"FİNAL" kesit

14K 632 43
                                    

Son kesitimizi de atıyorum o zaman... Sevinmem mi gerekir bittiği için bilmiyorum ama ben biraz üzgünüm. Ne var ki her hikayenin bir sonu vardır ve bazen gereksiz yere uzatıldığı zaman hikayenin akışı bozulur, ben bu akışı bozmak istemiyorum. Final bölümü yetişirse bu gece burada olacak, biraz uzun olacağını düşünüyorum bölümün. Özel bölüm de yazmayı planlıyorum, hepinize teşekkür ederim. :) 


Küçük çocuğun elini tutuyordum. Çok güzeldi bir çocuktu, elleri sıcacıktı.

Konağın bahçesindeydik.

Azad bizden birkaç adım önde durmuş, öylece kapısı açık olan konağa bakıyordu. Siyah ceketi üzerindeydi, siyah saçları rüzgardan dolayı hafifçe kıpırdanıyorlardı.

Onun arkasındaysa biz vardık. Ben ve Ali.

Ali iki yaşına bile girmemişti henüz, bir hafta kadar uğraşmamızın sonucunda Ali'yi bugün kaldığı yetimhaneden almıştık. Benim bir hayalim vardı, her zaman yetimhanede kalan çocuklarla bir araya gelebilmeyi istemiştim. Onlara hediyeler verebilmeyi, sarılmayı, bir an olsun yüzlerinde gülümseme görebilmeyi her zaman çok istemiştim.

Aradan çok zaman geçmişti.

Ahmet beyin ve Dilber hanımın ölümü üzerinden 2 ay geçmişti neredeyse. İlk bir haftası bizim için çok zor olmuştu. Azad ne kadar dimdik dursa da, içten içe büyük bir yıkım yaşamıştı ve onun toparlanması için yardım etmek istememe rağmen çok fazla bir şey gelmemişti elimden. Bu süreçte çevresine karşı daha öfkeli biri haline gelmişti, birkaç kez bana bağırdığında ne yapacağımı bilememiştim. Ama o günler geride kalmıştı artık, birlikte üniversite sınavım için çalışmıştık. Bana hiç sıkılmadan, bir kez olsun kızmadan saatlerce ders çalıştırmıştı. Bir öğretmenin bile anlatmasından daha güzel anlatmıştı her şeyi, daha anlaşılır kılmıştı her konuyu.

Konaktaki çoğu şeyi değiştirmiştik, her şey sıfırdan başlamış gibiydi.

Konakta yaşamak isteyen Azad olmuştu. Ben de itiraz etmemiş ve kabul etmiştim. Ne kadar öfkeli olursa olsun ailesine karşı, burası onun yuvasıydı. Onun eviydi. Ne yaşanmışsa yaşansın, her şey geride kalmıştı. Herkes aramızdan ayrılsa da evi onunla kalmıştı. Bu evde anıları vardı. Köydeki tüm insanlar artık Ahmet beyin yokluğuna alışmış, hepsi onun yerine Azad'ı kabullenmişlerdi. Ahmet beyin varisini. Yine ne sorun olursa Azad'a koşarlardı, her yere onu davet ederler Ahmet beye gösterdikleri hürmeti Azad'a gösterirlerdi.

Ali'yi evlat edinmemiz de, benim hayalimi gerçekleştirmek için şehirde bir yetimhaneye gittiğimiz gün olmuştu. Azad arabanın arkasını oyuncaklarla ve kıyafetlerle doldurmuştu. Hatta arkamızdan gelen bir arabayı daha doldurmuş, daha sonra tekrar gelebileceğimizi de söylemişti bana. Ne zaman istersen yine geliriz demişti, isteklerimi bir kez olsun reddetmemişti bile.

O gün, Ali gibi bir sürü bebek vardı. Onlara çocuk diyemiyordum, hepsi bebekti benim için. Elinde biberonuyla gezen vardı, hepsi çok küçüklerdi. Ali'den daha ufak olan kundakta bebekler de vardı. Oyuncakları onlara verirken çok mutlu olmuşlardı, bana sarılmışlar ve beni dünyanın en mutlu insanı yapmışlardı.

