VAR OLMAYAN TANRI

70 11 24
                                    

09.08.2022

   Artık nereden olursa olsun başlamalıyım. Girişler hep mi zor olur yahu? Her ne olursa olsun yazacağım. Sonunda harika bir iş çıkaracağıma eminim. Yazmalıyım. Yazacağım...

Derken yazar kalemi sallamayı bıraktı ve birkaç hayali giriş yaptı. Yazmak, yaşamaktı. Ve yaşamak için yazmalıydı. Derin bir nefes verdi ve ilk cümlesi ile birlikte yavaş yavaş almaya başladı.

                                  * * * * *

"Özledim feyza. Çok özledim. Şu karlı havada ellerimizin ısınması için birbirine ihtiyacı var. Yetmedi mi ellerimi ellerinsiz bıraktığın. Ne olur bu kez gel olur mu? Takatim kalmadı. Yarım saat daha kapında bekleyeceğim." dedi genç adam ve Feyza'nın cevabını beklemeden telefonu cebine koydu. Feyza uzun zamandır yalnızca susuyordu. Kerim ise yalnızca konuşuyor, cevap beklemiyordu. Oysaki feyza bu kez suskunluğunu bozmuş fakat Kerim bunu duyamamıştı.

Beş dakika sonra kerim, ayak seslerinden tanıdığı Feyza'nın sesiyle kendine geldi. "Feyzam, her şeyim. Affettin mi beni?" Feyza suskun... Ama teslim olmaya gelmiş bir masum...

Kerim zaten alışmış Feyza'nın Suskunluğuna. Feyza'nın tek cevabı ellerini uzatmak oldu. Kerim sımsıkı tutarak yanıt verdi. Sanki dünyanın en değerli mücevherini avuçları içerisinde tutuyor da kimselere vermek istemiyordu.

Bir saat kadar tek kelime etmeden aheste aheste yürüdüler. Kerim'in içi içini yiyordu. Kerim, Feyza'nın suskunluğunu bozmak için çabalamaya başladı. En son dayanamadı ve Feyza'ya tokat attı. Feyza ellerini kurtardı ve koşmaya başladı. Hıçkırık sesleri Kerim'i kahretti.

                                * * * * *

Bu geri zekalı Kerim bunu nasıl yapabildi. Bunun olmasını istemiyordum ama içimdeki Kerim beni zorladı. Ben seni yontmasını bilirim ulan Kerim. Bir kadına tokat atmak ha! Ama yazarak yontmak olmaz. Keşke bir yolu olsa da yanına gidebilsem. Hikayelerdeki gibi atlasam da kendi eserim içerisine girebilsem. Belki aptalca bir deneme olacak ama yaparak en fazla kafamı çakarım o kadar. Ya olursa, ya girebilirsem içeri?

Yazar oturduğu sandalyenin üzerine çıktı ve kendi eserine balıklama atladı. Gözlerini açtığında kafasına müthiş bir acı hissetti. Bunu yaptığına inanamıyordu. Etrafına baktığında, odasında olmadığını fark etti. Karlı bir sokaktaydı. Gözlerine inanamadı. Sahiden olmuştu.

                                  * * * * *

Kenarda oturmuş, saçlarını yolan birini gördüm. Muhtemelen bu aptal Kerim olmalı. Yaklaştığımda, hayalimde yarattığım karakter olduğunu anladım. Sağ elinden tuttuğum gibi çektim ve tokat attım. Nasıl oluyor ha! Pislik herif, kadına tokat atmak da neyin nesi? Kerim; "Sen kimsin be? Hem kadına tokat attığımı nereden çıkarıyorsun?" dedi.

Ben senin yaratıcınım. Hatta yaşadığın her şeyi ben yazdım. Hiç kimse bunu benden iyi bilemez.

"Hadi tanırsın diyelim. Kendi yazdığın hikayede oynamayı nasıl beceriyorsun? Kendine de mi yazdın? Kendin yazıp, kendin mi oynuyorsun?"

Sizi yarattım gibi kendimi de bu hikayede yaratmak istedim.

"Öyleyse neden senin istediklerini değilde kendi istediklerimi konuşabiliyorum?"

Güldüm ve senin öyle istemeni istiyorum da ondan... Dedim.

Kerim bu dediklerime çok şaşırdı. (Çünkü; ben öyle istedim.) Aptalca bir sağa tarafa bir de sol tarafa koşup tam önümde durdu. (...)

"Peki benden ne istiyorsun? Madem istediğini yaptırabiliyorsun, neden benimle muhatap oluyorsun?"

Çünkü; az önce ilk kez kontrolü elimden aldın ve kendi istediğini bana istettirdin. Seni yazarken, sen olmaya çalıştım ve senin Feyza'ya vurmana engel olamadım. Şimdiyse seni cezalandırmaya geldim.

"Aptal tanrı, farkında değil misin? Bu senin suçun! Ya da..."

Ya da ne ulan? Bu hikayenin yaratıcısı benim. Benden bir şey saklayamazsın.

"Belki ben saklayamam ama... Eğer gerçekten hikayenin yaratıcısı sen olsaydın, senin kontrolün dışında hiçbir şey olamazdı. Demek ki seni de yazan biri var."

Aptal Kerim aklınca beni oynatacaktı. Ulan senin aklın, benim sana verdiğim kadar. Ama... Nasıl olurda halen benim istemediğim şeyleri bana söyler? Gökyüzüne doğru bağırdım -Kerim gülerken- ulan beni yazan yazar!.. Beni düşürdüğün sona düşeceğin aklına gelmedi mi? Tuttuğun kalemi, tutturan biri olmasın?

<< Şahsıma saldıran karakterime cevap verdim.>> ,,Evet farkındayım. Seni bilerek böyle yazdım. Dikkat et! 'yarattım' demiyorum. İnsanlar ders çıkartsın diye. Şimdi bizzat sana cevap da veriyorum. Sen yoksun ama ben varım. Belki varlığın en aşağısıyım ama varım. Şu yazdığım kağıtları yaksam, sen yoksun. Çünkü; yaratılmışların, yaratma gücü yoktur. Öyle olsaydı şimdi sen bu kez de çıkar bana saldırırdın. Bu yazdıklarıma cevabın yok. Çünkü; yazmayacağım. Senden çıkarmamız gereken dersi çıkardık. Sen kendini tanrı saydın. Saymamalıydın. Tanrı olsaydın, benim gibi bir faninin elleriyle yazılmaz ve dilediğini yapardın. Senin düştüğün duruma da düşmeyeceğimi çok iyi biliyorum. Eğer senin gibi bir karakter olsaydım, beni yaratan-yazan her şeyi anladığımı fark eder ve beni yok ederdi.,,

ÖYKÜLERİMWhere stories live. Discover now