3. Bölüm 'Melodiler'

759 345 478
                                    

Şarkı: Chase Atlantic - Friends, The Neighbourhood - Softcore

'Sana ihtiyacım olabilir ya da kırılacağım.'

"Kitabın adı neden Zamanın Melodisi?"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Kitabın adı neden Zamanın Melodisi?"

Kendi çapında gülerek cevapladı "Bunun nedenini bu kadar çabuk öğrenebileceğini mi sandın gerçekten?" Kollarımı birbirine bağladım. "Hadi ama, sürekli bir şeylerin zamanının gelmesini bekliyorum. Ne olur bunu tek seferde söylesen?"

Kaşlarını kaldırdı. "Olmaz! Bizzat kitaba adını vermiş kişiden duyman gerekiyor."

Merakla atıldım. "O kişi kim?"

Derin bir nefes alıp sayfalarla uğraşmaya devam etti. "Sina Vural."

Odaya bir anda giren annem ile Arem'den gözlerimi ayırdım. Annem tuhaf bir şekilde bana bakıyordu. "Kendi kendine ne konuşuyorsun böyle?" Şakayla karışık sorusuna şaşkınlığımı gizlemeye çalışarak cevap verdim. "Hiç, öylesine şarkı söylüyordum." Umarım ona şoka uğramış gözlerle bakmıyorumdur.

"Aç mısın? Yemek hazır, biz başlayacağız."

"Teşekkür ederim ama aç değilim. Siz yiyin." dedim. Onaylayıp odamdan çıktığında iç sesim sürekli aynı soruyu tekrarlıyordu. Sina mı?

Her günümün ayrıntısına kadar yazılacağı kitabın adını nasıl olur da Sina koyabilirdi? Cidden bu durum kafamın karmakarışık olmasına sebep oluyordu. Sadece yeni tanıştığım bir insanın böyle bir durumda öne çıkması çok farklı hissettiriyordu. Arem'e sormak istedim ama cevap vermeyeceğini bildiğim için uygun bir zamanda Sina'ya sormaya karar verdim. Bazı konularda umursamaz olup bir şekilde açığa çıkacak olaylara kafamı takmamalıydım. Sonuçta hedeflerim için çalışmam ve kendimi bu evden kurtarmam gerekiyordu.

Her ne kadar bugün on birinci sınıfın ilk günü olsa da ders çalışmama gibi bir lüksümün olmadığını kendime çoktan hatırlatmıştım. Elimde olan test kitapları ile yaklaşık dört saat süren bir çalışma yaptım. Masa başında saatlerce çalışmaya alışkın olduğumdan olmalı ki bu dört saat bir an için gözümde çok küçük kalmıştı. Daha zamanım olduğunu ve her şeyi düzeltebileceğimi kendime hatırlatıp bunun üzerine küçük bir çalışma programı hazırladım.

Karnımın guruldaması ile mutfağa gitmek için masadan ayrıldım. Salonun önünden geçerken annemle babamın küçük kardeşimle beraber dizilerinin yeni sezonuna başladıklarını gördüm. Onlar sessizce izlerken ben de çoktan buzdolabını karıştırmaya başlamıştım. Birçok şey olmasına rağmen hiçbir şeyi beğenmeyip dolabın kapağını kapattığımda masadaki kurabiye tabağı gözüme ilişti. Bana ayrıldığı belli olan bu tabağı alıp odama geçtim.

Sessize aldığım telefonu elime aldığımda gelen mesajlarımı kontrol etmeye başladım. Her zamanki gibi kızlar grupta konuşmuşlardı fakat bilinmeyen numaradan bir mesaj gördüm. Profil fotoğrafında herhangi bir resim olmadığı için çıkaramamıştım. Hızlıca sohbete girip mesajı okudum. 'İyi akşamlar Nisan. Ben Sina. Müsait misin?' Mesajı okuduğum an ders çalışırken tamamen unuttuğum şeyler birer birer aklıma geldi. Hepsini Sina'ya sormak istiyordum ama ona güvenmek konusunda hâlâ tereddütlerim vardı. Sonuçta arkadaşlarımla hoş olmayan bir tecrübem vardı ve Sina'nın da öyle biri olabileceğini düşünmeden edemiyordum. Daha fazla görüldü olarak kalmasına izin vermeden mesaj attım. 'İyi akşamlar Sina. Müsaitim, seni dinliyorum.'

ZAMANIN MELODİSİ (Tamamlandı) Where stories live. Discover now