"Cani"

34.5K 1.5K 273
                                    

Azad Karan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Azad Karan






Bahçede çıkan tartışma, Buket'le bir kaç saniye bakışmamıza neden olmuştu. Oturduğumuz koltuktan kalkıp hızla cama doğru koşmuştuk. Babam sabah Ahmet beyin yanına gitmişti, ne yaşamış olursak olalım hayatlarımıza devam etmek zorundaydık ve o da işini yapıyordu. Annem de konağa yemek yapmaya gitmişti, henüz sabahın erken saatleriydi, ben konaktan çıkıp eve girdiğimde kimsenin uyanmadığını görünce hemen bir duş alıp üzerimi değiştirmiştim.

"Bu kadına ne olmuş böyle, neden ağlıyor?" diye sormuştum kendi kendime camdan bahçeye doğru bakarken. Orta yaşlarda olan bir kadın ağlayarak kapıdaki mgörevlilere bir şeyler anlatıyordu ama adamlar asık bir yüzle onu bahçeden çıkarmak istiyorlardı.

"Bilmiyorum ama çok ağlıyor, bir acısı var belli ki." demişti Buket, kısık bir sesle. Daha fazla izlemeye gönlüm el vermediğinde tülü kapatacaktım ki adamlardan birinin kadını ittirdiğini görmüştüm. Kadın dengesini kaybedip geriye doğru düştüğünde dudaklarım aralanmış, hiç beklemeden kendimi evin kapısına doğru atmıştım.

"Nida!"

Arkamdan seslenen Buket'i umursamadan evin kapısını açmış ve bahçeye doğru koşmak için hazırlanmıştım ama konaktan tüm heybetiyle çıkan Azad'ı gördüğümde adımlarım yavaş yavaş durmuştu. Onun hemen arkasında babam ve Dilber hanım vardı. Babamın yüzündeki ifadeden kadına acıdığını görebiliyordum ama Azad ve annesinin yüzünde soğuk ifadeden başka hiçbir şey yoktu. Sanki düz duvara bakıyor gibiydiler. Azad kendini toplamış görünüyordu, siyah gömleğini giymişti, sabahkinden daha canlıydı.

"Ne oluyor?!" diye sert bir şekilde sormuştu Azad, yere tutunarak ayağa kalkan kadının karşısına dikilirken.

"Azad ağa, oğlum adına özür dilerim!" diyerek ağlıyordu kadın. Bu cümleyi duyar duymaz kalbim sızlamıştı. Bu kadın o adamın annesi miydi? Dün Azad'ı vuran ve diğer şeyleri yapan adamın...

"Senin özrünün ne önemi var? Oğlun benim oğluma silah çekme cesaretinde bulundu!" diye araya girmişti Dilber hanım, soğuk bir ses tonuyla. Kadına olan bakışları öyle kötüydü ki, keşke şu an uyuyor olsaydım ve bu olanlara şahit olmasaydım diye düşünmüştüm.

"Yalvarırım hanımım, ne olur!" diyordu kadın, "Dün geceden beri ortalarda yoktur yavrum, siz aldıysanız bir yerlere götürdüyseniz ne olur bırakın onu! Polise de gittim, bana eğer polisten önce o aile bulursa asarlar çocuğunu dediler, bir anne olarak yalvarıyorum bırakın cezasını devlet versin!"

"Burada devlet biziz."

Bu ses, tüm bahçeyi doldurmuştu. Ahmet bey arkasında bir kaç adamla birlikte konaktan yavaş adımlarla çıkarken, rahat bir tavırla oğlunun karşısında yalvaran kadına doğru bakıyordu. Bu kelimeleri o kadar rahat söylüyordu ki, yıllardır yanlarında olmama rağmen ben bile şaşırıyordum. Hiçbir zaman onlara bu kadar dikkat etmemiştim, ne kadar vicdansız insanlar olduklarını hiç bu kadar yakından görmemiştim.

SEVECEKSİN  (Köy serisi I ) TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin