🌙Kasımpatım🌙

281 36 69
                                    

Elimdeki saksıyı bir koluma sarıp sınıf kapısını araladım. Sınıf her zamanki gibi gürültülüydü. Sınıfta top oynamak mı?

"Atsana oğlum! Kaçtı, kaçtı!"

Top bana doğru gelirken tabiri caizse kapıya yapıştım.

"Yaa oynamayın şu topu sınıfta!"

Bi ara duraksasalar da yine topa eziyet etmeye başlamışlardı bile. Havası inik topu eziyorlardı mübarek!

Başımı iki yana sallayıp sıraya doğru ilerledim. Başını sıraya koymuş, uyuyordu. Yüzü bana dönük olmadığı için uyuduğunu farz ettim. Sıraya oturup elimdeki saksıyı masanın ortasına bıraktım. Mis gibi kokuyordu. Kasımpatım...

Gözlerimi sınıfta gezdirdiğimde Feyza'nın daha gelmemiş olmasına gülerek önüme döndüm. Sahura kadar attığı mesajları düşündüğümde uyanamamış olması olağandı tabiiki de. Maalesef uyumuşum ben o vakit. İnşallah hoca gelmeden yetişir.

Gözlerimi kasımpatından çekemezken aklıma gelenle gözlerimi Ramazan'a çevirdim. Hâlâ uyuyordu.

"Ramazan hadi kalk. Çiçeğini getirdim."

Çantamdan biyoloji kitabımı, defterimi ve kalemliğimi çıkartıp masanın üzerine özenle koydum. Hâlâ uyanmadı ama bu.

"Şşt Ramazan... Sana diyorum hadi kalk!"

Yerinde kıpırdanıp bir şeyler mırıldandı. Anlayamadım.

"Hı ne dedin?"

Kendimden bağımsız ona doğru yaklaştığımda birden yerinden doğruldu. Korkudan gözlerim kocaman açılırken hareket edemiyordum. Çatılı kaşlarıyla bana bakıyordu. Neden yakın gözüküyor bana?

"Neden özel alanıma giriyorsun?"

İstemsizce gözlerimi kırpıştırıp yerimde dikleştim.

"S-sen ne diyorsun be! Ne özel alanı-"

"Sınırı geçmiyeceksin." dedi eliyle masadaki bantı göstererek.

Şu manyağa bak ya. Sen kimin şeyine şey yapıyorsun!

"Yalnız o sınırı ben koydum, hatırlatırım." dedim gözlerimi devirerek. Alayla güldü.

"Sen sınırı geçince sorun yok, ben geçince-"

"İyi misin sen ya! Senin kafa gitmiş! Ben senin özel alanını ne yapıyım? Tövbe estağfurullah!"

Burnumdan solurken önüme döndüm. Ben onunla anlaşamıcam net!

Şuna bak ya dediğine bak!

"Kader..."

Durgun gelen sesine önemsemeyip masanın üzerindeki kasımpatımı aldım. Anneme ne kadar çok dil döktüm almak için. Sinirlerim bozuldu benim.

"Kader bak-"

"İyi dersler!"

Serdar hocanın sınıfa gelmesiyle ayağa kalktım. Gözlerini önümdeki kasımpatıya çevirip gülümsedi. İster istemez mutlu olmuştum. Bana bakıp gülümsediğinde içten içe utanırken yanımda hissettiğim hareketlilikle gayri ihtiyari başımı çevirdim. Sinirle Serdar hocaya bakıyordu. Biz neden hâlâ ayaktayız ki?

"Oturabilirsiniz..."

Oturduk. Gözlerimi sınıfta gezdirdim. Bacım daha gelmemiş.

"Kader sınıfta olmayanları söyler misin?"

Sınıf başkanıyım...

Sadece Feyza yoktu ama o da gelir ya...

Serdar hocaya dönüp konuşmaya başladım.

"Hocam sadece Feyza yok ama o da gelir. Biraz daha beklesek olur mu?"

"Tamam, bekleyelim o zaman."

Serdar hoca sınıfa göz gezdirip defteri doldurmaya başladı. O sırada sesini duydum.

"Çiçeklerle ilgileniyor musun?"

Etrafıma bakınırken boğaz temizleme sesiyle duraksadım.

"Sana diyorum, Kader."

Kafam yeni yeni kendine gelirken kendimi toparlamaya çalışarak dudaklarımı araladım.

"Ha yok hocam. Annem çok sever. Annem kadar olmasa da ilgilenmeye çalışırım."

"Önündeki çiçeğin adını biliyorsun o zaman." dedi gülümseyerek. Memnun hâlde başımı salladım.

"Kasımpatı..."

Başını salladı.

"Kasımpatı... Krizantem olarak da adlandırılır. Altın çiçek anlamına gelir. Pembe, mor, beyaz, sarı veya turuncu renkte olabilirler. Her rengin bir anlamı var. Önünde duran sarı krizantem, sevgi ve masumiyeti temsil eder mesela. Krizantem çiçeği pek çok ülkede ölümü temsil ederken ülkemizde sevgi ve huzuru temsil eder."

Serdar hocanın anlattıklarıyla biraz daha sevdim kasımpatıyı. Saksıyı kollarıma sarıp konuştum.

"Teşekkür ederim hocam, bilgilendirmeniz için. Ben..."

Çiçeği özenle tutup Ramazan'ın önüne bıraktım.

"Sıra arkadaşıma hediye edecektim. Anlamlı bir hediye olmuş oldu. İnşallah bunu her suladığında huzurlu hissedersin kendini. Azar azar sulamayı unutma."

Gözlerinde şaşkınlığı görürken yüzünde beliren gülümseme ile önüme döndüm. Sözleri üzerine sıcaklamaya başladım. Ne?

"Teşekkür ederim. Tabii unutmam, kasımpatım."

Sınıfta oluşan uğultuyla stres olurken yanıma döndüm. İyilik yapıyım derken...

"Anlamadım?"

Ramazan🌙

Bu hocayı gözüm tutmadı. Kaç yaşında acaba?

Kapının tıklatılmasıyla başımı çevirdim. O sırada Kader ile göz göze gelmiştim. Neden acı çekiyor gibi duruyor bu kız. Ne oluyor?!

"Geç kaldığım için özür dilerim hocam. Geçebilir miyim?"

...

Zilin çalmasıyla sınıfta kıpırdanmalar olmuştu bile. Hoca sınıftan çıkınca yanıma döndüm. Öldürücü bakışlar atıyordu bana.

Bu kızla anlaşamıyorum ben.

"Bir daha sözlerine dikkat et. Ya da bir daha benimle konuşma, tamam mı?"

Sözleri üzerine kaşlarımı çatıp yerimde doğruldum.

"Hop ne oluyor?"

"Ne ne ne ne oluyor?" deyip kendince beni taklit etti. Cadaloz!

"Bana kasımpatım dedin sınıfın içinde. Söylesene sen kimsin ya! Bi kızıyorsun kendince. Sonra başka başka tuhaf haller-"

"Öyle bir şey demedim!"

Külliyen yalan. Hocaya inat dedim.

"Afedersin de karşında aptal yok! Sözlerine dikkat et."

"Çiçeğin kalbini kırıyorsunuz, bilmiş olun Kader hanım. Hiç yakışmadı size. Çiçeğin yanında ettiğiniz sözlere bak. Etkiliyorsunuz çiçeği. Kazanmayım diye yapıyorsunuz değil mi?"

Şaşkın şaşkın bana bakarken hiçbir şey olmamış gibi önüme döndüm. Hayır gülmemeliyim.

"Ya sen-"

"Bacım bi gelir misin?"

Arkadaşının yanına gelmesiyle sözünü tamamlayamamıştı. Sinirle yerinden kalktığında gözlerimi çiçeğe çevirdim. Soldurmayacağız seni öyle mi?

Canım Ramazan AyıWhere stories live. Discover now