KARE KURUM

97 26 24
                                    

"Bütün kareler burada mı?" kare şef içtima alıyordu. "Burada, burada, burada..." sesleri yükselirken; "Yeni kare burada mı?" dedi, kare şef. "Haydi! Kare amirimiz gelecek. Yeni kare, buradaysan ses versene!" dedi, sinirle kare şef. "O da burada." dedi bir diğeri. "Kendisi neden cevap vermiyor." derken, kare amir geldi. Kare şef sustu ve kare amire hürmetle yerini verdi.

Kare memurlardan birkaç basamak üstte konuşurlardı. Kare amirlerin tamamı üstten bakardı. Bu nedenle kare memurların sorunları görülmez; bunun yerine kare memurlar, sorun olarak görülürdü.

Kare şefler, kare memurlar arasından seçilir; kare amirlerle kare memurlar arasında bir konum elde ederlerdi. Kendilerini kare amir saymaya başlarlardı böylece.

Tüm "kare kurum" çalışanlarının uymakla yükümlü oldukları en mühim kural; kare olmaları ve kare kalmalarıydı. Hiçbir üçgen, daire, altıgen vs. yoktur ki kare kuruma girip; Kare olarak çıkmış olmasın. Kare olmadan çıkmanın yegane yolu; sisteme sürekli itirazlarda bulunup, kare kurumdan istifa etmekti.

Kare kurumdaki herkes bilinçli veya bilinçsiz kare olmakta ve diğerlerini kare olmaya zorlamaktaydı. Kare kurumun en üst yöneticisi; kare müdürdü. Kare kurumun bir çok kuralını kendisi koyar ve yine bir çok kurala yalnızca kendisi uymazdı.

Dalga dalga refahlık ve baskıcılık ters orantılı şekilde artıyor ve azalıyordu. Kare kurumda, kare müdüre baskı yapabilecek kimse yoktu. Aynı zamanda kare kurumun en refahı da kendisiydi.

Kare kurumun en baskı gören ve en zorda olanları ise kare memurlardı. Kare memurun halinden ancak kare memur anlardı. Fakat kare memurlar, kare şef olmalarıyla birlikte âdeta kare memur olduklarını unuturlardı.

Eski kare memurların, yeni kare memurlara göre ayrıcalığı vardı. Kare yasaları böyle uygun görmüştü. Eski kareler; yeni karelerden ve yeni kare adaylarından üst sayılırlar ve onları kare yapmakla, kare kalmalarını sağlamakla mesuldürler. Bu da kare amirlerin yükünü hafifletmekteydi.

Kare memurlar, hiyerarşinin en altında kalmışlardı; canları çıksındı. Ne yapılsındı, altta kalmasalardı. Herkes üstte olamazdı ama olsundu. Kare şefe cevap vermeyen, yeni kare memur olması için kare kuruma gelen, memurun yerine cevap veren; bir diğer yeni kare memurdu.

Yeni kare memur, onun aykırılığının farkındaydı ve zaman zaman onu kurtarma amaçlı bazı hamlelerde bulunuyordu.

Yeni kare memur, aykırı memura; "Kardeşim neden kabullenmiyorsun? Biliyorum sistem yanlış ama ne yapalım, kabullenmek zorundayız." dedi.

Kareliğe karşı memur; "Kardeşim, sistem değil insanlar yanlış. Kaldı ki sistemi de oluşturan insanlardır. Yanlış sistemi de yanlış insanlar kurar. Böylece asıl yanlış olan, sistem değil insandır. Ama yanlış insanlar; yanlışlıklarını, kurdukları yanlış sistemin arkasına saklanarak gizlemeye çalışırlar."

"Bir kere olsun; tamam de, be kardeşim. İtaat et rahat et!" dedi, yeni kare memur.

"Benim için itaat etmekten büyük rahatsızlık yok! Ben yalnızca Allah'a itaat ve biat ederim. Onun yolundan gidenlerin de onun yolundan gittikleri müddetçe, yanlarında yürürüm.
Allah'tan başka hiçkimsenin sınırlarımı çizmesine müsade etmeyeceğim. Ben olabildiğince "su gibi olmak" deyimini uygulamaya çalıştım. Bulunduğum ortamın şeklini alabiliyordum. Ama buradaki kareler, âdeta beni kare şeklinde dondurma kararı almışlar. Bugün ise başka bir kurumda iş buldum. İsyan etmeksizin kare kurumdan ayrılacağım. Her ne kadar berbat da olsa, bu sistem de bir fikrin ürünü. Bir çok beyin de öyle ya da böyle bu fikri kabullenmekte... Fikir ancak bir başka fikirle yıkılabilir. Dışarıda savaşımı kalemimle sürdüreceğim." dedi, cebinden çıkardığı kalemini şehvetle öperken.

Yeni kare memur, delirdiğini düşünerek; "İtaat etmeyerek yanlış yaptın ve istifa ederek daha büyük bir yanlış yapacaksın. Dışarıdaki herhangi bir işte, bu garantiyi bulamazsın. Yanlış yapıyorsun, vazgeç."

Kareliğe karşı memur; her ne kadar konuşmaya devam etmek istemese de "belki..." diye düşünerek; "Garanticiliğimiz; tembelliği garantilemekten başka bir şey yapmıyor. Ben Bir insanım ve en mühim varlığım; zihnim. Zihnimi teslim etmek, intihardan farksızdır. En değerli varlığım hür değilken, yaşadığımı iddia edemiyorum! Ve onu rızasız teslimle yaptığım işi; hayvandan aşağılıklık olarak görüyorum." dedi ve istifa dilekçesini savurarak kare kurumun idari bürosuna doğru ilerledi. Zaten yeni kare memurun da verecek bir cevabı yoktu.

ÖYKÜLERİMWhere stories live. Discover now