TANITIM

43.4K 1.2K 186
                                    

Giray, karşısında oturan kadına bakarken kalbinin sıkıştığını sanki maraton koşmuş gibi ağzının içinde attığını hissediyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Giray, karşısında oturan kadına bakarken kalbinin sıkıştığını sanki maraton koşmuş gibi ağzının içinde attığını hissediyordu. Bunca yıl ona bakmaya bile çekinmişken, gözünden bile sakınmak istemişken şimdi onunla evlenecekti. Hayal gibi, rüya gibi geliyordu ama gerçekti.

Erdem, ondan kardeşiyle evlenmesini istemişti ve şimdi Zerda'da karşısında oturmuştu onunla evlenmeyi kabul ettiğini söylüyordu. Gözleri, omuzlarından aşağı, beline doğru dökülen kızıl saçlarına kaydı. Ateş gibiydi. Yakardı, kül ederdi. Saçlarına bir dokunsa sanki tüm benliği tutuşacaktı. Parmaklarının ucu sızladı, dokunmak istedi ama yapamazdı. Şu an olmazdı. Onu korkutmak istemiyordu. Ellerini sıkı bir yumruk haline getirerek boğazını temizledi.

"Zerda," diye başladı söze, sesinde korkunun izleri saklıydı ama bastırmaya çalıştı.

"Eğer istemiyorsan zorunda değilsin. Benimle evlenmek zorunda değilsin. Sen daha genç bir kadınsın, hiç evlenmedin. Ama benim başımdan bir evlilik geçti. Benim gibi bir adamla evlenmek istemezsen seni anlarım, saygıyla karşılarım. Beni yanına yakıştırmayabilirsin...-"

"Senin gibi bir adam mı?" diye başlayarak sözünü kesti Zerda, Giray'ın. Yüzü afallamış gibiydi.

"Neden seni yanıma yakıştıramayacakmışım ki? Evlenip boşandığın için mi?" Durdu, biraz bekledi.

Tüm uzuvlarında sebepsiz bir heyecan hissediyordu, eli ayağı birbirine karışıyordu. Belki de yıllardır abi gözüyle baktığı bu adam yakında kocası olacağı içindi bu heyecanı. Başka bir sebebi olamazdı değil mi? Başını iki yana salladı usulca. "İnsanlar evlenip boşanabilir, bundan doğal ne var ki? Bu mu seni yanıma yakıştıramayacağım sebep?" Tekrardan başını iki yana salladı.

"Belki de seninle çok konuşma fırsatımız olmadı ama sen belkide benim bu hayatta gördüğüm en iyi insansın. Merhametlisin, iyisin, yardımseversin. Bana, abime birçok yardımın ve iyiliğin dokundu. Hatta geçen gün...-" Durdu, o günü hatırlamak bile acı veriyordu kendisine. Gözyaşları gözlerine battı, sızladı ama akmamaları için direnmeye, kendini sıkmaya çalıştı Zerda.

"Babam kapıya dayandığında, beni zorla almaya çalıştığında gelmeseydin ben ne yapardım bilmiyorum...-" Dayanamadı, dudaklarının arasından bir hıçkırık koptu. Birkaç damla gözyaşı yanağına doğru süzüldü. Bir insanın kendi babasından bu denli korkması ne acıydı. Ama Zerda hayatı boyunca hep babasından korkarak, kaçarak yaşamıştı.

"Şşş," diye fısıldadı Giray aceleyle, ona doğru yaklaştırdı bedenini. Düşünmedi, beklemedi; parmaklarını uzattı ve Zerda'nın yumuşacık pamuk gibi tenine değdirdi. Yanaklarına dökülen gözyaşları Giray'ın parmak uçlarına bulaşırken ikiside aynı anda iç çekti.

Giray'ın parmakları titredi ama durmadı. O an kendine bir söz verdi. Silecekti. Bundan sonra Zerda'nın gözlerinden akan her yaşı silecek, akmasına sebep olan herkes hesabını tek tek soracaktı.

"Ağlama," dedi, canı yanıyormuş gibi.

"Hep gelirim Zerda. Sana söz veriyorum hep geleceğim. Bu hayatta yanında olduğum her an, seni bir saniye bile yalnız bırakmayacağım. Eğer olur da bir gün gelemezsem bil ki o gün öldüğüm gündür."


Ay çok heyacanlıyım gelen ilhamla yazmaya karar verdim. 💛

Zerda o kadar içime sindiki saatlerce yazmak istiyorum umarım sizin içinde güzel bir kitap olur. 💛

Desteğinizi oyunuzu, yorumunuzu bekliyorum 💛

Başlama tarihi 💛

ZERDAWhere stories live. Discover now