20.Bölüm

1K 94 0
                                    



*Luna

*Etraftan hırıltı sesleri gelmeye başladı. Bu seferkiler oldukça fazlaydı. Korkuyla etrafıma bakındım. Bir çok yaratık etrafımı sarmış durumdalardı. Gücümü kullanmayı denedim am olmadı. Yanımda savaşabileceğim bir kılıcım yoktu. Kanatlarımı kullanamazdım. Ne yapacaktım ben? Hiç Bu kadar kendimi çaresiz hissetmemiştim. Korkuyordum, yalnızdım. Her şeyin somuma mı gelmiştim?*

Gittikçe bana yaklaşıyorlardı. Ağaca iyice yaklaştım sırtım ağaçla bütün olmuş kızlara değdi. Ve yine aynı bilmeceyi duydum. Burdan sağ çıkmam gerekti ban ihtiyaçları vardı.

Böyle kolay pes edemezdim. Ağladığımı yanağım düşen gözyaşım sayesinde anladım ama nasıl çıkacaktım. Çaresizdim.

Kendimi toparlayıp bilmeceye odaklanmaya çalıştım.

Gözlerimden firar eden gözyaşımı alimin tersiyle sildiğimde aklıma dank etti!

   Gözyaşı!

Cevap gözyaşıydı!

Yüksek sesle söyledim. Sırtıma verdiğim kızlara döndüm. Gözlerinden gözyaşı akıyordu. Gözyaşlarım toplandı ve etrafa bir ışık yayıldı.

Yaratıklar geri çekiliyordu ben ne olduğumu anlatmadan kendimi uçsuz bucaksız bir sonsuzlukta buldum. Arkamı döndüm ve kızları gördüm. Bana bakıp gülümsüyorlardı. Kanlı canlıydılar. İçlerinden mavi elbiseli olan

"Prenses doğduğun diyara hoş geldin."

Şok içinde kıza baktım. Az önce bulunduğum karanlıktan başka bir şey olmayan hayat enerjisi sıfırlanmış yer benim gezegenimdi. Kırmızı elbiselinin konuşmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp kıza döndüm.

"Biz doğa kardeşleriyiz. Burası karanlık tarafından yok olup yaşam enerjisi çekildiğinde elimizden hiç bir şey gelmedi. Ağladık ve ümidimizi kaybettik. Yaşam ağacına sığındık ve ağaçla bir olduk. Yaşam gölüde böylece kurumuş oldu."

Benden bir cevap bekliyorlardı ama ben duyduklarımı sindirebilecek durumda değildim.

"Ben burası için çok üzgünüm. Düzelteceğim ama bundan önce savaşı durdurmam gerek."

Yeşil elbiseli olan kız söz aldı.

"Ejder ruhunu bulmaya geldin. Ve seni buraya yani doğduğun yere getirdi. Ama ilk önce gücünü tamamiyle kabul etmelisin ondan korkmamalısın."

"Sizi anlamıyorum. Ne demek bu?"

Sarı elbiseli olan kız cevap verdi.

"Gücünün sadece aydınlık tarafını kullanıyorsun. Sen sadece aydınlığın varis değilsin. Karanlığın da varisisin. Ama korkuyorsun. Birine zarar vermekten öyle değil mi?"

Kafamı sallayarak onayladım.Mavi elbiseli olan devam etti.

* İki gücünü de kabul et. Luna sen iki gücüde kabul ettiğinde ejderin seni bulucak."

İki gücü de kabul et. Derin bir nefes aldım. İki gücü de kabul et. Aydınlığı kabul ettiğime göre sadece karanlığı kabul etmem gerek.

Kollarımı iki yana açtım. Karanlık gücü içimde hissettim. O bana hükmetmeye çalışıyordu. Ama ben ona hükmedecektim o bana değil. Aydınlığı kabul ettim bu sefer gözlerimi görebiliyordum sanki karşımda bir yansımam varmış gibi.

Bir gözüm simsiyahken diğer gözüm masmaviyi. Saçlarım uçuşuyordu. Siyahla beyaz karışmıştı tamamen . Gücümü iliklerime kadar hissettiğimde kanatlarımı iki yana açtım.

Karanlığın ve Aydınlığın Varisi  {Varis Serisi }Onde histórias criam vida. Descubra agora