34.

17.6K 1.2K 242
                                    

İyi okumalar.
_________

Çelme takılan Mikail yeri boylarken gülmemek için kendimi zor tutmuştum. Topu kaleye doğru sürerlerken Mikail'e elimi uzattım. Kalenin orada yapılacak bir şey yoktu, biz uzaktaydık.

Elimi tutup ayağa kalktı. "Korkut ve Şafak abinin korkusuna sana şey yapamıyorlar tabi. Gül, gül çekinme." Demesiyle gülmeye başlamam zaman almamıştı. Homurdana homurdana ilerlerken ben de onu takip ettim. "Maral, gülme yavrum. Dikkatim dağılıyor." Diyen Korkut abime daha çok gülerek baktım.

"Beni karşınıza almadan önce düşünseydiniz Korkut Bey." Dedim alayla. Karşı takımlardaydık. Bu tabi ki Mikail'in sızlanmalarıyla olmuştu. "Ben mi olmak istemedim seninle?" Omuz silkerek tempolu bir şekilde koşmaya başladım.

Korkut abim arkamdan geliyordu. "Gol atmana izin veririm ama gülmek yasak." Dediğinde dişlerimi gösterecek şekilde güldüm. "İhtiyacım yok."

Topla buraya doğru koşan Nedim abiyi gördüğümde ilerlediğim yönü değiştirdim. Korkut abim de bana barikat olmuştu. "Sence almana izin verir miyim?"

Dudaklarımı büzdüm. "İzin istediğimi hatırlamıyorum abiciğim." Hızla koşarak ondan uzaklaştığımda Nedim abi bana pas vermişti. Topu sürmeye başladım.

Karşıma Şafak abim çıkarken ayağımdaki topu adını unuttuğum çocuğa doğru fırlattım. Şafak abimin yanından hızla koşarken topu bana geri atmıştı. Ayağımdaki top, Kerem abi tarafından hızla alınıp Şafak abime paslanırken Mikail'in güldüğü işittim. "Abimi değil en çok seni seviyorum Kerem abi. Adamsın."

"Ben buradayım Mikail." Dedi Nedim abi pis bir gülüşle kardeşine bakarken. "Biz de aynı takımdayız."

Onlar konuşmaya devam ederken ben topa koştum. Korkut abim hızla kaleye doğru ilerliyordu. Kendimi yere atıp panik yapmasını sağlayabilirdim ama yapmadım. Aksine hızımı arttırıp ayağındaki topu almaya çalıştım. İşlemim başarısız olmakla birlikte yere düşmem de zaman almamıştı.

Top kaleyle buluştuğunda acıyan dizimi umursamadan yerden kalktım. Onlar gol olduğu diye sevinirken çocuk gibi sevinmeleri beni de mutlu etmişti. Maç tekrar devam ederken kaleci geçen pas verdiğim çocuğa topu fırlattı. Öylece ilerlerken Kerem abiyi çoktan atlatmış topu başka birine göndermişti. Top bana geldiğinde kaleye yakın olan Nedim abiye doğru güçlü bir şekilde topu fırlattım.

Adını unuttuğum geçen pas verdiğim çocukta, Nedim abiden pası alıp kaleye şut çektiğinde kalecinin beşliğinden geçmesiyle kıkırdadım. Harika atmıştı. Çocuk heyecandan bana sarıldığında tüm saha durmuştu resmen. Çünkü ben de heyecandan ona sarılır bulmuştum kendimi. Şafak abim güçlü bir şekilde öksürdüğünde ikimizde ışık hızında birbirimizden ayrılmıştık.

Çocuk boğazını temizledi. "Hadi, süre işliyor. Son dakikalar." Demiş ve uzaklaşmaya başlamıştı. Şafak abim ve Korkut abim dik dik çocuğa bakarken, "Aşklarım maç devam ediyor." Diye mırıldandım. Çocuğu gözleriyle öldürmüşlerdi. O sizin arkadaşınız, arkadaşınız! Biz de takım arkadaşıyız!

"Devam etsin tabi." Dedi Korkut abim ve eliyle burnunu sıktı. Maçın son beş dakikası baya çetrefilli geçmişti. Ama sonunda bizim takımın kazanmasıyla bitirmiştik. Kendimi sahadaki çimlere attım, başımı Şafak abimin koluna koydum ve derin bir nefes aldım. "Yoruldum."

"Ben de." Dedi nefesini verirken. Karnıma atılan su şişesiyle inleyerek doğrulduğumda Mikail yüzünü buruşturup bana baktı. "Afedersin."

Kucağıma düşen suyu aldım. Şafak abim doğrulduğu için şişeyi yakalamıştı. "Acıdı mı çok?" Dedi endişeyle. Başımı hayır anlamında salladım.

Kaybedilen ZamanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin