🌙İyilik🌙

292 41 69
                                    

Ramazan🌙

Kavgalı geçen bir sabahın ardından yine okula geldim. Bu duruma o kadar çok alıştım ki kim bana ne demiş, umrumda değil.

Sınıfa geçtiğimde uzunca oflayarak sıraya doğru ilerledim. Bugün çenesi açılmasa bari.

Kitabına gömülmüş hâlde tuhaf sesler çıkartıyordu. Yanına oturdum. Tuhaf sesler yavaş yavaş kesilirken başını kaldırıp bana döndü. Umursamazca kıstığı gözleri yorgunluktan ölüyordu resmen. Göz altları morarmış, alt dudağında çıkan uçuklar kabuk bağlamıştı. Çenesinde çıkan sivilceler ve özenle duran kalın denilebilecek kaşlarının arasında yerini almış pembeleşmiş sinek ısırığını andıran bir sivilce daha. Abartmıyorum buna rağmen yüzü temiz ve bilmiyorum.

Başını çevirip sıranın üzerinde duran bir defterinden bir yaprak koparttı. Bir şeyler yazıyordu. Onun ne yaptığını anlamaya çalışırken başını kaldırmasıyla düşünmeyi bıraktım. Kağıdı önüme bıraktı. Yüzüne küçük bir bakış atıp kağıda odaklandım.

Sesim kısık olduğu için konuşamıcam. Haberin olsun. Ve gözlüğümü unutmuşum. Evden aceleyle çıktım. Hoca tahtaya bir şey yazarsa defterinden bakabilir miyim?

Aklıma gelenle içimden küfürler savurdum kendime.

Bugün çenesi açılmasa bari.

Gözlüğünün olmaması dikkatimi çekmemiş bile.

Başımı çevirip yüzüne baktım.

"Sesin neden kısık?"

Umursamazca göz kapaklarını düşürdü. Baygın gibi duruyordu. Gülme isteğimi bastırmak için içten yanağımı ısırdım. İstifimi bozmadan çatık kaşlarımla bakmaya başladım ona.

"Dondurma yedim." dedi boğazını tutarak. Sesi kedi gibi çıkmıştı. Yüzümü buruşturup keyifle konuştum.

"Gözünü seveyim konuşma. Bu ses ne? Kedi miyavlaması gibi."

Çatık kaşlarla bana baktığında avına yaklaşan kaplan gibi duruyordu. Başımı sallayıp önüme döndüm. Zaten kendine hayrı yok, konuşmasın daha fazla.

Rutin geçen bir günde öğle yemeğinin ardından sınıfa geçtim. Herkes kendi hâlinde takılıyordu. Fazla gürültülü olması kaşlarımı çatmama sebep olurken sıraya doğru ilerledim. Sırada kollarını bağlayıp başına yastık yapmıştı. Gözleri kapalıydı. Uyuyor olmalı.

Yanına oturduğumda zil çaldı. Pozisyonunu bozmamıştı. Gözlerim arkadaşını ararken hâlâ sınıfa gelmeyişi ile ofladım. Yapacak bir şey yok.

"Kader kalk ders başlayacak." dedim kulağının dibinde. Duymuyordu.

"Sana diyorum Kader!"

Ağzında bir şeyler geveledikten sonra iyice yerine sindi. Kim bilir ne dedi?

"Kızım kalksana!"

Yine hareketsiz...

"Kalk cadaloz!"

Birden başını kaldırmasıyla sertçe yutkundum.

"Cadaloz mu dedin bana?"

Kısık olan sesi sonlara doğru az da olsa açılmıştı. Gözlerinin içi uykusuzluktan olsa gerek kızarıktı. Gözlerimi devirip önüme döndüm.

"İyilik yapmak da suç!" dedim ciddiyetle. Kısık gülüşü kulağıma geldiğinde başımı çevirdim hemen. Kurumuş dudaklarını eliyle kapatıp önüne döndü.

"Ne?" dedim uzatarak onu sorgulama aşamasındayken. Başını bana doğru çevirip genişçe gülümsedi. Ne olduğunu anlamazken sözleri üzerine duraksadım.

"Allah seni çok seviyor, Ramazan."

Tepkisiz ona bakıyorum. Umrunda değilmişim gibi devam etti sözlerine. Halinden keyif alıyor gibiydi.

"Ramazan pidesi gibidir bu yolculuk. Yersin, yersin sonra yeniden yemek istersin. Tadına doyamazsın bile."

"O ne?"

Ağzımdan birden çıkan kelimelerle afalladım.

"Ramazan'ın bereketi, Ramazan."

Bıkkınca nefes verip önüme döndüm.

"Ramazan demekten vazgeç!"

Yanımda hissettiğim hareketlilikle önümdeki ders kitabını açtım. Bu kızın susma düğmesi olmalı.

"Senin adın Ramazan değil mi, Ramazan?"

Hızla ona döndüm. Dikkatle bana bakıyordu.

"Kısık sesle daha çekilmez oluyorsun. Sus artık!"

"Bir şartla?" dedi kendinden emin bir şekilde.

Acaba kendini rüyada falan mı zannediyor? Bu kıza ne oldu böyle?

"Ne?"

Gözlerimi devirip ona bakmaya devam ettim. Yerinde dikleşip tane tane konuşmaya başladı.

"Sana saksıda bir çiçek getircem. Onu her gün sulayacaksın. Bir gün bile atlamadan. Eğer çiçek solarsa şart geçerli olmaz. Tamam mı?"

"Kızım kafayı mı yedin sen! Ne hakkın var ki beni bunaltmaya. Bir de şart koşuyorsun!"

Yüzü düştü. Gözlerini kaçırıp önüne döndüğünde kendimi kötü hissettim. Kalbini mi kırdım?

"Haklısın..." dedi kırgın sesle. Benimle konuşurkenki heyecanı yerle bir olmuştu sanki.

"İyi dersler gençler!"

Yerlerimize oturduğumuzda başımı ona çevirdim. Not defterine bir şeyler yazıyordu. Onu rahatsız etmeyecek mesafede ona yaklaşıp konuştum.

Kendi kalbim kırılırken başkalarının kalbini kırmıcam artık.

"Çiçeği balkona koysam solar mı?"

Canım Ramazan AyıWhere stories live. Discover now