"Ben senin kadar güçlü değilim Silay."
"Jemone'ye haber vereceğim..."
"Hayır! Bu bir tuzak. Ona haber verme. Ne yaparsan yap ama onu çağırma. Savaştaki hıncını almaya çalışacak. Beni sarayına götürüp ona tuzak kuracak. Silay...Git buradan..."
"Hayı...
Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.
Gözlerini açtığında komodinin üzerindeki telefonu açarak saate baktı. Saat daha yediydi.
Yatakta doğtularak oturdu. Hıçkıdık uyuyordu ve etraf çok sessizdi. Sabah erken olmasına rağmen uykusu hiç yoktu.
Yataktan çıkarak aşağıya indi. Karnı zil çalıyordu. Mutfağa yöneldiği sırada içeriden çıkmasıyla Jemone ile çarpıştı.
"Ao! Silay..."
Silay şaşkınlıkla gülümsedi.
"...Günaydın."
"Günaydın."
"Su içmeye mi gelmiştin?"
"Yo, hayır, uykum kaçtı. Bir şeyler yiyecektim."
"Herkes uyuyor, ben sana hazırlarım bir şeyler. Gel hadi."
Jemone içeriye girince o da arkasından takip etti.
"Sen otur istersen."
Jemone tezgaha yönelirken kendisi de sandalye çekip oturdu.
"Ben de eşlik edebilir miyim sana?"
"Tabi ki. Sormana bile gerek yok."
Jemone kendisine bakarak gülümsedi.
"Teşekkür ederim."
Silay da ona gülümserken dolaplara uzandı.
"Eğitimin bugün başlayacak."
"Öyle mi?"
"Evet. Kahvaltıdan sonra Ayhoda seni almak için gelecek."
"Peki."
Çalan kapıyla ikisi de o tarafa baktı. Saçları yukarıdan at kuyruğu şeklinde bağlı, dipleri kızıl ve ucuna doğru turuncuya dönen saçları olan on dokuz yaşlarında genç bir kız duruyordu.
"A, iyi insan lafın üstüne gelirmiş. Gel Ayhoda."
Kız biraz çekingen bir tavırla içeriye girdi.
"Bu saat gelmek için biraz erken değil mi?"
"Erken kalkan yol alır. Şatodan eşyaları almaya gelmiştim."
"Hepsi depoda. İşte bu da senin öğrencin."
Jemone eliyle Silay'ı gösterdi.
"Silay Orenda?"
Kız kendisine şaşkınlıkla bakıyordu.
"Evet."
"Tarif ettiğinizde bu şekilde hayal etmemiştim."
"Evet, tarif ettiğim herkes aynı tepkiyi vermişti."
Kız ona gülümserken Jemone omuzlarına ellerini koyduğu Silay'a baktı.
