"Güller"

20.8K 1.1K 138
                                    

Diğer tarafa doğru dönerken saçlarım yüzümün önüne doğru dökülmüşlerdi. Uyanmıştım ama gözlerimi aralamakta zorlanıyordum, biraz daha uyuyabilirdim ama onu da yapmak istemiyordum. Bir süre daha öylece durmuştum, gözlerimi açmadan önce burnuma dolan yoğun kokuyla uykum açılmaya başlamıştı. Bu Azad'ın o beni her an kendine hayran bırakan kokusuydu ve çok yoğundu.

Yastıkta, üzerimdeki pikede... Bir de saçlarımda ve tenimde. Ben de Azad gibi kokuyordum.

Gözlerim hızla açılırken nefes almayı unutmuş gibiydim, saçlarımın arasından hangi odada olduğuma bakıyordum. Olan biten her şey yavaş yavaş gözlerimin önünde canlanıyordu. Azad'ın tatlı nefeslerini ilk defa bu kadar sık ve yakından hissetmiştim, her şey böyle başlamıştı. Koridorda başlayan bu tatlı öpücükler aşağıdaki odalardan birinde devam etmişti.

"Ah!"

Yaşadığımız anları düşünürken ne kadar kendimden geçmişsem, sarıldığım yorganla birlikte yere yuvarlanmıştım. Yerde yorganla birlikte yatarken düşüncelerimi o anlardan başka düşüncelere yönlendiremiyordum. Sanki güzel elleri hala bedenimdeymiş gibi hissetmiştim. Söylediği kelimeler tekrar tekrar çınlamıştı kulaklarımda. Elimi kaldırıp parmaklarımla yavaşça dudaklarıma dokunmuştum, onun izlediği yolu takip ederek kaydırmıştım parmaklarımı. Önce boynuma, ardından da omzuma.

Uzandığım yerden yavaşça doğrulurken yatağa doğru bakmıştım, Azad'ın uyuduğunu düşünmüştüm  ama o yatakta değildi. Yastığının üzerinde küçük bir not vardı ve büyük bir gül demeti duruyordu. Çenemi yatağa yaslarken gülümseyerek güllere doğru bakmıştım. Saçlarımı Azad'ın yıkayışı gözlerimin önüne geldiğinde gülümsemem daha da genişlemişti, kendimi narin ve kırılgan biri gibi hissetmiştim. Küvetin içinde otururken kapıyı tıklatarak içeri girmiş ve gülümsemişti, o gülümsemedeki şefkat beni hipnoz etmişti sanki. Hiçbir şey söylemeden gelip küvetin dışında saçlarımı yıkadığında gözlerimi kapatmıştım. O saçlarıma dokunduğu her an da orada uyuyacağımı sanmıştım, oysa ki elleri nazik diyemeyeceğim bir şekilde saçlarımda dolanmıştı ama sanki pamuklarla kaplı bir el gibi hissettirmişti bana. Sonra odaya, yani buraya geldiğimizde saçlarımı taramış bir de kurutmuştu.

İlk defa sarılarak uyumuştuk. Sanki kötü hiçbir şey olmamış gibi, Yusuf vurulmamış gibi ya da onunla kavga etmemişiz gibi.

Olduğum yerden kalkıp üzerimdeki yorgandan kurtulmuş ve güllere doğru ilerlemiştim. Büyük gül buketini kollarımın arasına aldıktan sonra arasında olan notta gezdirmiştim gözlerimi.

Günaydın güzelim, benim günüm sayende geceleri de aydınlık. Yakında döneceğim, sana deli gibi aşığım.

"Kalbim sakin ol." diye mırıldanmıştım gülerek  nota bakarken. Bu kelimeler sadece bir notta yazılıyken kalbimi böyle titretiyorsa yüzüme söylediği zamanlarda nasıl ayakta kalabiliyordum bilmiyordum. Elimdeki notu aynanın önüne özenle bıraktıktan sonra üzerimi değiştirmiş ve elimdeki güllerle birlikte odadan çıkmıştım, koridor tamamen boştu ve aşağıdan sesler geliyordu. Merdivenlerden inerken güllere hayranlıkla bakıyordum, çok güzellerdi.

"Günaydın Nida hanım, kahvaltınızı hazırladım." demişti adının Sare olduğunu öğrendiğim çalışanlardan biri. Güzel bir gülümsemeyle yüzüme bakıyordu, orta yaşlarda bir kadındı ve elinin çok lezzetli olduğunu duymuştum diğerlerinden. Ben de gülümsemiştim.

"Teşekkür ederim, Azad'ın nereye gittiğini biliyor musunuz?"

Azad'ın ismini söylerken sesimin neşeden neşeye koşuşu beni güldürmüştü. Her gün daha da alışıyor ve onu arıyordum.

SEVECEKSİN  (Köy serisi I ) TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin