Cuma,antrenmandan sonra
Can'ın Ayaz'ı bırakmasının ardından
Ayaz kıyafetlerini alıp duşlara ilerlemişti.
Tuvalet ve duşlar herhangi bir spor
salonunda olduğu gibiydi. Yan yana
dizilmiş duş odaları ve tuvaletten oluşuyordu.
Duştan çıkıp hızlıca orada giyindi ve odaya ilerledi. Girdiği an karşısına göz kalemi olmayan bir Deniz çıkınca şaşırmıştı ve bunu belli etmişti. Normalde boyadan dolayı belli olmayan çöküklükler şimdi belli oluyordu. Biraz çekici olduğunu düşündü istemsizce.
"Ne oldu?"
"Gözlerini silmişsin ya, değişik geldi."
"Kötü mü?"
"Yo, hayır. Neden boyuyordun ki?" diye sordu kirlilerini çamaşır sepetine atarken. Her haftasonu her odadaki sepet ayrı ayrı yıkanıyor, bu sayede başka kişilerinkiyle karışmadan geri geliyordu.
"Kötü görünüyor gibi hissediyorum.
Aslında, sen birde ilk zamanlar görecektin. O zamanlar gerçekten çok kötü görünüyordum ve o yüzden boyuyordum. Şimdi de alışkanlık gibi bir şey." Ayaz bir şey demeden yüzüne bakmayı sürdürünce garip hissettiği için konuşmaya devam etti.
"Denemek ister misin?"
"Çok mu kötü görünüyorum ki?" diye gülümsedi.
"Hayır, sadece belki istersin diye.."
"Olur. Şey, sen sürsen? Ben beceremem hiç."
"Tamam, gel otur şuraya." diyerek sandalyeyi karşısına çekti. Ondan istemesi işine gelmişti çünkü ona yakın olabilmek istiyordu. Bu da bir nevi yakınlık oluştururdu nasıl olsa.
"Gözüme sokmayacağını umuyorum." diye gülünce Deniz de güldü. "Umarım."
Ayaz'ın nefesi yüzüne çarpıyorken
odaklanması zor oluyordu ama bir şey
belli etmeden yapmayı başarmıştı. Ve
cidden güzel durduğunu düşündü Deniz.
"Bitti." Ayaz aynaya döndü ve dikkatle
kendini inceledi.
"Değişik geldi. Bir daha sürmem galiba."
"Beğenmedin mii?"
"Bilmiyorum ki." diyerek güldü. "Bu yıkayınca çıkar mı?"
"Şu mendille çıkar, al." diyerek rafindaki paketten bir makyaj temizleme mendili çıkardı ve Ayaz'a uzattı.
"Sağ ol."
Ayaz yüzünü temizlerken Deniz de çaktırmadan onu izlemişti. İşi bittiğinde yatağa girip "iyi geceler" dedi Deniz'e. O da karşılık verdiğinde gözlerini kapattı.
