46. Bölüm

299 24 6
                                    


Ben geldim.

Bir cevap alamayacağımı bile bile soruyorum nasılsınız ?
Ben yorgunum, üzerimizden tır geçmiş gibi hissediyorum.

Bir de diğer kitaplarıma bakabilir misiniz ?

Bölüme geçmeden bir oy ve bir yorumcuk yapıverin.




Şarkı => Different World // Ava Max





"Sizdeki üç şeyi görebilen insanlara güvenin ; Gülüşünüzün ardındaki kederi ,
Öfkenizin ardındaki sevgiyi ,
Sessizliğinizin ardındaki nedeni ..."

~ T.S Eliot ~




***

Asıl oyun şimdi başladı. Etrafındakilere dikkat et . Bilinmezlik hiç bu kadar korkutmamıştı. Savaşın en derinlerinde ihanetin en göbeğindekini bul.

Aradığın ve bundan sonraki diğer tüm cevaplar onda olacaktır. Annenin en değerlisinin içine saklı bir sonraki taş.

Bir karar vereceksin sonunda
Yıkılacaksın bu oyunda
Ama güçlü durursan
Zafer senin ellerinde unutma

Birden bire bastıran yağmurla artık saklananların ortaya çıkması gerektiğini anlamıştık.

Islaktık ama umursamadık çünkü bundan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı.

***



Yağan yağmur şiddetini arttırmaya devam ederken buna müdahale edip havayı bulutlu hale soktum. Islanıp hastalanmazdık ama Yıldız ve Cem için aynı şey geçerli değildi.

Evet onlarda bizimle oturmuştu ve yardım edebileceklerini söylemişlerdi yani bunu Yıldız söylemişti , Cem hala şaşkındı.

Aklımda satırlar dönüp dururken bunların bana hiç bir şey çağrıştırmaması canımı sıkıyordu. Sessizliğin göbeğinde havada kararmıştı.

Yıldız ve Cem kendi aralarında konuşup ayağa kalktıklarında dikkatimi onlara verdim.

" Şey biz artık gidelim annemler de merak etmişler. Yarın yine geliriz."

Başımı olumlu anlamda sallamakta yetindim sadece.
Yıldız ise arkasını dönmüş adım atmıştı ki bize döndü tekrar.

" Siz burda mı kalacaksınız yani üşümez misiniz ?Hem aç olmalısınız."

" Biz ejderhamız üşümeyiz ve ormanda ilk kalışımız değil hem burası Amoryadan daha az tehlikeli sen bizi düşünme." dediğimde başını sallamakla yetindi.

Ormanın içinde gözden kaybolana kadar hiç kimseden bir ses çıkmadı. Tamamen gittiklerinde başımı çevirdim bizimkilere.

Hala Aaron'u göğsündeydi başım ona alttan bakıyordum ve düşüncelerini de okuyamıyordum. Hafifçe kolunu dürtüp bana bakmasını sağladım.

Gözleri bana değdiğinde sorgularcasınca bakıyordu yüzüme.

" Ne düşünüyorsun ?"

Karanlığın ve Aydınlığın Varisi  {Varis Serisi }Where stories live. Discover now