"Ben senin kadar güçlü değilim Silay."
"Jemone'ye haber vereceğim..."
"Hayır! Bu bir tuzak. Ona haber verme. Ne yaparsan yap ama onu çağırma. Savaştaki hıncını almaya çalışacak. Beni sarayına götürüp ona tuzak kuracak. Silay...Git buradan..."
"Hayı...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Etrafında uçarak dönerek kendine okla ateş eden küçük robotlardan kaçarak onlara farklı şekillerde ateş ederken bir an dikkati dağıldı ve arkasındaki robotun ateş ettiği oku görmesine rağmen ok beline saplandı.
Ayhoda robotları durdurarak ona baktı.
"İyi misin Silay?"
Silay mutsuz bir şekilde eğildiği yerden doğruldu. Ayhoda ona merakla bakıyordu çünkü bu, başladıklarından henüz bir dakika bile olmadan aldıkları üçüncü tekrardı.
"Bilmiyorum."
Ayhoda yanına gelerek yere eğildi.
"Bir şey mi oldu?"
Silay bir süre cevap veremedi. Yere bakarak korkuyla konuştu.
"Dün...Bir arkadaşım var, yani pek iyi anlaşamıyoruz. Dün buraya gelmişti. Ben de, ettiği laflara sinirlendim...Kendimi tutamadım...Ona yaklaşınca...birden...yerden teal ağacı çıktı...ve onu sardı. İsteyerek yapmamıştım. Ona zarar vermek istemedim ben..."
Silay devam edemedi. Gözle yaşlıydı ve boğazı tıkanmıştı. Ayhoda ona sarılarak saçından öptü.
"Bak. Bu eğitimin kolay olacağını söylemedim, tamam mı? Zor. Ama emin ol, sonunda her şeyi başaracaksın. Bu süreçte, arada böyle olaylar illaki olacak. Daha üçüncü eğitimdeyizSilay. Kendine bu kadar yüklenme. Bu senin suçun değil, bu bir suç değil. Tamam mı?"
Silay başını sallayarak ona sarıldı ve başını omzuna gömerek ağladı. Ayhoda'ya ısınmaya başlamıştı. O da Leta gibi, kendisine bir abla gibi yaklaşıyordu.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Birbirlerinin yanlarına sıralanmış, gelecek misafirleri karşılamak için bekliyorlardı. Çınar, Asay ve Meds papyonlu bir takım, Silay, Birsel, Jemone ve Eze de elbise giymişti.
