SONSUZ ÇAĞ

39 6 7
                                    

     Manşet; "Çağımızın Mağara Adamı" haberin devamında bir röportaj yer alıyordu. Röportaj, "Bu çağın adamı değilim." cümlesi ile başlıyordu. Gazeteci ise kuvvetle muhtemel gülerek "Belli. Gayet açık." diyordu.

"Pekâlâ efendim, hangi çağın adamısınız?" "Siz her ne kadar çok önceki Çağlar'ın adamı olduğumu düşünseniz de ben kendimi sonraki çağın adamı olarak görüyorum."

"Sonraki çağı görüp görmeyeceğiniz belli bile değil. Kendinizi bu çağın adamı olarak da görmüyorsunuz. O halde sormak istiyorum; önümüzdeki çağı göremezseniz ne olacak?" "Bu çağın adamı olarak kalacağım. Ama bu çağın adamı olarak kalmayacağım. Zaten kendimi gelecek çağın adamı olarak görüyorsam; ya çağı açan olacağım ya da çağı açanlarla beraber..."

"Röportaj bu kadar Sayın Cumhurbaşkanım. Ne yapmamızı emredersiniz?" dedi cumhurbaşkanı danışmanı. "Bu raportajın tamamını istiyorum. Varsa videosunu da getirin. Bu adam muhakkak başımıza iş açacak. Yalnızca bizim başımıza değil, Dünya'nın da başına bela olabilir."

Mağara adamı yerel medyanın çılgın haberleriyle Dünya çapında meşhur olmuştu. Hakkında kimsenin bir şey bilmemesi dedikodulara yol açıyor; Bu da onu daha meşhur yapıyordu. Raportajın üzerinden bir yıl, dört ay, beş gün ve 3 saat geçmişti ki mağara adamının yeni röportajı her yerde yayınlanmaya başladı.

Dünya çalkalanmaya başlamıştı. Röportaj "Sonsuz çağı açıyorum." sözüyle başladı. Gazeteci "Sonsuz çağ ne demek efendim?" "İnsanların sonsuza kadar yaşayabildiği, yaralansa bile hemen yenilendiği, uzuv kaybı yaşasa bile hemen uzvunun yeniden çıktığı, kısacası insanın ölümsüz olduğu bir çağ.

"Dünya'nın dört bir yanından insanlar pürdikkat mağara adamını izliyordu. Gazeteci şaşkın bir halde; "Bu nasıl olur efendim?" diye sordu. Mağara adamı bir anda kocaman bir bıçak çıkarıp, önce kalbine sapladı ve daha sonra kolunu koparttı.

Gazeteci suratına sıçrayan kanla beraber dona kalmıştı. Az sonra kan akışı yavaş yavaş sona erdi. Ve kopan kolun yerinden yeniden kol çıktı. Bunların hepsi bir dakika bile sürmemişti. İzleyenler gördüklerine inanamıyordu. Mağara adamı "İşte böyle!" demekle yetindi.

Gazeteci kendine gelir gelmez "Efendim bu korkunç bir harikalığa sahip." gazetecinin korkudan dili damağı kurmuştu. Bir bardak su aldı ve mağara adamına da ikram etti. "Gerek yok ama yinede ikramınızı geri çevirmeyeyim diyerek bir yudum içti ve "Bu korkunç harikalık yalnızca yüz milyar dolar."

Gazeteci ağzındaki suyu püskürdü. "Ne? O kadar para Dünya'da on kişi de yoktur efendim." "o halde şimdilik yalnızca on kişi ölümsüz olabilecek." "Hem o kadar parayı ne yapacaksınız?"

"Dedim ya; bu çağın adamı değilim. Adamı olmak istediğim çağı yatacağım."

Você leu todos os capítulos publicados.

⏰ Última atualização: Sep 04, 2023 ⏰

Adicione esta história à sua Biblioteca e seja notificado quando novos capítulos chegarem!

ÖYKÜLERİMOnde histórias criam vida. Descubra agora