🌙Ramazan🌙

356 40 60
                                    

Zıplaya zıplaya sınıfa doğru giderken üst sınıflardan bir oğlanı görmemle ayaklarımı sabitleyip alışık olduğum küçük adımlarımı atmaya başladım. Vakit kaybetmeden sınıfa geçmiştim bile.

Sınıfta iki oğlan, üç kız ve canım bacım var.

Kulaklarına taktığı kulaklıktan olsa gerek başka bir alemde yaşıyor gibi bir hâli vardı. Usulca yanına iliştim. Kot ceketimin cebine elimi yerleştirdiğimde hissettiğim küçük şeyle gülümsemem büyürken canımın ciğerine hediye etmek istediğim siyah zikirmatiği avucumun içine sakladım.

"Kader!"

Yüksek çıkan sesiyle irkilirken elim kalbimin üzerine gitti. Allahım bugün hayırlısıyla eve gitmemi nasip eyle. Hem susadım da...

"Bacım iyi misin sen?"

Yüzüme gülümseme yerleştirdim hemen. Zikirmatiği tuttuğum elimi arkama götürürken dudaklarımı araladım.

"İyiyim bacım iyiyim. Sen nasılsın?"

İki eliyle başındaki siyah şalını düzeltir gibi yapıp gülümsedi. Sağ kulağından çıkmış kulaklığı solgun bir çiçeğe benziyordu.

Solgun çiçek mi?

O nerden çıktı şimdi?

İlahi Kader...

"İyiyim bende çok şükür bacım."

Tatlı sesler çıkartarak elimdeki zikirmatiği hızla önüne bıraktım. Büyüyen gözleriyle zikirmatiğe bakıyordu. Bi huzur doldu içim...

"Ya bacım bu benim mi?"

"Hı hı..."

Kollarını bana sardığında ben de ona sarıldım. Seni seviyorum...

Zil çaldı ve hocamız derse girdi. Dersimiz matematik...

Bir yandan hocayı dinlerken dudaklarımı yalamaktan kendimi alamıyorum. Hep o yeşil oğlan yüzünden!

İster istemez elim iki buçuk numaralı gözlüğüme giderken Rüya hocanın ince sesi doldu kulaklarıma.

"Bu fonksiyon sorusunu kim çözmek ister?"

Ölüm sessizliği oluşan sınıfta gözlerimi gezdirdim usulca. Soru o kadar zor mu ki?

Kimse kalkmıyor, ben kalkıyım o zaman.

Başımı Rüya hocaya çevirip gülümseyerek konuştum.

"Hocam ben çözebilir miyim?"

Ve tahtanın önünde buldum kendimi. Soruyla uzaktan akraba gibi bakışıyorum.

Ne iyi ettiniz de geldiniz, sağlığınız sıhhatiniz de iyidir inşallah. Ailenin en küçüğü olarak küçük çocuklarınızla vakit geçirmekten mutluluk duyarım-

"Kader çözebilirsin."

Rüya hocanın tatlı sesiyle şirince gülümseyip elime mavi tahta kalemini aldım. Ne diye soruya bakmadan tahtaya kalkarsam...

Hep bu tezcanlılığımdan...

Kader Tezcan...

Başımı kaldırıp soruya tekrar bakmaya başladım. Stresten elim terlemiş, tahta kalemi parmaklarımın arasından kaymak için direniyordu. Terliyorum ben...

Kulağıma dolan sesle yüzüme bir soğukluk geldi. Başımı çevirdiğimde kapının açık olduğunu gördüm. Müdür yardımcısı ve-

Ne?

Yeşil oğlan...

"Dersinizi böldüm hocam. Kusura bakmayın. Sınıfa yeni öğrenci katıldı. Neyse hocam, iyi dersler size. Benim halletmem gereken işler var."

Müdür yardımcısı, Rüya Hoca ile anlaştıktan sonra sınıftan çıkmıştı. Yeşil oğlan dikkatle bana bakarken kaşlarımı çattım. Ne var dermiş gibi başımı salladığımda kaşlarını çatıp önüne döndü.

"Kendini kısaca tanıtıp boş sıraya otur, canım. Teneffüste arkadaşlarınla konuşursun." dedi Rüya hoca gülümseyerek. Başını usulca sallayıp yerinde dikleşti.

"Adım..."

Durdu. Anlamaz hâlde kaşlarım çatılırken onun gibi sınıfa doğru döndüm. Boğazını temizledi.

"Adım Ramazan Hüroğlu. Artık bu okulda sizlerle birlikte olacağım. Oturabilir miyim hocam?" deyip hocaya döndü. Ne?

Ramazan...

Ay ay ay ay...

Saçma bir şekilde kalbim karnımda atarken heyecanla konuşmuştum. Sınıf gülüyor ve ben heyecanımı kontrol edemezken yanaklarımda hissettiğim sıcaklıkla ona bakıyorum. Uzaylı görmüş gibi bana bakıyordu. Susadım ben!

'Hoş geldin yâ şehri Ramazan!"


Canım Ramazan AyıWhere stories live. Discover now