23. BÖLÜM

9K 710 258
                                    

Herkese merhaba

Keyifli okumalar dilerim 🤍

[2.KISIM]

3. BÖLÜM

İnsan dünyada da cehennemi yaşardı.

Zeliha Nine bir keresinde insan bu dünyada kolay kolay rahata eremez, sanki öbür dünyada çekeceği kabir azabını bu dünyada eti kemiğinden sıyrılır gibi yaşar demişti. Gıkını çıkaramazdı kimse, Allah'ın ona layık gördüğü kadere boyun eğerdi. Mecburdu.

Şimdi içine düştüğüm bu karmaşa cehennem gibiydi.

Kirpiklerim birbirinden ayrıldığında kulağımda şiddetli bir çınlama vardı. Göğüs kafesim sıkışmış gibiydi, bir kaç defa öksürdüm. Başıma keskin bir ağrı saplandığında derince inledim. Bedenimin her noktasında keskin ağrılar vardı, acı eşiğim yüksek olmasa çığlık atarak ağlardım.

Elimi yere koydum, sargılı avucuma kırık cam parçaları battı ama şu anki önceliğim kesikler değildi. Sonra birinin seslendiğini duydum, bakışlarım o yöne döndü. Hatip Abi başından akan kanı umursamadan bana bir şeyler söylüyordu ama ben duyamıyordum. Kulağımdaki çınlama buna müsaade etmiyordu.

Sakin olmalıydım, sakin ol Ahu Beyaz.

Gözlerimi kapadım ve zonklayan başımı tuttum. Gözlerimi açtığımda Hatip Abi'nin dudaklarını okumaya çalıştım. İyi misin diye soruyordu, iyi miydim bilmiyorum ama en azından ölmemiştim bu da bir şeydi.

Uzanıp koluma girmeye yeltendi ama elimi kaldırıp durdurdum. Ellerimi cam parçalarına basıp ayağa kalkmaya çalıştım ama bacağıma saplanan ağrıyla inledim. Bakışlarım bacağıma döndü, küçük küçük bir sürü cam parçası lacivert kotumda parlıyordu, sağ bacağımın neredeyse tamamında cam parçaları vardı.

Bir kez daha ayağa kalkmak için hamlede bulundum ve nihayet ayağa kalktım ama sol ayağımın üstüne ağırlığımı verdim. Sağ bacağımdaki ağrı hafifler gibi olunca elim karnıma gitti, sanırım aynı cam kırıkları hem karnımda hemde belimde vardı. Şiddetli bir patlamadan bu kadarla kurtulmakta bir şanstı.

Öldürmezdi ama süründürürdü.

Kulağımdaki çınlama biraz azalınca,"Savcı hanım iyisin değil mi?" Başımı salladım, konuşmak istemedim. Bakışlarım ona kaydı ve üstüne baktım. Kolunda bir kesik vardı, kan parmaklarından damlıyordu. Bakışlarımı farkedince, "İyiyim ben." dedi kısaca.

Bakışlarım etrafa kaydı, yerde yatan bir çok kişi vardı. Kafenin mutfak bölümünde olan kişiler korkudan yerinden oynayamıyordu. İçeride oldukları için zarar görmemişlerdi.
Onlara doğru yürüdüm, elimi kaldırıp, "Sakin olun, sağlık ekipleri gelene kadar yaralılara müdahale etmemiz gerekiyor, yara almamış kişiler lütfen bulabildiği bütün kumaş ve bezleri getirsin. Acele edin," diye konuştum.

Talimatlarımı dinleyen iki genç mutfağa girince bakışlarım dışarıya döndü. Tam anlamıyla bir cehennem sahnesine konuk olmuştum. Dışarısı cehennem gibiydi. Arabaların alarm sistemleri şiddetli bir şekilde çalıyordu, insanların çığlıkları ve inlemeleri kulağıma dolunca sertçe yutkundum.

SEFİD Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon