17. BÖLÜM

10.7K 709 208
                                    

Merhabalar efendim.
Eğer uzatma olmazsa, aklıma esip araya bir bölüm sıkıştırmazsam Sefid'in 23. bölümünde birinci kısım finalini okuyacağız. Bu bir ara final olacak tabiki, çok uzun bir ara vermeden güncel bölümlerle kurgumuza devam edeceğiz.


Bölüm şarkısı;
Pixie Lott- Use Somebody

Keyifli okumalar dilerim 🤍

Boğucu karanlık yeniden aydınlanıyordu.

Kirpiklerim araladığında gördüğüm ilk şey ay ışığının aydınlattığı tavan olmuştu. Derin sessizlik kulaklarıma dolarken kurumuş dudaklarımı birbirinden ayırdım. Ağzımın içi de kupkuru olmuştu.

Omzum ve karnım hâlâ ağrıyordu. Üstüme garip bir ağırlık vardı. Hani dişinizi çektiğiniz zaman uyuşturulduğu için hiç bir hissetmezsiniz ama yinede ince bir sızı vardır ya, benim de bedenimde öyle bir ağrı vardı. Ağrı kesicilerden dolaylı bir uyuşukluk mevcuttu. Üstümde hayli ince bir battaniye olmasına rağmen, ter içinde kalmıştım. Terlediğim için boyuma yapışan saçlarım huylandırıyordu.

Ağzımın içi susuzlukla kavrulurken yutkundum. Başımı yan tarafıma çevirdiğimde, üç askerinde sırtlarını çekyata yaslamış bir şekilde yerde oturduklarını gördüm. Arkaları dönük olsa da sessizlik aralarında tek yüzü dönük olan şeydi. Sessizce üçünü izledim. Başımın hizasında Avcı oturuyordu. Saçları o kadar uzamıştı ki ensesine kadar geliyordu. Gözlerimi karın hizamda oturan Urgan'a çevirdim. Görebildiğim kadarıyla tek dizini karnına çekmiş, kolunu üstünden sarkıtmıştı. Ayaklarımın ucunda ise Çevik oturuyordu. Ay ışığının aydınlattığı silüetinde görünen sadece bıyıklarıydı.

Babamı göremiyordum, zira üç adamın gölgesindeydim.

Dudaklarımı aralayarak, "Avcı," diye fısıldadım. Avcı omzunun üstünden bana hızla dönünce, ay yüzünün her yanını aydınlatmıştı. Kahvelerinin içine güneş doğmuştu, ay kaybolmuştu.

Yutkundum.

Urgan ve Çevik'te bana döndüklerinde Avcı, "Ahu," diye konuştu, sesi yumuşacıktı. "Ne oldu? Ağrın mı var?" diye endişeli konuşunca başımı sağa sola salladım.

"Hayır, ağrım yok ama çok susadım," dedim ama yeniden aralamak istediğimde, ağzımdaki kuruluk buna engel oldu. Sertçe yutkundum. Avcı  hemen ayağa kalktı, bir süre sonra bir bardak su ile geri döndü. Bardağı dudaklarımın arasına yerleştirdi. Elini terden sırılsıklam olmuş enseme attı ve suyu içmeme yardımcı oldu. Küçük yudumlarla suyun hepsini içtim.

Avcı bardağı dudaklarımdan çektiğinde, "Teşekkür ederim," diye konuştum sessizce. Avcı başını sallayıp geri çekildi. Urgan elini battaniyenin üstünden dizimin üzerine koydu. Gözlerimiz kesiştiği an tebessüm etti.

"Nasıl hissediyorsun, Beyaz?" diye sordu.

Dudak bükerek, "Bilmem. Hiç bir şey hissetmiyorum ama karnımda ve omzumdaki ağrıyı hissediyorum. Uyuşmuş gibiyim ama hissedebiliyorum da. Tuhaf bir ikilemdeyim," dediğimde Urgan başını salladı.

"Çok normal, ağrı kesiciler, antibiyotikler, serumlar derken vücudunda böyle karmaşık bir his belirebilir. Bilincin açık olduğu süreçte geçecektir," dedi emin bir şekilde. O öyle diyorsa öyledir.

SEFİD Where stories live. Discover now