8,5 (13). Bölüm

1K 16 38
                                    

Ara bölüm sayılır. 8. Bölümle bağlantılı olacak. Ana hikaye ile bağlantısı yoktur.

Uyarı: Alternatif Tarih

-----------------------------

Büyük Britanya dünyanın en güçlü devletiydi. Herkes de bunu biliyordu. Ama aslında gösterdiğinden çok, çok  daha güçlü olduğunu bilmiyorlardı.

.....

Yunan Krallığı Osmanlı'nın toplantı salonunda Büyük Britanya'yı ve diğer Itilaf devletlerini bekliyordu. Gergindi.  Ama Britanya'ya güveniyordu. Bu toplantının sonunda istediğine sahip olacağını düşünüp gülümsedi. "Osmanlı'nın sarayında kendi topraklarını paylaşıyoruz". Osmanlı'nın ev hapsinde olduğunu biliyordu. Tüm Itilaf devletleri biliyordu. Bu da aralarında güdükleri başka bir şeye dönüşmüştü. Kahkaha atmaya başladı. Bu sırada odaya Britanya, Fransa ve Rus Çarlığı girmişti. Gülmeyi kesti.

Britanya ona ciddiyetle bakıyordu.

"Neye bu kadar güldün?"

"Neye olacak, o köpeğin bu hâline!"

Britanya'nın yüzü ekşir gibi oldu, sonra o da gülümsedi.

"Değil mi ?"

"Kendi sarayında sefa sürüyoruz! Geçen gün onu köşeye kıstırdım, hiçbir şey yapamadı! Onu böyle zayıf görmek... Dedim içimden "Ben bundan mı korkuyormuşum eskiden? Sırbistan falan onu böyle görse ne çok sevinirdi!"

(O geçen gün Yunan Krallığı'nın yüzünde bir morluk vardı. Ama belli belirsizdi.)

Fransa kahkaha attı.

"Siz ne diyorsunuz, geçen gün bir grup askerimin onu  tartakladığını gördüm. Bildiğin erler tarafından."

Çarlık da sırıtıyordu.

"Hasta Adam artık Ölü Adam oldu. Kendini bile koruyamazken savaşa girdi. Bana karşı savaşmaya çalışması çok komikti."

Fransa devam etti:

"Onu görkemli bir tören ile idam ettirmem çok isterdim! Bütün herkes bir zamanlar ne kadar çok korktukları bu adamın sonunu görmeli!"

Yunan Krallığı atıldı,

" Oabildiğince aşağılık bir ölüm olmalı. Soymak ve ölene kadar meydanda halk içinde kırbaçlamak!"

Britanya onları sessizce dinliyordu.

"Çok barbarca."

"Bir barbara barbarca bir ölüm!"

"Konuşmanız bittiyse işimize dönelim."

Britanya'nın bu sözünden sonra sessizlik oldu. Britanya masaya kağıtları yaydı. Aslında neredeyse tamamen işleri bitmişti, bu son bir kere gözden geçirmek için yaptıkları bir toplantıydı.

...........

"Eee? Onu kim yanına alacak öyleyse?"

Yunan Krallığı gittikten sonra diğer ülkeler aralarında konuşuyordu. Britanya Osmanlı'nın kukla olması gerektğine onları ikna etmişti. Yunan Krallığı itiraz etmişti ama susmak zorunda kalmıştı. Brittanya bunla da durmamış, Osmanlı'nın isyan çıkarabileceğini veya onu kaçırmak isteyenlerin olabileceğini söyleyerek onu İstanbul'da tutmamaları gerektiğini söylemişti.

"Benim kuklam olacak zaten, ben alacağım."

"Bu zahmete katlanacağına direkt öldürebilirdin."

Tabi ki Rus Çarlığı bunun için yıllarca hazırlık yaptığını bilmiyordu. En güvendiği ajanlarını Osmanlı'nın yanına kadar soktuğunu bilmiyordu. Ve sadece birkaç haftalık ömrü kaldığını da bilmiyordu. Biraz sinirle söyledi:

"Osmanlı'nın kuklamız olması bizim için daha avantajlı."

Rus Çarlığı bir şey demedi. Toplantı bitmişti.



............



Yunanistan Krallığı dehşet içinde Britanya'ya baktı.

" B- Biz mütefiğiz!"

Britanya korkunç bir biçimde gülümsedi.

"Sen bir piyondun. Sen ve bütün balkan ülkeleri. Seni yaşatırdım eğer sevdiğim ülkeye çok zarar vermeseydin."

Yunan Krallığının gözleri büyüdü. Birden acıyla kıvranmaya başladı. İşgal ediliyordu.

"Eğer buradan canlı çıkmazsam-"

"Hiçbir şey olmaz. Kimse burada olduğunu bilmiyor."

 Britanya o bir şey daha diyemeden boğazını kesti. Krallığı tutan askerler onu bıraktı. Britanya giderken kendi kendine,

"Heralde Alman İmparatorluğunun ihanetini ona söylersem onun için çok üzülmez. Ya da ihanete uğradığı için daha çok üzülür."





---------------------

Yazar yine yazdığı şeye boş boş bakmaktadır.

Rastgele countryhumansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin