71.

6.1K 510 25
                                    

İyi okumalar.
_______________

Korkut abimin kastettiği şeyin dün geceki olay olduğunu anladığımda rahatlamıştım. Kahvaltıdan sonra annem ile el işine benzeyen süs eşyaları yapmıştık. Baya eğlenmiştim. Müzikte açtığımız için ara sıra göbek bile attığımız oluyordu. O günden sonra baş korumamız Ares Orbay ile annem ve ben tatil köyüne gitmiştik. Şehir hayatından ve evden uzaklaşmak iyi gelmişti. Orada eğlenceli vakitler geçirmiştik. Tabi, bir gece Aren görüntülü konuşurken özledim diye ağlamaya başlamasaydı iyiydi. Babam, Aren ağlayınca dayanamamış hep birlikte bulunduğumuz yere gelmişlerdi. Pazartesine kadar orada kalmıştık. Herkesin kafasını toparladığı, Aren'in peşimden ayrılmadığı bir tatil yapmıştım.

Deneme sınavına girdikten sonra ilk adresim Toprak'ın evi olmuştu. Annem birkaç taktik verip beni göndermişti. Elimde çikolata kutusunu tutarken kendimi erkek istemesine gelmiş gibi hissettim. Erkek istemesi diye bir şey yoktu öyle değil mi? Eğer varsa şu an ben Bal'dan, Toprak'ı isteyecek gibi bir şeydim. Yanımda bir de köpek maması getirmiştim. Bal'ın en sevdiğinden.

Zile bastım ve derin bir nefes aldım. "Bal, sakin tamam. Açıyorum." Diyen Toprak'ın neşeli sesini duydum. Her nedendir bilinmez Bal sanki geldiğimi anlamış gibi her seferinde kapıya hızla koşup kapıyı açmaya çalışıyormuş. Bunu bana Toprak anlatmıştı. Başka zaman asla bu şeyi tekrarlamıyormuş. Hatta eve gelen tanımadığım arkadaşına karşı sürekli olarak hırlıyor ve evden gidene kadar tehlikeli hareketler sergiliyormuş.

Kapı açıldığında Bal hemen üstüme atladı. "Aşkım." Dedim gülümseyerek. Dizlerimi kırdım ve onun boyuna geldim. Patilerini omzuma koyup bana sarıldı. Ona sarıldım. "Ben de seni özledim."

Toprak kollarını göğsünde toplayıp kapıya yaslandı ve bizi izlemeye koyuldu. İkimizi böyle görmek onu çok mutlu eden bir şeydi. "Çok büyümüşsün Bal." Dedim ağırlığını hissedince. Toprak gülümsedi.

"Annesi, iyi beslen diye nutuk çekince böyle oluyor." Diye mırıldandı. Güldüm. Geçen geldiğimde iyi beslenmesi için ona bir şeyler söylemiştim. Anlamasını beklememiştim ama o beni hep anlıyor ve usluca dinliyordu. "Babası da iyi bakmış belli."

Bal havladı, bu beni onaylama şekliydi. "Bal, artık sevme sırası bana gelmiş olmalı. Konuşmuştuk iki dakika önce bunu." Diye mırıldandı Toprak. Kaşlarım havalandı. Ne konuşmuşlardı? Bal patilerini indirip kuyruğunu sallayarak beni arkasında bıraktığında şaşkınca arkasından baktım. Beni asla salmazdı normalde.

Ayağa kalktığımda sarılan bu sefer Toprak olmuştu. Beni içeriye çekip kapıyı kapattı. Başını boynuma gömerken derin bir nefes aldı. Bir süre öyle kaldık. Ensesindeki saçlarıyla oynamaya başladım. Kokusu burnuma geldiğinde titrek bir nefes verdim. Özlemiştim. Boynuma minik bir öpücük kondurdu ve elimdekileri aldı. "Hoş geldin."

"Çok hoş buldum." Dedim içeriye ilerlerken. Köşede pusuda bekleyen Bal, Toprak'ın sarılmasının sonlanmasıyla peşime takıldı. Havladığında ona doğru baktım. "Evet, sana en sevdiğin mamayı aldım. Baba izin verirse ye hadi." Toprak'a baktığımda, Bal'a gelmesi için seslendi.

Bal'a mamasını koyarken koltuğa oturdum ve onları izledim. İkisi o kadar güzellerdi ki saatlerce onları izleyebilirdim. Bal, hemen yemeğini yemeye koyuldu. Toprak ellerini yıkayıp geldiğinde hemen dibime oturmuştu. Başımı boyun girintisine koydum ve gözlerimi yumdum. Kokusunu içime çektim.

Elleri belimde yerini aldı. Beni kendisine daha çok yanaştırdı. Bir süre öyle kalarak özlem giderdik. Bir haftadır sınav yaklaştığı için doğru düzgün görüşmemiştik. Başımı kaldırdım ve boynuna bir öpücük kondurdum. Huylandığını belli ederek belimdeki elini sıkılaştırdığında dudaklarımın kenarları yukarı kıvrıldı.

Kaybedilen ZamanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin