KURAL 23: Ortalığı Karıştır ve Kenara Çekil!

114 11 1
                                    

Dört günde üç bölüm atıyorum. Aman nazar değdirmeyin. Umarım bu tempoda devam edebilirim. İyi okumalar :))

/*/*/*/*/*/*/*/*/*/

En büyük oyunlar, oynanmaktan korkulanlardır. Saklambaç, körebe gibi masum oyunları herkes oynar çünkü tehlikeli değildir. Oysa çok daha büyük oyunlar vardır. Mesela kim kamikazeye binmeye cesaret edebilir?

Çoğu kişi zarar görmekten, yaralanmaktan korkar. Sadece en cesurlar bu tehlikeyi göze alır. Bende kendimi ateşe atmıştım, kimi yakacağını bilmediğim bir ateşe.

''Derin. Geçen dersin notları var mı sende?'' 

Kampüs kafede ben, Melih ve Sera her zamanki masamızda otururken yanımıza gelen kişi sınıftan bir arkadaşımdı.

''Tabi ama şu an yanımda değiller. Yarın getirsem olur mu?'' dedim. Adının Emircan olduğunu sonradan öğrendiğim çocuğun bakışlarının bende değil de sevgilim de olduğunu görünce kaşlarım çatıldı. Bu bakışlar da neydi?

''Emircan!'' dedim. Sesim hafif yüksek çıkmıştı. Kendine gelir gibi oldu ve otuz iki diş sırıtmaya başladı.

''Şeyyy, pekiiii... olur.'' gibi şeyler geveleyip masadan uzaklaşmaya başladı. Yavaş davranması gözümden kaçmamıştı. Bizden çok da uzak olmayan bir masaya oturmasıyla derin bir nefes aldım. Niye hala bize bakıyordu bu? Seranın bakışları ben ve o çocuk arasında gidip geliyor, Firdevs Yöreoğlu edasıyla bizi inceliyordu.

''Birileri kıskandııı.'' demesiyle birlikte sinirli bakışlarımın hedefi haline geldi.

''Neyi?'' dedi Melih. Onun gözleri benden başkasını görmediği için çocuğun onu izlediğini fark etmemişti bile.

''Ay enişt, sende var ya. Çocuk seni kesmekten bin parçalık yemek takımına çevirdi. Hiç mi hissetmedin?'' dedi Sera hayretle.

''Ne yapiyim kızım? Işık varken karanlığa bakamıyorum.'' demesiyle erimiştim. Hele o bakışlar neydi o yakışlar. Tanrıya, onu bana verdiği için bir kere daha şükrettim.

''Badboy oldu romanceboy. Derin ne yaptın sen bu ayıya? Teddy bear olmuş bildiğin.'' 

''Ayı falan ayıp oluyor ama.'' dedi Melih. 

''Lafın gelişi işte.''

''Yalnız o gelişin bir de dönüşü olur.'' dediğimde ellerini teslim olurcasına havaya kaldırmıştı. Bizimle uğraşamayacağını o da anlamıştı. Bizi izleyen çocuğa şüpheyle bakmaya başladı.

''Derin, bir şey söyleyeceğim.'' dedi Sera gözlerini ondan ayırmadan. ''Bu çocuk tıpkı sana benziyor.''

''Saçma sapan konuşma.'' dedim. Aramızda hiçbir benzerlik yoktu bile.

''Şuna baksana; gözlük takıyor ve senin eski tarzınla etrafta dolaşıyor. Bir de bayağı utangaç görünüyor. Bak bak, kızardı. Vallaha bu aynı sen.''

''Sen kahvaltıda yürek yedin galiba.'' dedim. Beni tabi ki birilerine benzetebilirdi ama bu kişinin sevgilime yiyecekmiş gibi bakan kişi olması hassas karnıma dokunmuştu.

''Gerçekleri söylemek de suç oldu.'' dedi Sera ters bir şekilde.

''Merak etmeyin benim güzeller güzeli sevgilim varken onun gibi birine bakacak değilim.'' demesiyle beraber yanaklarımın kızardığını hissediyordum. Eşzamanlı olarak kantinde yankılanan gıcırdama sesiyle beraber bütün bakışlar oraya döndü. Emircan gözlüğünü utangaç bir şekilde düzeltip çıkmıştı. Sera söyleyince fark etmiştim de bu çocuk bayağı benim eski halimdi.

Masum: İntikam [BxB]Where stories live. Discover now