SONSUZ ÖZGÜRLÜKLER ÜLKESİ

84 13 26
                                    

24.09.2022

   21. yüzyılın Türkiye'sinde bir grup entellektüel; istedikleri özgürlüğün ömürleri boyunca tam olarak uygulanmayacağına inanmaya başladılar. Bu zamana dek tümdengelim yöntemiyle istedikleri özgürlüğün, ülkelerinde hakim olmasını beklemişlerdi. Bu yöntemin ne kadar yanlış olduğunu her geçen gün daha iyi anlamaya başladılar. İstediklerini ülkelerine kabul ettirmek; kendi aralarında uygulamaya nispeten imkansızdı. Hem kendi aralarında uygulamanın; tüm dünyaya örnek teşkil edebileceğini düşünüp, heyecanlanmaya başladılar.

İzin verileceğine pek inanmamalarına rağmen özerkliklerini ilan edebilecekleri küçük bir yer isteyeceklerdi devletlerinden. Bilhassa ada olması bu girişimi mükemmelleştirecekti.

Dünyada hiçbir ülke bu talebe izin vermezdi ama Türkiye izin verebilirdi. Bu nedenle bir yandan izin isteme çalışmalarını yönetirken, bir yandan da kuracakları ülkenin yönetimini düşünmeye başladılar. O kadar bağımsız ruhlara sahiplerdi ki hiçbir kuralın ve yönetim şeklinin olmasını istemiyorlardı. Dünyaya bu kadar özgürce yaşanabileceğini göstermek için de her biri ayrı ayrı videolar çekecek ve sonsuz özgürlüğe sahip bir ülkenin nasıl kurulacağını, nasıl yönetileceğini gün gün anlatacaklardı. Herkesin bağımsız, özel ve özgürce açıklamalarının bulunması da bilimsel olarak incelenebilirliğini kolaylaştıracaktı.

Aslında iznin çıkma ihtimali yüksekti. Türkiye özgürlükler ülkesiydi. Meclisinde ve medyasında; terörist, anarşist benzeri grupların yer aldığı başka bir ülke bulunamazdı. Ama yine de daha fazlası lazımdı. Onlar sonsuz özgürlüğün talepkarlarıydı...

Sonsuz özgürlüğün ne olduğunu ve nasıl olacağını da dünyaya kanıtlamaya kararlıydılar. Her gün buluşuyorlar, gelişmeleri birbirleriyle paylaşıyorlardı.

Önal söz aldı. Sonsuz özgürlüğü ve özerklikten ilk bahseden oydu. "Arkadaşlar; kurallardan hepimizi nefret ediyoruz. Hatta avukat olan Gökmen bile... Bununla birlikte sonsuz özgürlük, kuralsızlıkla aynı şey midir?"

Gökmen bu anı bekliyormuşçasına atıldı; "Kardeşim, kurallar; kültürün, dinin ve bunların oluşturduğu ahlaki yapının ölçüsünce oluşturulurlar. Sonsuz özgürlük, kuralsızlıkla aynı şeydir. Çünkü; herhangi bir kural, muhakkak birinin bir özgürlüğünü kısıtlıyordur. Bu yüzden hiçbir özgürlüğümüzün kısıtlanmaması, demek de; kuralsızlık demektir. Evet, sonsuz özgürlük kuralsızlıktır. Hatta "Tek kural, kuralsızlıktır." diye bir kuralı dahi yoktur!"

Rahşan; "Fakat bizler sonsuz özgürlükte anlaşan insanlarız. Sonsuz özgürlüğü, özgür iradesiyle reddedecek insanlar da var. Tam anlamıyla sistemkeştirmek için buna da bir çözüm bulmalıyız."

Zafer; "Daha kendi aramızda dahi uygulamadan, bunları konuşmak; bizleri davamızdan vazgeçirebilir. Kendi deneyimlerimizden çıkarımlarımızla toplumsal olarak uygulamanın formüllerini çıkarabiliriz. Toplumları kölelik felaketinden kurtarıp; tam ve sonsuz özgürlük nimetine ulaştırmalıyız."

Ülkü ise söylenenleri onaylamakla birlikte "Arkadaşlar bu tartışmalarımızı kuracağımız ülkede yapalım. Şimdi tüm gücümüzü ülkemizi kurmak için harcamalıyız. Tüm ihtimallere karşın çözümler üretmeliyiz. Eğer Türkiye buna izin vermezse başka ülkelerden de talep etmeliyiz."

Önal, gülümseyerek önce telefona sonra da Ülkü'ye baktı. Türkiye'de yetkili bir makamın dikkatini çekmeyi başarmışlar ve çağrılmışlardı. Bu haber hepsini çok sevindirdi.

Randevu günü büyük heyecanla makam odasına girdiler ve yetkilileri ikna etmeyi başardılar. Ülkenin kıyısına çok yakın olan, küçük bir adayı onlara tahsis ettiler. Yetkililer bu projenin hem bilime katkısını hem de ülkelerine bakışın dünya çapında çok daha güzelleşeceğini düşünerek desteklemişlerdi.

ÖYKÜLERİMWhere stories live. Discover now