Ama o gelmemişti. Ali, ne oyuncaklara ne de bana hiç bakmamıştı. Bir köşede oturuyordu ve o Azad'a doğru bakıyordu. Gözlerimi ondan alıp Azad'a doğru çevirmiştim başımı, onun yüzüne bakmıştım. Azad, ona bakan çocuğun gözlerine öylece bakıyordu. İkisi arasında görmediğim, kimsenin göremediği bir şey varmış gibiydi.

Buraya geldiğimizde Azad bana istediğim kadar çocuklarla vakit geçirebileceğimi söylemişti ama nedenini bilmediğim bir şekilde o çocuklardan uzak kalmak istemişti. Geldiğimizden beri kapının orada duruyordu, bir ara sigara içmek için çıkmış ardından geri gelmişti. Beni hiçbir şekilde engellemiyordu ama kendisi de çocuklara bir adım dahi atmıyordu. Garipsemiyordum. Çocuklarla ilgilenmekten hoşlanmıyor olabilirdi, böyle insanlar da vardı ve garipsenecek bir yanı yoktu bunun. Ben de ona hiç ısrar etmemiştim o yüzden, onun bana anlayışlı olduğu gibi ben de ona karşı anlayışlı olmuştum.

"Şu bebeğin adı ney?" diye sormuştum, çocuklarla ilgilenen görevlilerden birine gülümseyerek.

"Şurada olan mı?"

"Evet."

"Ali," diyerek gülümsemişti kadın. "Bir buçuk yaşında. İlk doğduğu gün hastaneden direkt buraya getirdiler Ali'yi. Adını biz koyduk. Bakmayın orada öyle durduğuna, aslında çok erken yürümeye başladı ama bir köşede durmayı seviyor."

"Ali'yi evlat edinmek için başvuran oldu mu hiç?" diye sormuştum, Ali'yi izlerken. Çok farklıydı ve beni şaşırtan bir yönü vardı. Azad'a öyle çok benziyordu ki gözlerimi ondan alamıyordum. Saçları siyahtı, gözleri koyu bir renkti ve kumral tenliydi. Yaşına göre boyu ve yapısı da oldukça güzel olan bir bebekti Ali.

"Ali biraz soğukkanlı bir bebektir, daha çok sıcakkanlı bebekleri benimsiyor gelenler." Demişti kadın nazikçe.

Ama ben Ali'yi izlemeye çok dalmıştım. Çok güzeldi. Ona hayran kalmıştım. Azad'da sadece ona bakmıştı buraya geldiğimizden beri.

Oyuncaklarla dolu olan kutudan bir oyuncak alıp gülümseyerek Ali'ye göstermiştim. Gözlerini Azad'dan alıp bana doğru odaklamış, ardından da oyuncağa bakmıştı ama yanıma gelip almamıştı. Bir adım dahi atmamıştı hatta. Nedenini bilmiyordum ama bu beni içten içe üzmüştü. Ona yakın olmak istemiştim ama Ali'nin soğukkanlı bir bebek olması buna izin vermemişti. Başka ne şekilde bir bebeğe yaklaşılabilirdi hiç bilmiyordum. Oyuncağı üzülerek yerine bırakacağım sırada biri onu elimden almıştı. Alan kişiye dönüp baktığımda Azad'ı görmüştüm.

Oyuncağı bu sefer Ali'ye doğru uzatan kişi ben değildim, Azad'dı. Ve o an, Ali'de gerçekten de farklı bir şeyler olduğunu anlamıştım. Sanki o bizim hayatımızın bir parçası olmalıydı. Sanki o köşede hep bizi beklemişti, Azad'ın ona adım atmasını beklemişti.

Azad ona doğru oyuncağı uzattığında şaşırarak yüzüne bakmıştım. Çocuklardan uzak duran kendisiydi ama şimdi Ali'ye oyuncak uzatan da kendisiydi. Dudaklarında bir gülümseme yoktu ama yüzünde yumuşak bir ifade vardı. Ve Azad oyuncağı uzattığında bir şey olmuştu. Ali, yavaş adımlarla Azad'a doğru gelmiş ardından küçük ve güzel eliyle ona uzatılan oyuncağı almıştı.

Nedenini bile bilemiyordum ama o an da çok duygusallaşmıştım, gözlerim dolu dolu olmuştu. Görevli kadın da şaşkınlıkla bakmıştı Ali'ye. Kimseye yaklaşmayan bebek, aramızda en soğuk duran kişiye, Azad'a gitmişti.



kesit sonu :) 


SEVECEKSİN  (Köy serisi I ) TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin