1. Bölüm - Alvin Ve Sincaplar Pijamaları

358 15 19
                                    

Elimdeki kitabın sayfasını çevirerek kahvemden bir yudum aldığımda kafamı kaldırarak kafenin içine baktım.

Dışarıda bardaktan boşalırcasına yağan yağmur olduğundan olsa gerek çok az kişi vardı. ''Bakar mısınız?''

Ne zaman karşıma dikildiğini anlamadığım kadın bana bakarak, ''bizim siparişimiz vardı ama kimse getirmedi.'' Dediğinde mahcubiyetle ayağa kalkarak kasaya ilerledim.

Kasanın yanında alınan siparişlerin kağıtları vardı. ''Masa numaranızı öğrenebilir miyim, hanımefendi?''

''27 numaralı masa.'' Kafamı sallayarak kağıtların içinden 27 numaralı masanın kağıdını buldum. İki adet limonlu chesscake istemişlerdi.

Ama bir hafta boyunca chesscake yapılmayacaktı, onu yapan şef hastaydı ve raporluydu. Bunun duyurusunu dış kapının önündeki panoya bile asmıştım.

''Elimizde limonlu cheescake yok hanımefendi. Bunu dış kapının önündeki duyuru panosuna da asmıştık.'' Kadın homurdanarak, ''ama biz tatlı yemek için gelmiştik.'' Dediğinde zoraki bir tebessüm ile sabrımın sonuna geldiğimi hissediyordum.

Yeni bir menü alıp kadının önüne bıraktım. ''Tatlı menümüz de var hanımefendi. Zorluk çıkartılacak bir problem yok ortada.''

Kadın menüyü hızla bana doğru ittirerek, ''nasıl yok ya? Madem tatlınız yok, neden menüden çıkartmıyorsunuz? Bu ne biçim bir saygısızlık!'' dediğinde derin bir soluk verdim.

''Hanımefendi, ilk öncelikle saygınızı ve terbiyenizi takının. Şefimiz hasta. Hasta olduğu için, sadece bir hafta boyunca olmayacak chesscake.''

Kadın inatlaşmaya devam ederek sesini yükseltti. Herkesin duymasını istiyormuş gibi, ''Sen bana saygısız mı dedin?! Bu kafeyi kapattıracağım!'' dedi.

Elimi yumruk yaparak burnumdan derin bir soluk daha verdim. ''Hanımefendi, sizinle uğraşmayı emin olun çok isterdim ama, müşterilerimin huzurunu kaçırmaya hakkınız yok. Lütfen kafemi terk edin. Aksi halde bu iş büyüyüp gidecek belli ki.''

Mutfak kapısı açıldığında şaşkın bakışlarla Akın geldi yanıma.

''Hare, ne oluyor?'' Elimi kaldırıp saçlarımın arasından geçirdikten sonra karşımdaki bayanı gösterip, ''chesscake istiyor, ve şefimiz yok dememe rağmen olayı büyütüp müşterilerimin de huzurunu kaçırıyor, hanımefendi.'' Dediğimde Akın kaşlarını çattı.

''Kaç numaralı masa?''

''27'' dediğimde bir süre düşündü. ''O masadan sorumlu olan kişi, Tamay değil mi?''

Omuz silktiğim sırada kadın avucunu önündeki ahşap parçasına vurdu. ''Bu ne sorumsuzluk ya? Sorunumuzu gidermeyecek misiniz?''

Sınırımı aşıp içimdeki o hırçın kadını çıkartmamak için kendimi sıkarken, ''hanımefendi!'' diyerek sesimi yükselttim. ''İstediğiniz tatlı yok dedim. Başka menü verdiğim de de siz kabul etmediniz. Artık mekanımı terk eder misiniz? Polis çağırmak zorunda kalacağım aksi takdirde.''

Kadın öfkeyle masasına dönüp birlikte geldiği arkadaşına bir şeyler söyledikten sonra kafeyi terk etti.

Hâlâ bize bakmaya devam eden müşterilere zorlukla gülümseyerek, ''az önceki problemden dolayı hepinizden özür diliyorum. Herkese afiyet olsun.'' Dediğimde herkes önüne döndü.

Öfkeyle Akın'a döndüm. ''Herkes mutfakta mı?'' Kafasını salladı. Kasanın kilitli olmasının rahatlığıyla mutfağa girdiğimde herkes bana döndü.

Mazinin Numarası Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang