6.

31.4K 1.5K 286
                                    

Oy veren herkese teşekkür ederim tekrardan. Gününüzün güzel geçmesi dileğiyle. İyi okumalar...

Diğer bölüm en erken cuma gelebilir ve bazen bazı bölümlerin kesitlerini panoma atıyorum dilerseniz bakarsınız.
______

Yazardan

Arın gizleyemediği heyecanlıyla eve doğru koştu. Arkasındaki Aren ise göz devirmekle yetinmişti. Maral'a değil de bir ablaya olumlu bakmıyordu. Onun için ablalık mevzusu ailenin en büyük çocuğunun yani Ares abisinin Damla'ya karşı yaptığı tüm ayrıcalıklarla kapanmıştı.

Bir abi neden tüm kardeşlerini eşit davranıp sevemezdi ki? Ares abisi için bir tek Damla vardı ve bu durum cephe almasına neden oluyordu.

Siz hiç evde bir gruplaşmaya denk geldiniz mi? Orbay ailesi denk gelmişti ve bu durumu düzeltebilecek tek kişi Orbay ailesiyle büyümesi gereken Maral'dı. Gerçi her şey onun yokluğu yüzünden olmuştu.

Bu yoklukta Uraz belki de evdeki en çok yarayı alan kişiydi. Bir insanın o bahsetmediği sürece içinde kopan fırtınalardan haberiniz olmaz ya hani. Uraz en büyük sırrını içinde saklıyordu. Sahi yarasını açsa kanar mıydı tekrar? Canını yakar mıydı?

Peki Arın'ın içinde gün geçtikçe büyüyen ablasına sevgisi? Siz hiç yaşamadığı sandığınız, bu hayatta sadece on dakika kadar kısa bir süre geçirmiş birine karşı sevgi besleyebilir misiniz, hem de sen yokken olan birine? Arın için Uraz sayesinde bu durum çok farklıydı...

Heyecanla ablasının odasına doğru ilerledi. Ablası ilk kez okuldan kendi evine geliyordu. Saçma bir nedendi belki de buna heyecanlanması ama ablasının bu evde yaptığı her şey onun için çok anlamlıydı.

Aren ise Arın'ın odasına doğru yol alıyordu ki Arın'ın ağlamaklı sesini duyduğunda yönünü en küçük abisine çevirdi.

"Gelmemiş daha." Arın'ın cümlesiyle sarı odaya bir bakış attı. Eskisi gibi duruyordu. Sanki kimse dün yerleşmemiş gibi. Dudakları burukça kıvrılırken Maral'ın gidici olduğunu anlamıştı. Arın umarım çok üzülmez diye düşündü.

"Yeni bir oyun keşfettim dün. O gelene kadar bakalım mı?" Dedi Aren odanın kapısını kapatırken.

Arın başını olumsuzca salladı ve ayaklarını sürte sürte kendi odasına gitti. Yatağa kendini bırakırken aklına ablasını kapıda karşılama fikri geldi. Hızla okul kıyafetlerinden kurtulup kapıyı görecek bir yere kuruldu.

Saat yavaş yavaş ilerlerken hava iyice kararmıştı. Arın ara sıra durduğu yerde sıkılıp uyuklamaya bile başlamıştı. "Annem ne yapıyorsun orada öylece?" Lale hanım oğlunun yanına gelip elini saçlarına daldırdı. Arın gülümsedi.

"Ablamı bekliyorum." Lale hanım bu dediğine gülümsedi. Arın, küçükken de Uraz'ın böyle okuldan gelmesini beklerdi. Hem de Aren'i de yanına çekerek! İkisi yere oturur kapıyı dikizlerlerdi. Uraz geldiğinde ise koşarak ona sarılırlardı.

"Büyümene rağmen hiç değişmeyeceksin anlaşılan." Dedi oğlunun saçına bir buse kondurarak Lale Hanım. "Benim bir toplantım çıktı. Gitmeliyim ama iki saate dönerim. Ablanı geldiğinde çok sıkma olur mu? Bize alışması zaman alacak. Onu da anlamaya çalış."

Arın annesini onaylayıp onu evden gönderirken yerine daha çok sindi. O sıra duyduğu zil sesiyle heyecanla kapıya koştu.

Kapıyı açtığında karşısında gördüğü kişiyle yüzü düşerken Giray onun bu haline kahkaha attı. "Maral'ı sana bırakır mıyım sandın lan velet!"

Kaybedilen ZamanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin