Yüksekten mi korkuyorduk yoksa düşmekten mi?
Hayatından memnun olmayıp geçmişe giderek tüm hatalarını düzeltmek isteyen kız.
Gelecekte, ilahi güçlerle anlaşma yapıp kız için geçmişe gelen oğlan.
Kaderlerini, karmaşık bir oyuna kaybedip sözde Tanrı'...
Şarkı: The Neighbourhood - Daddy İssues (Remix), Victon - Nostalgic Night
'Yüzünden anlıyorum çok zordu. Dilinde kötü bir tat bıraktı.'
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Ders boyu Sina ve Begüm sürekli fısıltılar halinde bir şeyler konuşmuşlardı. Sık sık ne yaptıklarına dönüp baktığımda Begüm, Sina'ya sarılıp duruyordu. Arada saçlarını karıştırıp yüzünden gülümsemesini hiç eksik etmiyordu. Kesinlikle temas bağımlısıydı. Başka bir açıklaması olduğunu da düşünmek istemiyordum.
Zilin çalması ile Tuba'nın yanıma gelmesi bir oldu. Hemen ardından İrem ve Zehra arkalarına dönmüştü. Bu sırada Sina ve Begüm'ün hâlâ konuşuyor olduklarını gördüm. Bu kadar uzun konuşacak ne bulmuşlardı merak ediyordum.
Tuba heyecanla lafa girdi. "Nisan nasıl reddedebildin? Ne oldu çabuk anlat." Gözlerimi kaçırdım. "Reddetme sebebim kendimden emin olamamamdı."
"Begüm kim ya? Sina ile tanışıyorlar gibi görünüyor ama. Gördünüz mü derste sürekli bir diz dizeler, sohbet falan ediyorlar." İrem'in cümlesini bitirmesi ile kafamı olumlu anlamda salladım. Zehra araya girdi. "Bir de senin yanından kalkıp kızın yanına geçti. Kınadım cidden."
"Ayıp yani." dedim tek seferde, yarı alaylı yarı ciddiydim. Kalkıp gitmesine gerçekten çok kırılmıştım. En azından yanımda kalmasını isterdim. Bu durum beklediğimden daha çok kötü hissetmeme sebep olmuştu ama ona da haksızlık edemezdim. Sonuçta reddeden bendim.
Bu sırada Begüm ile sınıftan çıktıklarını gördüm. "Arkadaşı falan olabilir mi ki?" Sorumla herkes bana odaklandı. İrem boğazını temizleyip konuştu. "Arkadaştan daha öte duruyorlar ama."
"Aman neyse. Başka şeylerle uğraşmayalım. Sınav haftamız yaklaşıyor." diye konuyu kapatmaya çalıştığımda kızlar ekleme yapmadan konuşmayı bitirdiler. Sanırım bu durumdan hoşlanmadığımı anlamışlardı. Doğrusu bana ne oluyorsa..?
Çantamda sürekli bulunan test kitaplarından matematiği alıp çözmeye başladım. Sınavda sadece trigonometri konusundan sorumluyduk. Önceden doksan üç almıştım ama bu sefer yüz almak için çalışacaktım. On birinci sınıfta cidden çok iyi çalışmıştım ve en düşük notum seksen beşti. Bu sefer gerekirse hepsini yüz yapacaktım. Başka şeylere kafa yormamalıydım. Babam notlarımı gördükten sonra benimle gurur duymalıydı.
"Sen bu özgüvenle okul birincisi olursun." deyip gülen Arem'e dikkat çekmeyen bir şekilde gülerek karşılık verdim. Okul birincisi olmasam da olurdu. Sadece gerçekten doktor olmak istiyordum. "Böyle devam edersen olacaksın." Arem'in samimi tavırlarıyla yüzüme daha büyük bir gülümseme yerleştirdim heyecanla testime geri döndüm. Bunları söyleyen kişinin Arem olması beni daha çok cesaretlendiriyordu.
Öğle arasında Sina yanıma geldi. "Nisan, seni Begüm'le tanıştırmak istiyorum. Öğle yemeğinde bize katılır mısın?" Anında itiraz ettim. "Ben ders çalışsam daha iyi olur. Zaten aç değilim."
