8. BÖLÜM

12K 741 128
                                    

Mehmet Atlı-Pêşiya malê(Kürtçe dilinde "Evin önü"demek)

Keyifli okumalar dilerim 💜

Keyifli okumalar dilerim 💜

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

8. BÖLÜM

Gözlerimden akan yaşların haddi hesabı yoktu. Yıllar boyu dökmediğim yaşları sadece bu üç günde dökmüştüm. Avcı'nın yorgun gözlerine bakarken içimden daha fazla ağlamak geliyordu ve ben ağlıyordum. Ancak gözyaşlarım tamamen mutluluktandı. İçim içime sığmıyordu sanki. Umudun varolduğunun en büyük kanıtıydı Avcı. Ve umudun hiç bitmediğinin...

Sen kimsin diye sorduktan sonra dudaklarımda küçük bir tebessüm oluştu. Cevap vermeme müsaade etmeden boğazını sertçe temizleyip, "Sen kimsin? Neredeyim ben?" diye sordu yeniden, yorgun bir sesle.

"Adım Ahu Beyaz ama sen Beyaz de lütfen..." dedim yumuşak bir sesle. "Ve güvendesin, iyisin..."

Elini hareket ettiği için acıyan yarasına götürerek, "Nasıl oldu bu? Neden hiç bir şey hatırlamıyorum?" Fısıltılı ama şaşkın bir şekilde dökülmüştü sondaki cümleleri dudaklarından. Haklıydı. Kim bu durumda olsa aynı şeyleri düşünürdü.

"Önce bi' sakin ol lütfen..." Aynı tonda kurduğum cümleyle bakışları tekrar yüzüme tırmandı. "Alıca köyündesin. Arkadaşların Urgan ve Çevik seni yaralı bir halde buraya getirdi. Sağ karın boşluğundan aldığın kurşun çok kan kaybetmene sebep oldu ve yaklaşık üç gündür uyuyorsun. Urgan yaranı dikip pansuman etti, bende senin için sağlık ocağından ilaç getirdim. Ve sonunda uyandın."

Nefesim tükenene dek kurduğum cümleleri Avcı şaşkınlıkla dinliyordu. Ölçüp tartıyor, anlamaya çalışıyordu.

"Peki sen kimsin?" diye sordu hayretle, hâlâ benim bu hikayede ki varlığımı sorguluyordu. Sarı sıçramış kahvelerinde şaşkınlık hüküm sürüyordu.

"Dedim ya adım Ahu Beyaz," diye konuştuğumda devam etmemi ister gibi bakıyordu. "Urgan ve Çevik sen yaralı olduğun için bu köye sığındılar. Hem fırtınada bastırınca başka çareleri yoktu. Ben burada kalmıyordum, Zeliha Nine'm de kaldığım gün buraya gelmişler. Geldiğimde seni kanlar içinde koltukta yatmış vaziyette buldum... Urgan'ı da yaranı pansuman ederken..."

Çevik'in başıma silah dayamış olmasını anlatmak istemedim çünkü gerek yoktu. O bir askerdi ve tehlike anında olduğunu düşünüp refleksle başıma silah dayamıştı. Onu da anlıyordum. Avcı gözlerini yumduğunda panikle, "Hayır sakın uyuma," diye konuştuğumda gözlerini yeniden açtı.

SEFİD Where stories live. Discover now