Ayaz'la ilgili bir şeyler sormak için.

"Sarp, Ayaz sizin liberonuz değil mi oğlum?"

"Evet abi."

"E bu çocuk niye oynayamıyor böyle? Hep

mi böyleydi." "Hayır abi. Efsane top çıkartıyordu bu da, bir şeyi var. Hasta falan galiba, belli zaten."

"Tamam. Sağ ol, git giyin hadi."

Ayaz hızlica giyinmiş, kimseyle konuşmak istemediği için herkese "iyi akşamlar" diyerek tabiri yerinde, kaçmıştı. Emindi, en azından bir kişi neden oynayamadığını soracakti.

Eve geldiğinde çok yorgun olduğunu söyleyip odasına gitmişti. Uyumak istiyordu, üstünü bile değiştirmeden kendini yatağa bıraktı. Duş alması da gerekiyordu ama kıpırdayacak hâli yoktu.

Deliksiz uyumak isterdi fakat sürekli manasızca uyanmıştı. Yine saat 4 gibi gözlerini açtığında, çok üşüdüğünü hissetti. Titriyordu da. Ama bunun yanı sıra soğuk soğuk da terlemişti. Duşa girmeyi düşündü ama o kadar üşüyordu ki...

'Hadi Ayaz, sadece duş alacaksın. Çık şu sikik yataktan.' diye kendini gaza getirmeye çalışıyordu. Sonunda yorgani üzerinde atabildiğinde titreye titreye yataktan çıktı ve temiz kıyafetler alarak banyoya ilerledi. Gecenin bu saatinde su sesinden dolayı uyanıp ona kızabilirlerdi ama umrunda bile değildi.

Cafuné   Where stories live. Discover now