20

23 4 42
                                    



DENİZ


Donmuş bir şekilde eve ulaşabildik. Kendimi direkt banyoya attım. Art'a hareket etmemesi gerektiğini söyledim. O çamurlu halleriyle hiçbir yere oturamazdı. Bu evde misafirdik, pis bırakmak bize yakışmazdı. Duş kısa sürdü. Temiz olup temiz kıyafetlerimi giymek bana çok iyi gelmişti. Olayı Art'a devrettim ve banyodan çıktım.

Bu sefer o duşa girerken ben de sobayı yaktım. Birazdan burası sımsıcak olurdu. Bize atıştırmalık bir şeyler hazırladım. Oldukça açtık. Her şeyi yiyesim vardı.

Art'a biraz uzun bir süre sonra çıktığında tişörtlerimize baktım.

Onun tişörtünde yazan: FOR

Benim tişörtümde yazan: EVER

F O R E V E R.

Sonsuza kadar.

Sırıttım. Markette aldığım tişört çifti olmalıydı bu. Ne yazdığına dikkat etmemiştim. Çift tişörtüydü. Pek de umurumda değildi. Oldukça rahatlardı. Art'ta gülmüştü, sonra yemekleri fark etti ve bir hayvan gibi kurduğum sofraya daldı!

Herif öğütüyordu.

Her şeyi silip süpürdü.

Onu doyurmak bir meziyetti.

En sonunda karnımız doymuş bir şekilde kendimizi koltuğa attığımızda sobanın içimizi ısıtmasını bekledik. Yavaşça mayıştık. Telefonumun şarjı bitmişti. Açtığımda çocuklara kısa bir 'hayattayız' mesajı atmıştım. Şarjım dolduğunda onları arardım.

Şimdi biraz dinlenmek istiyordum.

Huzur...

*

Art'ı bir şekilde koltukta yatmaya ikna etmiştim. Böylece küçük köy evindeki tek yatak bana kalmıştı. Onun ikna olmayacağını sanıyordum ama karnımın ağrıdığını söylediğimde itiraz girişiminde bile bulunmamıştı.

Cenin pozisyonunu aldım ve ellerimi karnıma sardım.

Hala öfkeliydim o Murat piçine. Ondan intikam almadıkça da bu öfke devam edecekti. Siktir. Düşünme Deniz. Düşünmek beni sinirlendiriyor. Sinirlenmek beni çok yoruyor.

Art'ın onu dövdüğü anı hayal etmeliydim... Böylece içim biraz rahatlayacaktı. O pislik herifin layığını bulduğunu hayal etmek, beni rahatlatmıştı.

Art'ın kendisini nasıl kaybettiğini düşününce gözlerimi kapattım.

Sinir krizi geçirdiğini biliyordum. Oysa o dünyadaki en son kişiydi sinir krizi geçirecek. Panik atak geçirebilirdi, üzüntüden ölebilirdi, sakinlikten kırk yıl boyunca uyuyabilirdi ama sinir krizi geçirmek... Onun insanlara bu şekilde saldırganca davranması... Bunlar ona uymayan şeylerdi. Listemde son sıraya bile giremezdi.

Art'ı düşünmek karnıma ağrılar saplanmasına neden oldu. Kaşlarımı çattım. Sırt üstü döndüm ve tavanımı izledim.

Caner Pak benimle hala iletişime girmemişti. Acaba dedesi ne zaman gelecekti? Acaba ne zaman gidecekti?

Gidince rahatlardım. Bu telaş sona ererdi.

Sanırım...

Göğsümde bir yerlerde buruk bir his oluşunca öfkelendim. Al işte. Olmaktan korktuğum yerdeydim. Ona alışmıştım.

Bu tıpkı bir evcil hayvan sahiplenmek gibiydi! Onun her şeyi oluyordunuz. Sonunda onu nasıl bırakırdınız ki?

Siktir.

TANRI MİSAFİRİWhere stories live. Discover now