2. Kitap 18. Bölüm 'Bir Yok Oldu' (Final)

545 188 36
                                    

Şarkı: JungKook - Still With You, Isabel LaRosa - Eyes Don't Lie

'Zaman, artık bizim için sadece ileriye akacaktı.'

Sonunda Sina taburcu olmuştu ve evimize dönmüştük. Koltuklardan birini onun rahat edeceği şekilde hazırlamıştım. Çünkü odamda tek başına durmak istememişti ve televizyonu bahane etmişti. Bu duruma itiraz etme gereği duymadan dilediği gibi yapmaya karar verdim.

Uzay artık burada kalmayacaktı. Bugün Sina'yı bir kez daha görüp kalan eşyalarını alacak ve gidecekti. Tabii ki hiç görüşmeyeceğiz anlamına gelmiyordu ama ister istemez gitmesine üzülüyordum. Ona gerçekten çok alışmıştım.

Hülya abla, Begüm ve Sarp ise, Sina'nın iyi olduğundan ve ona iyi bakacağımdan emin olduktan sonra evlerine dağılmışlardı. Hülya abla, ailesinin yanına Kanada'ya gitmek için bilet ayarlamış, Begüm ve Sarp'ta evlerine dönmek üzere bilet almışlardı.

Her şey gerçekten yoluna girmişti ve ben buna alışmak için sürekli sesli dile getiriyordum.

Mutfak bölümündeydim, Sina ise uzanıyordu. Her ne kadar taburcu olmuş olsada ilaçlarını düzeli bir şekilde kullanıp dinlenmeye devam etmeliydi. Ayrıca henüz dikişleri alınmamıştı. Ve benimde... Benim de dikişlerim alınmamıştı ama sorun yoktu. Onlar beni özel kılan, Sina'nın görmediği izler olarak kalacaktı.

Uzay içeri girdiğinde bana başıyla selam verip Sina'nın yanına geçti. Konuşmaya başladıklarında onları dinlememek için telefonumdan yemek tariflerine bakmaya başladım. Sina için ne hazırlamam gerektiğine karar vermeye çalışıyordum. Hem basit hem de ağır olmayan bir yemek bulmak gerçekten zor görünüyordu. En azından şimdilik.

Birkaç dakika sonra sebzeli pilav ve çorba yapma kararı verdiğimde Uzay bu sefer benim yanıma gelmişti. "Selam Nisan."

"Selam, eşyalarını toplayabildin mi? Yardım lazımsa gelebilirim." Başını sağa sola salladı. "Teşekkür ederim, çoktan hallettim bile."

"Tamam o zaman, sen Sina'nın yanına geç. Bir şeyler hazırlayayım, yemek yeriz birlikte."

"Nisan ben gitsem daha iyi olur." Yüzündeki buruk gülümsemeyi fark etmiştim. "Birbirimize alışmıştık." diye itiraf ettim. Başını sallayarak onayladı. "Tamamen gitmiyorum sonuçta. Dilediğin zaman buluşuruz." Kollarımı iki yana açtım. "Kısa bir süreliğine olsa da ev arkadaşım olduğun için teşekkür ederim." Bana sarılıp sırtımı sıvazladı. "Beni evinde ağırladığın için ben teşekkür ederim."

Ayrıldığımda kapıya doğru yürümeye başladık. "Bir sıkıntın, derdin falan olursa çekinmeden ara Uzay. Elimden gelen her şeyi yaparım."

"Aynı şey senin içinde geçerli. Kendine dikkat et, Sina'ya da iyi bak." deyip güldüğünde gülmesine eşlik ettim. "Sen de kendine iyi bak."

ZAMANIN MELODİSİ (Tamamlandı) Where stories live. Discover now