12. BÖLÜM

10.7K 782 189
                                    

Merhaba efenim, nasılsınız?

Not; bölümün ilk yarısında tamamen yeni sahneler var, yani bu bölümde de yeni okuyacağınız yerler mevcut.

Bölüm şarkısı;
Özhan Eren- Gömleğim Beyaz
Balmorhea- Remembrance

Keyifli okumalar 💜

12. BÖLÜM


Elime aldığım medeni hukuk kitabının 176. sayfasına yaklaşık on dakikadır kesintisiz bakıyordum. Sırf kafam dağılsın diye valizimden çıkarmış ama okuduğum tek bir kelimeden anlamamıştım. Sanırım böyle devam edersem hiç bir şey anlamamaya devam edecektim.

Askerler karanlık çöktüğü an Zeliha Nine'nin evine geçmişti. Sırayla yıkanmış, yemek yemiş geri dönmüşlerdi. Ben gitmemiştim, aç değildim zaten ve kitap sayfasına dakikalarca bakmak gibi önemli bir işim vardı.

Gideceklerini söylediklerinden beri pek konuşmamıştık. Ben biraz ağlamıştım, Urgan da teselli vermeye çalışmış ama beceremeyince vazgeçmişti. Teselli verecek bir durum yoktu, onlar gidecekti ve ben üç dört günlük dostlarımı kaybedecektim. Olan buydu, gerçek buydu.

Zeliha Nine yine ortada yoktu. Çevik sigara içmek için mutfağın olduğu kısma geçmişti, Avcı uyuklarken Urgan ona verdiğim bir kitabı okumaya başlamıştı ve buradan bakıldığında çoktan kitabın yarısına gelmişti.

Aramızda gerçekten kitap okuyan birileri vardı demek ki.

Sobayı yakmıştım ve üzerine eklediğim yaş odunlar sayesinde sobanın içinde kömür varmış gibi sıcacıktı hâlâ içerisi. Üstüme, yıkadığım çamaşırların arasından aldığım üstünde gülen güneş olan bir tişört ve mor çiçekleri olan pembe bir pijama giymiştim. İçeri sıcaktı, üşümüyordum.

"O kitaba daha ne kadar bakmayı düşünüyorsun?" Bakışlarım Avcı'ya döndü, uyuduğunu sanıyordum ama o kollarını göğsünde toplamış karşımdaki çekyatta gayet rahat bir şekilde bana bakıyordu. "Bakarak eskitmeyi düşünüyorsan başardın."

Omuz silktim. "Kafam karışık biraz, okusam da anlamıyorum," dedim, kitabı kapatıp havaya kaldırdım. "Galiba ikimize de eziyet ediyorum." Kitabı yanımdaki küçük sehpanın üzerine koydum.

"Kafam neden karışık?" diye sordu.

Güldüm. "Kafası karışık olmayan bir insan mı var?" Yayıldığım yerden doğruldum. "Okulu, babamı, sizi, herşeyi düşününce kafamın karışması normal diye düşünüyorum," dediğimde kaşlarını çattı.

"Bizi neden düşünüyorsun? Başından beri belli değil miydi gideceğimiz?" diye oldukça mantıklı konuşunca yine omuz silktim. Alışmıştım, ne yapabilirdim ki?

Çevik içeri girince bakışlarım ona kaydı. Elinde ikinci bir gaz lambası vardı, bir tanesi de şu an odayı aydınlatıyordu. "Götüm dondu lan, morgda sigara içsem daha az üşürdüm amına koyayım," diye konuştuğunda yüzümü buruşturdum.

Urgan uzun süre sonra ilk defa başını kitabından kaldırıp Çevik'e döndü. "Küfür etme," diye konuştu uyarır gibi. Biliyordum, normalde hepsi çok küfür ederdi ama ben rahatsız oluyorum diye minimuma indirmişlerdi. Aslında bende bazen söylerdim fakat onlar söyleyince ben hem utanıyor hem de çekiniyordum onlardan.

Çok tuhaf bir durumdu.

Çevik gözlerini bana çevirdi. "Ha pardon ağzımdan kaçtı," dediğinde başımı önemli der gibi iki yana salladım. Gelip o kadar boş yer olmasına rağmen dibime oturmuştu. Kolçağa yapışmıştım.

SEFİD Where stories live. Discover now