Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
4. BÖLÜM
(Düzenlendi)
Gördüklerim ya bir rüyadan ibaretti ya da kötü bir kabustan...
Ben hangisini tercih ederdim?
İşte buna vereceğim bir cevabım yoktu.
Karşımda gri şalını üşümemek adına kafasına dolamış, millattan öncesine ait olduğunu düşündüğüm av tüfeğini bana doğrultmuş Zeliha Nine'min öfkeli yeşil harelerine bakıyordum. Açık kapıdan içeri buyur edilen fırtına izleri bedenimi ısırırken ben sadece yaşadığım şokun etkisindeydim. Başka zaman olsa kahkahalarla güleceğim duruma ağzım açık kalacak şekilde tepki veriyordum.
Askerlere dalmış Zeliha Nine'yi tamamen unutmuştum. Beni bekliyordu, çünkü çoktan keçilere yem verip eve gitmem gerekiyordu. Unutmuştum ve bu yaşlı kadının yaşından dinç olan öfkesiyle karşı karşıya gelmiştim.
Evde biri yaralı üç asker olduğu yetmezmiş gibi, bir de varlığını unuttuğum ve her an beynimi patlatıp her parçasını tahta tavandan zevkle toplayacak Zeliha Nine'm eksikti. Farkettim de bugün ikinci kez sana silah doğrultuluyordu. Hem de hiç bir suçum olmadığı halde.
Düşünclerimin kendini bilmezliğiyle uğraşırken, Zeliha Nine nihayet silahını indirmişti. Derin bir soluk verdim. Bugün ölmeyecektim ama korkudan kriz geçirecektim. "Deli Kız sen neredesin? Ödüm patladı sana bir şey oldu diye!" Zeliha Nine sinirle konuşup içeri girdiğinde kapıyı silahın dipçiğiyle kapattı. "Bir buçuk saat oldu. Tam bir buçuk saat oldu. Kalbime iniyordu!"
"Zeliha Nine..." diyebildim sadece. Sesim çıkmazdı, çünkü haklıydı. İçeride ki askerlere o kadar dalmıştım ki Zeliha Nine'nin beni merak etme ihtimali aklımın ucundan bile geçmemişti. Ve hangi ara bir buçuk saat geçmişti?
Zeliha nine küçük bir kaç adımda yanıma gelip üzerimi kontrol etti. Sanırım yaralı olup olmadığımı kontrol ediyordu. Bir şey olmadığını görünce, "Oh Rabbim'e şükürler olsun," diye rahatlamış bir şekilde konuştu. Ardından, "Ne işin var senin evde? Ahırda alt tarafı iki tane keçi var yemini suyunu verip gelecektin. Niye bu kadar geciktin?" diye yeniden azarladı.
