"Endişe"

66.7K 2.6K 943
                                    

satırlara düşüncelerinizi yazmayı unutmayın :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





satırlara düşüncelerinizi yazmayı unutmayın :)

"Anne lütfen." diyerek annemin ellerini tutmuştum. Neden beni anlamaya çalışmıyordu? Neden yüreğime düşen bu korkunun farkında değildi kimse? Sadece ben mi görüyordum bu tehlikeyi, ben mi o korkuyu taşıyordum yüreğimde bir başıma?

"Nida neden anlamak istemiyorsun?" diye sormuştu annem, gözleri dolu doluydu ama sesi yüksek çıkmıştı. Neredeyse ilk defa annem bana bağırıyordu, ilk defa gözleri kızgın bakıyordu gözlerime. "Baban intihar etti bu işe başlamadan önce hatırlamıyor musun sen yaşadıklarımızı?"

Dolu gözlerle annemin gözlerine bakıyordum. Onun ellerini tutan ellerim titriyordu. Evet, çok acı şeyler yaşamıştık, sokakta bile kalmıştık bu aile bizi işe almadan önce ama benim yaşadıklarım ne olacaktı? O adam kapıyı kilitleyip beni odasında tuttuğunda ya bana bir zarar verseydi, bunun korkusuyla yaşayan bana kim destek olacaktı?

"Allah aşkına Nida, ne olur Allah aşkına çocuk gibi davranma kızım. Hepimiz korkuyoruz ama ne olursun biraz sabret. Daha dün baban kahvaltıda söz verdi sana, gideceğiz buradan yakın zamanda. Ama şimdi babana tekrar bu konuyu nasıl açabiliriz?" demişti annem benim gözyaşlarımı silerken. Anneme kızamıyordum, babama kızamıyordum. Onlara kızamıyordum ama ben de tamamen çaresizdim.

Akşam yemeğinden yeni kalkmıştık ve babam salonda çay içiyordu, biz de annemle masayı toplarken ona tekrar bu konuyu açmıştım. Dün olanlardan dolayı gece uyuyamamıştım, sürekli düşünmüştüm, sürekli bir kaçış yolu aramıştım kendime. Ama bulamıyordum. On sekiz yaşında olan bir kız tek başına ne yapabilirdi? Hem de sadece köy içinde yetişmişken, bir kez olsun bu köyün dışına çıkmamışken...

O sırada evimizin kapısına biri sert bir şekilde vurmaya başladığında korkuyla yerimde zıplamıştım. Bu nasıl bir kapıya vurmaktı? Bizim zilimiz de vardı hem de. Babam önce mutfağa koşup bizi kontrol etmişti, o da kapıya ne kadar ürkütücü vurulduğunun farkındaydı. Bizim mutfakta kalmamızı söyleyerek mutfaktan çıkıp kapıya doğru gittiğinde annem ve ben de mutfak kapısının arkasından dış kapıya doğru bakıyorduk. Kapı aralandığında babamın karşısında duran kişi o adamdan başkası değildi. Onun adını dahi anmak istemiyordum. Üzerindeki siyah takım elbisesiyle öylece babamın karşısında duruyordu. Arkasında dört adam vardı ve bir kaç adım gerisinde de daha önce konağın bahçesinde gördüğüm adam vardı. Adının Ömer olduğunu hatırlıyordum, gözlerimin önünde ki caninin kuzeni oluyordu. Onun kuzeni de onun gibi biriydi.

"Ne var ne yok, Serdar?"

Babama bu soruyu yöneltirken bile öylesine sorulmuş bir soru olduğunu belli ediyordu. Öyle bir ses tonuyla sormuştu ki cevabının hiç umurunda olmadığı açıkça belliydi. Gözlerimi ondan alıp anneme bakmıştım, şimdi benim korkumu o da paylaşıyordu. Dudakları hafifçe aralanmıştı, endişeli bir şekilde babama doğru bakıyordu. Gözlerimi ondan alıp babama bakmıştım ben de, ne olduğunu anlamaya çalışır gibi karşısındaki adama bakıyordu.

SEVECEKSİN  (Köy serisi I ) TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin